Nâzım Hikmet'in "Taranta Babu'ya Mektuplar" eserinden uyarlanan tiyatro oyunu Taranta Babu'ya, bir engel de Erzincan Müftüsü'nden geldi. Oyuncu Cansu Fırıncı süreci YURT'tan Tolga Kaan Ateşli anlattı.

Oyun Sandalı ekibi tarafından; Harun Güzeloğlu’nun yönetmenliğini yaptığı, Cansu Fırıncı’nın tek kişilik performansıyla sahnelenen, komünist şairimiz Nâzım Hikmet'in "Taranta Babu'ya Mektuplar" eserinden düzenlenmiş olan "Taranta Babu" oyunu, MHP'li Amasya Belediyesi tarafından 'politik' olduğu gerekçesiyle engellenmişti. Engele pek çok sanatsever tarafından tepki gösterilirken, AKP ve MHP'nin sanat düşmanı ideolojik yaptırımlarına da tepkiler çığ gibi büyümüştü. Hemen ardından Erzincan'da da bir engelleme girişimi olmuş, oyunun oynanabilmesi için Valiliğe bağlı Dernekler Masası'ndan izin alınması gerektiği söylenmişti. Valiliğin darbe uygulamalarını hatırlatan evrak talepleri karşılanmış, izin işlemleri tamamlanmış, tiyatro oyunlarının oynanacağı tek yer olan Müftülük salonu için de başvuru yapılmıştı. Ancak 20 gün boyunca organizasyonda gönüllü olan yurttaşlara ve tiyatro ekibine herhangi bir dönüş yapmayan müftülüğe ulaşan ekip, bir şok daha yaşadı. Müftülük gerekçesiz bir şekilde gösterimi iptal etti.  'BİZ SİZE KARTIMIZI TAKDİM EDELİM' Sürecin nasıl şekillendiğini Cansu Fırıncı YURT'a anlattı:  Oyunu organize etmek isteyen dostlarımız bize ulaştılar. Oyunu Erzincan'da göstermek istediler. Akabinde tiyatro oyununu sahnelemek istiyorsanız Valiliğe bağlı Dernekler Masası'ndan izin almanız gerektiğini öğrendik. Buna kim karar verdi bilmiyorum. Böyle bir uygulamaya ne düşünülerek başlandı bilmiyorum. Hangi yasal dayanağa dayanılarak buna müsaade ediliyor, yasa var mı onu da bilmiyorum. Bunların cevabını kamuoyu versin. Dernekler Masası bir takım evraklar talep ediyor. Bunların içinde text de var... Dedik ki verelim bakalım ne istiyorlarsa, neyle karşılaşacağımızı hep beraber görelim.  Aradan 20 gün geçti hala ses yok. Dernekler Masası'nı aradık, "20 gün geçti, hala oyunun oynanıp oynanamayacağına karar verememiş olamazsınız" dedik. Dernekler Masası'ndaki yetkili arkadaşlar ise "Biz size ulaşmayı ihmal etmişiz. Oyun oynanabilir ancak Erzincan Emniyet Müdürlüğü'nün de olmazsa olmaz bir şartı var" dedi. Olmazsa olmaz dedikleri şart şu; Emniyet Müdürlüğü, oyunun oynanabilmesi için salon güvenliğini sağlayacak iki özel güvenlik kiralamayı zorunlu tutuyor. Yani Erzincan polisi, Erzincan'da bir salonda oynanacak tiyatro oyununa katılan yurttaşların güvenliğini sağlayamıyor ya da sağlamıyor. Sanıyorum çok daha mühim işleri var... Güvenlik şirketini de Emniyet Müdürlüğü öneriyor ve kartvizit veriyor.  (Emniyet Müdürlüğü tarafından ekibe verilen kartvizit) 'SAYEMİZDE MÜFTÜ HAYATINDA İLK KEZ NÂZIM OKUDU' Erzincan'da bir tiyatro oyununun profesyonel anlamda oynanabileceği iki salon var. Biri Erzincan Belediyesi'ne diğeri Müftülüğe ait. Müftülük salonu 400 kişilik bir salon ve oyunu organize eden arkadaşlarımız orayı uygun buldular. MHP'li, belediyeye ait salonu kullanmak zaten mümkün değil, ideolojik gerekçelerle bize tahsis edilmesini neredeyse imkansız olarak değerlendiriyoruz, Amasya'daki yasaklamanın da ardından...  Arkadaşlar Dernekler Masası'ndan temin ettikleri onay belgesini ve Erzincan Emniyet Müdürlüğü'nden verilen 'alındı'yı salona gösterdiler. Müftülük de 24 Temmuz Çarşamba gününe, salonu oyun için tahsis etti. Bugün 400 kişilik kapasite olan salonda oynanacak oyunun 350 bileti satılmışken, arkadaşlarımızı aradılar ve 'tahsisin iptal edildiğini' söylediler. Gerekçe olarak ise "O gün başka bir etkinlik var" dediler. Arkadaşlarımız biletlerin tükenmek üzere olduğunu hatırlatarak bir gün öncesi ya da sonrası tahsis edilmesinin mümkün olup olmadığını da sorup yine olumsuz yanıt alıyorlar. Müftülük yetkilileri Temmuz-Ağustos ayları süresince salonun her gün dolu olduğunu öne sürüyor. Böylelikle oyunumuz Erzincan Müftülüğü'nün insiyatifi ile yasaklanmış oluyor.  Bu arada Müftülüğün 3 gün önce "Taranta Babu'ya Mektuplar" eserinin textini de istemiş olduğunu hatırlatayım. Sanıyorum müftü, hayatında ilk kez Nâzım Hikmet okumuş oldu bu sayede... NE OLMUŞTU? Oyun Sandalı ekibi tarafından; Harun Güzeloğlu’nun yönetmenliğini yaptığı, Cansu Fırıncı’nın tek kişilik performansıyla sahnelenen, komünist şairimiz Nâzım Hikmet'in "Taranta Babu'ya Mektuplar" eserinden düzenlenmiş olan "Taranta Babu" oyunu, MHP'li Amasya Belediyesi tarafından 'politik' olduğu gerekçesiyle engellenmişti. Engele pek çok sanatsever tarafından tepki gösterilirken, AKP ve MHP'nin sanat düşmanı ideolojik yaptırımlarına da tepkiler çığ gibi büyümüştü.  Oyuncu Cansu Fırıncı engellemeyi YURT'a değerlendirmiş, "Sosyalizm mücadelesinin bir değeri olan Nâzım Hikmet elbette o çevreleri rahatsız edecekti. Konumuz insansa, konumuz toplumsa, konumuz bireyse; o zaman zaten sanatın siyasete de değen, onunla rözenans halinde, etkileşim halinde olan bir doğası var. Bu doğa inkar edilemez. Bu doğa yasaklanamaz" demiş, halkın tarihsel çıkarları ve sanat arasındaki bağa işaret etmişti. Nâzım Hikmet oyununa karşı bir yaptırım da Erzincan Valiliği'nden gelmişti. Tiyatroların oyun izni için yalnızca Erzincan Valiliği'ne bağlı Dernekler Masası'ndan izin alınabiliyorken, oyunun oynanabilmesi adına talep edilen belgeler ise duyanları hem kızdırmış hem güldürmüştü. Sosyal medya hesabı üzerinden istenen belgeleri yayınlayan tiyatro sanatçısı Cansu Fırıncı, "Erzincan'da tiyatro oynayabilmek için istenenlerin listesi. Gördüğünüz üzere tiyatro salonu müftülüğe verilmiş. Özel güvenlik şirketinden üç 'body guard' kiralamanız gerekiyor. Polis seyircisinin güvenliğini sağlamaya tenezzül etmiyor. Darbe döneminden eksiği vesika istenmemesi" ifadelerini kullanmıştı. Alakası henüz anlaşılamayan ancak Erzincan'da bir tiyatro oyunu oynayabilmek için muhattap sayılan tek resmi organ olan Erzincan Valiliği Dernekler Masası'nın oyunun organizasyonunda görev alan yurttaşlardan istediği belgeler şöyleydi:  Tiyatro sanatçısı Cansu Fırıncı yaşananları YURT'a şöyle değerlendirmişti:  Bu tarz şeyler ancak darbe dönemlerinde istenebilecek şeyler. Hiçbiri yasal değil... Biz yalnızca hangi tarihte, nerede oynayacağımızı ve oyuncu arkadaşlarımızın kimlik bilgilerini emniyete yollarız, olur biter. Yasal olan tarafı şu an yalnızca bu. Geri kalanı keyfe keder uygulamalardır. Gerçekten Türkiye'nin belli başlı yerlerinde tiyatro için bu tarz bir uygulama geliştirildiyse, bunlar ancak ve ancak olağan hukukun ortadan kalktığı, darbe hukukunun geçerli olduğunu gösterir. Çünkü bunlar yalnızca olağanüstü hal hukukunun yürürlüğe girdiği zamanlarda uygulanabilirdi, uygulandı da. Demek ki bu ülkenin bazı bölgeleri olağanüstü hal hukukuyla, darbe hukukuyla yönetiliyor ki, tiyatro topluluklarına böyle muameleler, yaptırımlar uygun görülebiliyor. Veyahut da Türkiye'de hukuk muktedirlerin hukuku haline geldiği için, kendini muktedir gören kişi her kimse, o kişinin verdiği kişisel kararlar kanun hükmünde kararnameye dönüşüyor. Devletin kolluk kuvvetlerinin ise bir tiyatro oyununun güvenliğini neden sağlayamadığını ya da sağlamadığını anlamış değiliz. Söyleyeceğim tek şey bu yetkililere, ister vali olsun, ister kaymakam olsun; korkun biz tiyatroyuz!

Yurt Gazetesihttps://www.yurtgazetesi.com.tr/gundem/ozel-muftu-ilk-kez-nzim-hikmet-okudu-tiyatro-oyununu-yasakladi-h134137.html

Yurt Gazetesi
Editör: Haber Merkezi