ANKARA - “Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer” diyenlerin kervanına CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da katılırken, Kürt siyasetçi Sırrı Sakık, vaat değil adım atılması gerektiğini söyledi. 

Erken seçimin gündemde olduğu ve muhalefet cephesindeki partilerin ittifak konusunda görüşmeleri sürerken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, demokrasinin yolunun Diyarbakır’dan geçtiğine dair açıklamalarda bulundu. İttifak görüşmelerine ilişkin DEVA Partisi’ne ziyaret gerçekleştiren Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’da 27 Ocak’ta halka sesleneceğini belirterek, “Şuna kesinlikle inanıyorum. Bu ülkeye demokrasi gelecekse, demokrasi olacaksa, herkes kimliğinden, inancından ötürü ötekileştirilmeyecekse bunun yolu Diyarbakır’dan geçer. Diyarbakırlılara bunu anlatacağım, sorularını da samimiyetle yanıtlayacağım” ifadelerini kullandı. Ancak Kılıçdaroğlu hava şartları nedeniyle ziyaretini ertelediğini duyurdu.

Kılıçdaroğlu’nun "Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer" sözleri de, geçmişte yolu Diyarbakır'dan geçen ve sözlerinin tam tersini uygulanan siyasetçileri hatırlattı.

‘KÜRT REAL REALİTESİNİ TANIYORUZ’

“Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) ve CHP ittifakının iktidar olduğu 1991 yılının Aralık ayında Erdal İnönü ile birlikte Diyarbakır’da miting düzenleyen dönemin başkanı Süleyman Demirel çıktığı kürsüde “Kürt realitesini tanıyoruz” ifadelerini kullandı. Demirel’in Kürt realitesini tanıyoruz sözleri çok zaman geçmeden, “Ben Kürdüm' diyene, ‘pekâlâ sen Kürtsen Kürtsün' diyelim. Yani, ben Kürdüm diyene ‘Hayır sen değilsin' gibi bir ısrarda bulunmayalım. Benim dediğim Kürt kimliği budur” sözleriyle yerini aldı. Sonraki süreç Kürt sorununda kirli savaşın başladığı yıllar oldu.

Demirel, 2010 yılında "Demokratlar Platformu" bülteninin son sayısında yer alan röportajında, geçmişteki sözlerine dair şu sözleri söyledi: “Her Kürt sözü edildikçe, bu insanlar rahatsız olur. Her Kürt sözü geçtikçe de Türk kökenli insanlar alınganlığa girer. Böylece, 'Kürt Sorunu' diye başladığınız söz karşısında, bir 'Türk Sorunu' yer alır. Bugün olan şey, 'biz Kürt meselesini çözüyoruz' diye ortaya çıkanların ne yapacaklarını söylememeleri sonucunda bir Türk meselesi ortaya çıkarmış olmalarıdır."

 ‘AB ÜYELİĞİ DİYARBARKIR’DAN GEÇER’

ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz da 16 Aralık 1999'da başbakan yardımcısı olarak yolunun düştüğü Diyarbakır'da "Geçmişe artık sadece yanlışlarımızdan ders almak için bakmalıyız ve aynı yanlışları tekrarlamamalıyız" diyerek çok tartışılacak bir söz sarf etti: "Avrupa Birliği'ne üyeliğimize giden yolun Diyarbakır'dan geçtiğine inanıyorum." Bu sözler hiçbir zaman siyasi iktidarın politikası haline getirilemedi.

SORUNUN ÇÖZÜMÜNDEN İNKARINA

2005 yılında dönemin Başbakanı AKP’li Tayyip Erdoğan’ın da yolu Diyarbakır’a düştü. Erdoğan, Ağustos ayında Diyarbakır'da Toplu Konut Anahtar Teslim töreninde yaptığı konuşmada, “Kürt sorununu da ülkenin diğer tüm sorunları gibi anayasal düzen çerçevesinde "daha çok demokrasi, daha çok vatandaşlık hukuku ve daha çok refahla çözeceğiz" dedi. Aynı Erdoğan 2006 yılında Diyarbakır'a gelmese de Diyarbakır için "kadın da olsa çocuk da olsa gereği yapılacak" diye talimat verdi ve sokak eylemlerinde onlarca kişi öldürüldü.

Seçim çalışmaları kapsamında 2018 yılının Haziran ayında yine Diyarbakır’da düzenlenen mitinge katılan Erdoğan, “Kürt yoktur demiyoruz, Kürtlerin bizzat kendileri sorun gören anlayışa nazire olarak Kürt sorunu yoktur diyoruz” ifadelerini kullandı.

‘‘BİRLİKTE YÜRÜYECEĞİZ’

2015 yılının Ocak ayında Diyarbakır'da AKP’nin il kongresine katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu da, Kürt sorununa çözüm süreciyle ilgili kararlılık mesajları verdi. Davutoğlu, "Diyarbakır'ın sokaklarında birlikte yürüyeceğiz. Çözüm süreci konjonktürel bir çaba değildir. Bir seçim kaybetmek ya da kazanmamak için yapılan bir şey değildi” dese de birlikte yürüdüğü AKP ile yollarını ayıran Davutoğlu’nun da sözleri havada kaldı.

‘ANLAŞAMADIĞINIZ YERLERİ DE ÇÖZECEĞİZ’

Muharrem İnce de, 2018 yılında CHP’den Cumhurbaşkanı adayı olduğu dönemde Diyarbakır’dan geçen başka isim oldu. Seçim öncesi Diyarbakır’da düzenlediği mitingde çözüm önerilerinde bulunan İnce, “Bir: Kürtler onore edilmek istiyor. Bunu yapacağız. İki: Yalan yok, gizli kapaklı görüşme yok. Çözüm yeri TBMM. Üç; Cumhurbaşkanı olduğumda TRT kanallarından birini bu işe ayıracağım, dil meselesini tartışacak. Kendi aranızda da anlaşamıyorsunuz, biliyorum. Anlaştığınız yerlere beni de yazın. Anlaşamadığınız yerleri de çözeceğiz” ifadelerinde bulundu. İnce, daha sonra anadilde eğitime karşı olduğunu söyledi. 

‘KÜRDİSTAN’ VURGUSU

2019 yılının AKP Genel Başkanı Binali Yıldırım, 23 Haziran seçimlerine günler kala Diyarbakır’da düzenlediği mitingde, Kürtlerin desteğine olan ihtiyaç neticesinde ilk defa “Kürdistan” ifadesini kullandı. 2016 yılında “Kürt sorunu yok” sözlerini savunan Yıldırım, bu sefer de “İstiklal mücadelesini başlatırken, Ankara'da Büyük Millet Meclisi'ni toplayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün davet ettiği millet temsilcileri arasında Kürdistan mebusu da, Lazistan mebusu da vardı, Anadolu'nun her tarafından temsilci vardı. Bizi birbirimizden ayırmaya çalışanlara, bizim kardeşliğimizi bozmak isteyenlere asla prim vermeyeceğiz ” dedi.

‘TOPLUMSAL SÖZLEŞME'

Kürt siyasetçi Sırrı Sakık, Kılıçdaroğlu’nun sözlerini ve bugüne kadar Kürt sorunu ve çözümüne yönelik söylenen sözlerin hayata geçirilmemesini değerlendirdi.  

Bugüne kadar birçok siyasetçinin Kürt siyaseti üzerinden bu tür söylemlerinin defalarca kez tekrarlandığını ve bu tespitlerin doğru olduğunu belirten Sakık, söylenenlerin gerçekleştirilmesi yönünde kararlı adımların atılmadığını söyledi. Ankara’nın dehlizlerinde bu söylemlerin kaybolmaması gerektiğini vurgulayan Sakık, “Geçmişten bugüne kadar bunlar hep söylendi, siyasi aktörlerden tutun da Cumhurbaşkanı ve Başbakanı’na kadar birçok siyasetçi söylemlerin gereğini Ankara’da yapmadı. Onun için biz diyoruz ki, bunu söyleyenler toplumsal bir sözleşme imzalamalılar. ‘Biz iktidar olduğumuzda yasalar ve anayasada Kürtlerin varlığını kabul edeceğiz’ demeliler, ancak bunlar yapılırsa Türkiye’nin temel sorunları çözülür” ifadelerini kullandı.

‘VAATLERE SAHİP ÇIKMAK ÖNEMLİ’

Türkiye’deki bütün sorunların temelinde Kürt sorununun çözümsüzlüğünün olduğunun altını çizen Sakık, verilen vaatlerin Diyarbakır’dan Meclis’e taşınması zamanının geldiğini belirtti. Sakık, “Diyarbakır’da verilen vaatlerin Ankara’ya taşınması önemlidir. O vaatlere sahip çıkmak siyasetçilerin görevidir. Bunlar gerçekleştiğinde halkımız da gerekli adımları atacaktır. Unutulmamalı ki kimlik sahibi olmak bir lütuf değil en temel haktır” şeklinde konuştu.

MA / Berna Kişin

Editör: Haber Merkezi