Koala, Sohbet ve Dans

- İyi ki doğdun abi.
-Sağol Allah razı olsun.
-Niye doğdun sen bu dünyaya?
-O-lum sen demin iyi ki doğdun demedin mi?
-Tamam canım benim seninle derdim yok, dünyayla var.
-Ne gibi dertlerin var?
-Saymakla bitmez.
-Sayma aman.
-İyi ki doğdun yalnız.
-Sağol.
-Sahi abi bi- açıklasana hazır günü de gelmişken yaşgününde en iyi sen açıklarsın. Bu dünyaya kendini getirir miydin?
-Abi demeyi kesersen açıklarım.
-Tamam apppla. Appplet hatta.
-Bimiyorum.
-Nası- bilmiyon ya, dünyanın haline baksana rezalet, kepazelik, bir tutam tutam da pespayelik var, ben kendimi getirmezdim, sen getirir miydin teyze?
-Teyzene şimdi yaşgünümde
-Enişte.
-Tövbestafuuurulllaaah...
-Tamam evlat açıkla.
-Bi- kere hayat güzel.
-Nah güzel.
-Tamam güzel değil, biraz güzel. Tamamen değil. Ama kötü de değil, iyi sayılır.
-Eeee başka?
-Yaşgünleri iyi oluyor. Bir sürü oluyor bunlardan mesela. Güzel değil mi?
-Ne yaaa bu mu senin açıklaman! Bu dünyaya...
-Etttirme şimdi dünyana. Geldik gidiyoruz kızım işte kaz kafan bir türlü almadı.
-Nereye gidiyon bacanak?
-Ahaha bu iyiydi. Şimdilik bir yere gittiğim yok, yaşgünümde çocukluğuma hayali bir seyahat düzenlemeyi düşünüyorum. Hatıralar mesela veya hayaller, bunlar güzel şeyler. Bugün o kadar da zil takıp oynamayayım diyorsan bunlara dalıp gidebilirsin. Hiç olmadı, alıp başını yine gidebilirsin. Bak şimdi gideyim mi? Bak... Yolu görüyor musun, nası uzuyor...
-Yok birader ben öyle hayalci değilim, aynı zamanda geçmişle ilgilenmem. Seyyah da değilim. Bugün önemli bugünün dünyası. Bu dünyaya...şimdi bu gayrimenkulde cevap ver şimdi...
-Ya dünyada 7 milyar insan var, 8 miydi, en son yedide kalmışım, neyse işte var bayağı bir milyar, ne bileyim ben. Git onlara sor. Mesela bugün doğanlar kaç kişi acaba? Yıldızları hangi açıdaydı?
-Soramam ben bugün doğan seni tanıyomm, bu dünyaya...
-Bu dünya deyip duruyorsun ama başka dünyalar da olabilir, henüz kesinleşmedi. Başka bir dünyaya sen getirir miydin?
-Soruya soruyla cevap verme tertip.
-Başka bir dünyaya kesin getirirdim, bu dünyaya da getirirdim. İki ayrı dünyaya kendimi getirir, sonra ortadan kaybolur, durumu seyrederdim. Böyle bir deney yapılabilir. Tek yumurta ikizi bebekleri bir senin dünyanda bir benimkinde...
-Sulandırıyor cıvıtıyorsun yenge.
-Nineme soralım diyeceğim ama...
-Ha birine daha sorabiliriz kardeş.
-Hani bana soruyordun.
-Tamam da sen lafı döndürüp dolaştırıyorsun hala kendini getirir miydin bir cevap bulamadın.
-Kendimi getirmezdim, başkasını belki.
-Niye? Kendini beğenmiyor musun?
-Hayır ya, sen hani dünyayı beğenmiyordun ya. Tamam işte madem öyle ben de beğenmeyeyim madem dedim.
-Beğenmiyorsun yani?
-Neyi?
-Dünyayı.
-Beğeniyorum.
-Niye?
-Çok güzel.
-Nası- güzel?
-Bir sürü olaylar oluyor bir de nehirler var. Nehirler pek bir güzel. Başka bir dünyada öyle nehirler görmediysen buraya geleceksin.
-Var var öte dünyada Kevser varmış mesela.
-Tamam da buradan geçmeden o tarafa geçemiyoruz.
-Nerrden biliyon?
-Ezoterik işlere sokma beni, lafın gelişi bir şey söyledim. Dağlar filan, deniz mesela, acayip güzel. Yıldızlar, yer şekilleri. Yer şekillerine dikkatlice bakarsan mesela kuşlar güneş, ayrıca yazları sıcak ve kurak kışları...neyse işte ...yakamoz... bir acayip yaratıklar da var ama sevimliler daha çok gibi... mesela sincaplar... sırf Koala için bile gelinir. Kedi köpek gelmiş, leylekler sürekli hareket halinde gelmişler, yunuslar, bir meşe var çınar limonlar zeytinler filan bunlar gelmişler, buyurun siz de gelin der gibiler yani pek tatlı bir manzara var.
-Hımmm öyle mi?
-Öyle. Limon ekşi olmaya gelmiş bence. Limonu çok ilginç bulurum bak. Limon nasıl oluyor- çok ilginç...liiii-mooon liiimon dilimin ucunda liii-mooon....
-Ya limon limon deyip insanı bi- tuhaf... limonu ne karıştırdın, mahsus yaptın di mi?
-Hi hi hi... Bak limon suyu...
-Aıaıyyy... Ya insanlar? Kentler, bütün o keşmekeş, kötülükler, sokarcalar akarcalar engerekler suç ve ceza...yoksulluk, perişanlık, sömürü, arlanmazlık, karanlığın adımları
-Koalada kalalım lütfen asabımı bozma.
-İnsanlardan hiç bahsetmedin çünkü.
-İnsanlar da idare ediyor. Ya insanlar dediğin senle beniz işte başkası yok şu anda. Başkası araya girerse düşünürüz.
-Beni beğeniyor musun şirin?
-Şirin mi oldum şimdi de?
-Beğeniyor musun beğenmiyor musun?
-Beğeniyorum.
-Ayyyy çok tatlısın. Beni de iyi ki getirmişler, değil mi? Şu suratıma baksana ne tatlı.
-Ahaha evet çok cici bir suratın var.
-Sırf benim için gelinir yani bu dünyaya.
-Evet aynen. Ben senin için geldim galiba.
-Ay ne kadar naziksin.
-Başka bir şey için gelmedin mi?
-Yok sanmıyorum şimdilik senin için geldim.
-Ya ben olmazsam.
-O zaman düşünürüz.
-Yok sen şimdi düşün.
-Bela mısın sen başıma?
-Belayım civan.
-Tamam cevabı buldum.
-Söyle.
-Koala, sen ve bu sohbetimiz için geldim. Sohbet etmeye geldim.
-Gidi seni...Bu dünyaya neden geldiğini bulmadan bırakmayacağım seni.
-Yaşamaya geldik galiba. Böyle acı tatlı. Japon mutfağına geldik bence. Şu anda seninle konuşurken tatlı bir tarafı var bu dünyanın yalnız.
-Diyelim ben gittim, yokum. O zaman ne olur?
-Kendi kendimle konuşurum.
-Hah bütün bu sen-ben muhabbeti bir yalandı, öyle mi?
-Off boğuyorsun beni ama bak. Tamam muhabbet için geldim, sen olmayınca da kendi kendime konuşmaya geldim. Almadın mı cevabı?
-Almadım. Cevap ver.
-Tamam bak şurrdaki resmi görüyor musun?
-Evet.
-Kimin resmi o?
-Koala'nın.
-Hah işte. O resim için geldim.
-Sadece Koala için geldin yani? Bu mu?
-Şimdi bir müzik açıyorum. Ne açtım?
-Müzik.
-L is the way that you lukkkk at miii, O is the way that na na na... was made for mee and youuuuuuu
-Bu yani... müzik dinlemeye geldin?
-Bir manada.
-Hadi dans edelim.
-Edelim de müzik olmasa da eder miydin, meselenin özü o.
-Ederdim bir manada. Etmeye bulmaya geldim.
-Ben olmasam da edecektin değil mi? Edecektin pis.
-Edecektim hadi...
-Dans etmeye gelmişsin.
-Koala için geldim.
-Koala ve dans, öyle mi?
-Bu 25 Eylülde bir dilek tutalım mı?
-Tutalım.
-Koalaların soyu tükenmesin, müzik olsun, dans olsun, nehirler aksın, bir de mavi renk o hiç kaybolmasın.
-Dünya mavi gezegen. Eylülde acayip güzel bir ay.
-Gezegenimizi seviyoruz. Mavi mavi dönsün dursun alimallah.
-Alimallah olmadı buraya.
-Olsun, olsun işte.
-Tamam olsun. Bir sürü şey olsun.
-Sen de ol.
-Sağol iyi ki varsın. Var ol. Dahi anlamına gelen de'lerle, menkul ki'lerle ol.
-Olmaya çalışırım.
-Ol ol.
-Amin inşallah.
-Hadi bakalım.
-Hadi, kalk...
-Ay ay ay, dur.
-Durmuyor ay da dönüyor. Dolun bak.
-Dönsün.
-Elleme madem dönsün.
-Başım döndü.
-Benim de. "
Editör: Haber Merkezi