Koçyiğit:Ya hep beraber Türkiye'yi demokratikleştireceğiz ya da her birimizi bertaraf olacağız'

Halkların Demokratik Partisi’nin “Demokratik Anayasa”, “Yargı Paketi” ve “Demokrasi İttifakı” kapsamında başlattığı çalışmalar devam ediyor. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü ve HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, bütün toplumun benimseyeceği, arkasında duracağı ve savunacağı bir anayasaya ivedilikle ihtiyaç olduğuna dikkat çekerek, mevcut anayasanın hak ve özgürlüklerden yoksun olduğunu söyledi.

Diyarbakır, Van ve Mardin’e atanan kayyumların siyasi bir darbe olduğunu ifade eden Koçyiğit, başta kayyum atamaları ve ülkede yaşanan hukuksuzlukların kaynağının anayasanın işletilememesi olduğunu vurguladı. Koçyiğit, “AKP döneminde hukuksuzluk zirve yaptı. 12 Eylül darbe yasası anti demokratik olmasına rağmen işletemeyen bir AKP-MHP hükümeti faşizmiyle karşı karşıyayız. Bizim anayasa tartışmamızın kendisi mevcut sistemi sorgulatmaya ve  iradeyi açığa çıkarmaya dönüktür. Bütün bu hukuksuzlukların temelinde gerçekten bir toplum sözleşmemizin, özgürlükçü ve demokratik bir anayasamızın olamayışı ile çok ilgidir” ifadelerini kullandı.

Bütün toplumun benimsediği, arkasında durduğu ve savunduğu bir anayasaya ivedilikle ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Koçyiğit, mevcut anayasanın hak ve özgürlüklerden yoksun olduğunu söyledi. AKP-MHP iktidarının bu ülkede dinleri, inançları ve kimlikleri ayrıştırma politikasıyla hareket ettiğini belirten Koçyiğit, “Toplumun tüm kesimlerini kucaklayan bir anayasamız olmadığı için topluma karşı saldırı çok daha rahat gerçekleştiriliyor. Onun için toplumda demokratik yeni bir toplum sözleşmesine dayalı din, dil ve inanç özgürlüğünün olduğu eşitlikçi ve demokratik bir anayasaya ihtiyaç var” dedi.

Barışın ne olursa olsun korunması gerektiğinin altını çizen Koçyiğit, ülkede uzun bir süredir gerçek anlamda bir barış ikliminin  yaşanamadığını anımsattı. Koçyiğit, "Bunları aşmak ve Kürt sorununa demokratik çözüm içinde elini taşın altına koymayan bir hükümet gerçeğiyle karşı karşıyayız. Kürt sorununun çözümsüzlüğünde ısrar, bölgemize yaşanan bu savaşın sebebidir. Savaş sadece cephede iki silahlı gücün çatışması değildir. Bugün en büyük savaş kadına karşı, doğaya karşı, emeğe karşı yürütülüyor. Yeryüzünde iyi güzel ne varsa bütün bunlara karşı yürütülen bir savaş var. Hem şiddet anlamındaki savaşa karşı çıkmak, ama aynı zamanda bir toplum kırım biçimi olan kadına, çocuğa ve doğaya yönelik bütün şiddet biçimlerine karşı da yan yanan gelmemiz gerekiyor. Eğer bugün yapılan hukuksuzluğa karşı gelmesek yarın bütün bir ülkede bu hukuksuzluk yayılacaktır. Onun için bizler alanlarda 'Ya hep beraber ya hiçbirimiz' diyoruz. Ya hep beraber demokrasi inşa edeceğiz ve Türkiye’yi demokratikleştireceğiz ya da her birimizi bertaraf olacağız” diye konuştu. ( Kaynak: MA )