İSTANBUL JINNEWS- Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi'nde düzenlenen "Toplumsal Cinsiyet ve Mekan İlişkisi" konferansı başladı. Konferansta mülteci kadınlar, queer mekan ve deneyimler, toplumsal cinsiyet ilişkileri, cinsiyetlendirilmiş mülksüzleştirme gibi birçok konu tartışılacak.


Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Bomonti Kampüsü'nde düzenlenen "Toplumsal Cinsiyet ve Mekan İlişkisine Yakından Bakmak" konferansı başladı. Fen-Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu'nda saat 09.30'da Çağlayan Kovanlıkaya, Ceren Lordoğlu ve Selda Tuncer'in açılış konuşmalarıyla başlayan konferansın ilk oturumunda "Kütahya'daki Somalili Kadınların Gündelik Hayatları", "Genç Kadınların Mekan Kullanımında Sınırlar ve Stratejiler: Kağıthane Örneği", "Mekan Odaklı Araştırma Yöntemleri Toplumsal Cinsiyet İlişkilerinin Analizinde Ne Tür Katkılar Sunar" başlıkları tartışıldı.

Konferans ilk olarak, Burcu Hatipoğlu'nun hazırladığı sunumla başladı. Somalili kadınların gündelik hayatlarını tez olarak hazırlayan Burcu, temelde iki sorunla yola çıktığını belirterek, "Birincisi taşrada kadın olmak ne demekti? bahsettiğim şey bu konu üzerinde Kütahya'ydı. Diğer taraftan da taşrada mülteci kadın olmak nedir? Bunun hukuki tanımları nelerdir? Neden Somalili kadını tercih ediyorum? Bu konular üzerinde durdum" dedi.


'Taşrada zaman kasvetli geçiyor'


Burcu, taşranın bir şeyin hep ötekisi olarak tanımlandığını ifade ederek, "Yapılmış başka taşra tanımları var. Taşrayla ilgilenme fikri biraz kişisel bir şey. Kütahyalıyım, o şehirde yaşamış olmayı deneyimledim. Çıkıp tekrar geri döndüğümde oranın nasıl bir yer olduğunu görmüş oldum. Taşrada her şeye ulaşılabiliyor ama bir tık üstünü yapmak istiyorsanız eğer zorlu. Bir Zamanlar Anadolu'da da bahsedildiği gibi taşrada zaman kasvetli geçiyor" diye konuştu.


'Taşrada kadın olmak eve kapanma haline neden oluyor'


Kütahya'nın sosyal iktisadi durumundan söz eden Burcu, toplumsal cinsiyet konusunda da şunları söyledi: "Taşrada kadın olmak sosyal ağa dahil olamadığında eve kapanma haline neden oluyor. Taşrada kadın olmak bir göz tarafından izlenmenin ne demek olduğunu bilmektir."


'Somalili kadınlar yarım hissettiklerini söylüyor'


 18 Somalili mülteci kadınla görüştüğünü dile getiren Burcu,  Somalili kadınların taşra deneyimlerine değinerek "Kütahya'nın nasıl bir yer olduğunu neler yaşadıklarını sorduğumda ırkçılıkla karşılaştıklarını ve Arapça konuştuğu için ötekileştirildiklerinden bahsettiler. Kendinizi burada nasıl hissediyorsunuz dediğimdeyse 'yarım hissediyoruz' cevabını aldım. Somalili kadınlar yine Somalili kadınlarla komşuluk yapıyor. Bu içe kapanma durumunun en büyük nedeni dil.  Hareket alanları o yüzden de geniş değil" ifadelerini kullandı.


'Kadınların bütün hayali mahallenin dışına çıkmaktı'


Ardından söz alan Rabia Demirci, "Genç Kadınların Mekan Kullanımında Sınırlar ve Stratejiler: Kağıthane Örneği" başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Sunumunda olabildiğince anlatılara yer verdiğini belirten Rabia çalışmanın Kağıthane Hamidiye Mahallesi'nde yapılan bir çalışma olduğunu söyledi.  Rabia sunumunda şu ifadelere yer verdi:  "Görüştüğüm kadınların bütün hayali bu mahallenin dışına çıkmaktı. Genç kadınların eğitim hayatlarının ahlaki değerlerine zarar vereceği gerekçesiyle aileleri tarafından engelleniyor. Genç kadınlar maddi konuları gerekçe göstererek çalışarak sosyalleşebiliyorlar. Ama mekânsal olarak da ailelerinin izin verdikleri mekanlarda çalışıyorlar. Genç kadınlar iş sebebiyle geç saatlere kadar izin alabiliyorlar, fakat çalışmadıklarında durumun öyle olmadığını söylüyorlar. Kadınlar arkadaşlarıyla vakit geçirmek istediklerinde aileler AVM' de vakit geçirmelerine izin veriyorlar, AVM'lerde kameralar olması, kadınların çoğunluğu gibi sebeplerle kafelerden daha güvenli buluyorlar. Sosyal medyada da kadınların sahte hesaplarla ya da fotoğrafsız hesap kullanımlarıyla ailelerinden ve yakın çevrelerinden korunuyorlar. Bütün bu mekanlara baktığımızda genç kadınların ne kadar sınırlandırıldığını ve bu sınırlamaya karşı kadınların strateji geliştirdiklerini görüyoruz."


Konferans, Dr. Gökben Demirbaş ise "Mekan Odaklı Araştırma Yöntemleri Toplumsal Cinsiyet İlişkilerinin Analizinde Ne Tür Katkılar Sunar" başlıklı sunumuyla devam etti.


 Konferans, saat 11.35-13.00'de Selda Tuncer'in moderatörlüğünde yapılacak ikinci oturumla devam edecek. Bu oturmda şu konular tartışılacak: 


"*Bahar Sakızlıoğlu, Cinsiyetlendirilmiş Mülksüzleştirme: Tarlabaşı'nda Yaşayan ve Çalışan Kadınların Soylulaştırma Deneyimleri.


*Ezgi Yılmaz, Queer Mekan olarak Maçka Demokrasi Parkı.


*Zeynep Merve Uygun, Türkiye'nin Kadınlara Özel 'Helal' Tatil Mekanları."


Üçüncü oturum ise, saat 14.00-15.20'de Didem Kılıçkıran'ın moderatörlüğünde gerçekleşecek. Bu oturmda ise şu konular ele alınacak: 


"*Figen Uzar Özdemir&Atilla Barutçu, Yerin Altında-Yerin Üstünde: Maden Kentlerinde Toplumsal Cinsiyet İlişkileri.


*Sare Öztürk, Yırca Köyü'ndeki Mekansal Değişimin Kadınların Yaşamında Yarattığı Dönüşüm üzerine Bir İnceleme.


*Denizcan Kutlu, Sosyal Yardım Rejiminde Kadınların Toplumsal Cinsiyet ve Mekan Deneyimleri: Hane, Mahalle, Muhtarlık ve Kurumlardan Saha Gözlemleri."


Dördüncü oturum ise 15.35-16.55 saatleri arasında yapılacak. Moderatörlüğü Ceren Lordoğlu tarafından yapılacak oturumda şu sunumlar yer alacak: 


"*Gökçe Sözen, Yaşamsal Deneyimlerin Resim Sanatına Yansıtılması: Taşçıoğlu Konağı Apartmanı'ndan Kentsel Dönüşüm Uygulaması Nedeni ile Göç Eden Kadınların Resimleri ve Hikayeleri.


*Esen Ergin, Mersin'de Kadın olmak: Doğu Akdeniz'de Kozmopolit Bir Şehirde Yaşamaya Dair Hıristiyan ve Müslüman Kadınların Anlatıları."


Konferans, saat 17.10-18.00 arasında gerçekleşecek "Toplumsal Cinsiyet ve Mekan Çalışmalarının Geleceği" sunumuyla sona erecek.
Editör: Haber Merkezi