Acılarımız eskimez bizim, Beşikten mezara Kanatlarına işle , Melek Tavus, Nakış nakış İlmik ilmik ör, Renklerine göm yaralarımızı. Ölüm ne kadar uzak ! Az sonra kapılar kırılacak Siyah kor bulutlar.

Acılarımız eskimez bizim,
Beşikten mezara
Kanatlarına işle ,
Melek Tavus,
Nakış nakış
İlmik ilmik ör,
Renklerine göm yaralarımızı.
Ölüm ne kadar uzak !
Az sonra kapılar kırılacak
Siyah kor bulutlar..
Ölüme hazırlanmam gerekiyor
Ah !
Saçlarıma dolanmış yıldızlar,
Söküp al gece..
Mezarsız bir ölüyüm ben bu gece.
Eşikte katillerim duruyor anne,
Gözyaşımda kül var anne .
Zaman !
Firari
Yorgun ve zalim
Savur beni düşlerine Lâleş
Ölüm tezgahları kurmuşlar.
Kanlı bir duvar var aramızda..
19 kadın ,
Alev alev..
Mezarlar süslenmiş
Kadın yüzü,
Elleri gümüş
Yüreğinde Telkari
Ah !
Küllerimi yolluyorum geceden,
Zifiri karanlık mezbahalar,
Kan sesiydi uyandım !
Hangi alev saracak birazdan bizi..
Bu gece huzmeden geçecek ölüm dudaklarıma..
Daha buğday başakları
Sarı altın.
Önce yüzüm mü yanacak ?
Zümrüt kırmızısı
Gözümden süzülen yaş..
Mezarlar geçiyor şehirlerimizden


Ey Lâleş
Bir çocuk ,
Kafese dolduracaklar bizi
Kimse okumaz,
Kanlı haritalarıdır buralar tüm atlasların.
Küle dönen saçlarinda altın sarısı,
Elleri gümüş
Yüreği Telkari kızım,
Bir gecenin zulmüne sığınmışız,
Ölüm beni al önce !
Çocuğum ,
Ben daha dün yıldız serpistirdim saçlarına..
Kızımın çığlıkları karıştı geceye
Yakamoz getirmiştim
Ay kokulu denizden
Daha dün.
Madem vakit bu kadar dar
Bu hançer,
Bu kara zindan
Böyle soludum,
Siyahi bir dumanı ben
Metal kafeste..
Ey aynalar,
Ey gözlerim
Pencereler gizledim ,
Gecenin koynuna.
Yaralı gözler bıraktım
Yaralı yüzler,
Yaralı sözler..
Ölmek ne kadar kolaymış,
Kement atıp çekiliyorum geceden
Ya kızım ?
Kinden şehirler kurmuşlar Lâleş,
Maviye değen göğun yeşil secdesinde.
Korkuyorum geceden,
Yaralı pullar duruyor zarflarımızda..
Hangi Cehennem,
Hangi Cennet bizim.
Kefen giyinmişiz bir de
Alev rengi..