İSTANBUL-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: Leyla Güven öncülüğünde başlayan ve 200’üncü gününde Öcalan’ın çağrısıyla son bulan açlık grevinin üzerinden 1 yıl geçti. Adalet Bakanı’nın “Engel yok” açıklamasına rağmen avukatlarıyla 5, ailesiyle sadece 4 kez görüştürülen Öcalan, her seferinde “çözüm” mesajı verdi.

MA / Sadiye Eser'in söyleşine göre; İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 1999 yılından bu yana tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle 7 Kasım'da 2018'de Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in cezaevinde başlattığı açlık grevi, 1 Mart 2019'da tüm cezaevlerine yayıldı. 200 gün devam eden açlık grevleri 26 Mayıs 2019 tarihinde Öcalan'ın çağrısı üzerine son buldu. 200 günlük süre zarfında Türkiye ve yurtdışında Uğur Şakar, Zülküf Gezen, Ayten Beçet, Zehra Sağlam, Medya Çınar, Siraç Yüksek, Yonca Akici ve Mahsum Pamay olmak üzere 8 isim, Öcalan’a dönük tecride karşı yaşamlarına son verdi.

İkisi açlık grevlerinin henüz devam ettiği 2-22 Mayıs tarihleri olmak üzere eylemin sonlandırıldığı 26 Mayıs’ın akabinde 12-18 Haziran ve 7 Ağustos tarihlerinde olmak üzere avukatları ile sadece 5 kez görüştürülen Öcalan, ailesiyle ise 4 kez görüşebildi.


Öcalan ve İmralı’daki diğer tutuklular, aileleriyle en son geçtiğimiz 27 Nisan'da telefon görüşmesi yapabildi. Öcalan kendisiyle yapılan tüm görüşmelerde Türkiye'nin en yakıcı sorunu olan Kürt sorununun çözümü için çağrılarda bulunmayı sürdürerek, çözüm için hazır olduğu mesajını verdi.


GREVE DEVAM KARARI 


Öcalan açlık grevlerinin henüz devam ettiği süreçte ilk olarak uzun bir aradan sonra 12 Ocak 2019’da kardeşi Mehmet Öcalan görüştürüldü. Cumartesi günü gerçekleştirilen görüşmeye ilişkin açıklama yapan HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, söz konusu görüşmenin sağlık ve yaşam hakkının bilgilendirilmesine yönelik olduğunu, tecrit ile alakalı olmadığını ifade etti. Bunun üzerine açıklama yapan tutuklular taleplerinin tecridin kaldırılması ve avukatların Öcalan ile görüştürülmesi olduğunu belirterek, bu talep yerine getirilene kadar eylemlerine devam edeceklerini duyurdu.


8 YIL SONRA AVUKAT GÖRÜŞMESİ


Eylemcilerin kararlılığı üzerine avukatlarının Öcalan’la görüşmesine ilk olarak 2 Mayıs 2019’da izin verildi. 8 yıl aradan sonra gerçekleşen bu ilk görüşmeyi avukat Rezan Sarıca ve Newroz Uysal gerçekleştirdi. Yaklaşık 1 saat süren bu görüşmede Öcalan, “İçinden geçtiğimiz tarihi süreçte derin bir toplumsal uzlaşmaya ihtiyaç vardır. Sorunların çözümünde her türlü kutuplaşma ve çatışma kültüründen uzak, demokratik müzakere yöntemine şiddetle ihtiyaç vardır. Türkiye’nin ve hatta bölgenin sorunlarını, başta savaş olmak üzere, fiziki şiddet araçlarıyla değil, yumuşak güçle yani akıl, politik ve kültürel güçle çözebiliriz” dedi.


‘DEMOKRATİK SİYASET ÇÖZÜMÜ ESASTIR’


Bu görüşmede Suriye Demokratik Güçleri (SDG) üzerinden Suriye’deki sorunlar üzerinde duran Öcalan, açlık grevinde olan tutuklulara da, “Cezaevleri içindeki ve dışındaki arkadaşların direnişlerine saygı duymakla birlikte, sağlıklarını tehlikeye atacak ve ölümle sonuçlandıracak konumlara taşıracak noktaya taşımamalarını önemle belirtmek isteriz. Bizim için onların akli, fiziki ve ruhi sağlıkları her şeyin üstündedir. Ayrıca en anlamlı yaklaşımın zihinsel ve ruhi duruşun geliştirilmesiyle bağlantılı olduğuna inanıyoruz” mesajını gönderdi.


Öcalan, bu görüşmede Kürt sorununun çözümü konusunda durduğu noktayı ise şu sözlerle dile getirdi: “Bizlerin İmralı’daki duruşu, 2013 Newroz Bildirgesi’nde belirttiğimiz ifade tarzının daha da derinleştirerek ve netleştirerek sürdürme kararlılığındadır. Bizim için onurlu bir barış ve demokratik siyaset çözümü esastır. İmralı’daki duruşumuz nedeniyle merak eden, tavır koyan herkesi saygıyla anarken yüksek bir teşekkürü de borç biliriz.”


AÇLIK GREVLERİNİ SONLANDIRMA ÇAĞRISI


Öcalan, bu ilk görüşmenin akabinde 22 Mayıs’ta avukatlarıyla ikinci kez görüştürüldü. 26 Mayıs'ta kamuoyuna açıklanan bu görüşmesinde Öcalan, açlık grevlerinin sonlandırılması çağrısında bulundu. Bunun üzerine açlık grevleri sonlandırıldı. Öcalan, mesajında “esas olanın demokratik siyasal mücadele kültürü olduğunu, grevcilerin bedenen, ruhen ve zihnen sağlıklı olmalarının her şeyden önemli olduğunu” ifade etti. Açlık grevleri konusunda Gandi’yi örnek vererek, Gandi’nin açlık grevini toplumsal mücadeleyle anlamlı kıldığını hatırlatan Öcalan, açlık grevi ve ölüm orucundaki tutuklulara, “Değerli yoldaşlar, başta açlık grevi ve ölüm orucuna kendini yatırmış arkadaşlar olmak üzere iki avukatımın yapacağı geniş açıklamalar ışığında eyleminizin sona ermesini bekliyorum. Bana ilişkin maksadınızın hasıl olduğunu da rahatlıkla belirtip hepinize en derin sevgi ve teşekkürlerimi sunuyorum. Asıl bundan sonrasında da bana yeterli yoğunluk ve iradeyle eşlik etmenizi de özenle belirtiyor ve umuyorum” diye seslendi.


‘ORTAK YAŞAMI BİRLİKTE İNŞA ETMEK’


5 Haziran 2019’da ise Öcalan, kardeşi Mehmet Öcalan ile bayram vesilesiyle yaptığı görüşmede ağırlıklı olarak açlık grevleri, Kuzey Suriye ve Şengal’in son durumu üzerine durdu. Öcalan, “Şengal halkına sonsuz hürmet ve saygılarımı gönderiyorum. Onlar artık endişe etmesinler, kendi özgür yaşamlarını kurmaya devam etsinler” dedi.


Aynı görüşmede Kuzey Suriye için ise Öcalan, “Kuzey Suriye halkının özgürlükleri için daha fazla mücadele etmesi gerekiyor. Ancak bunu bütün Suriye halkları ile yapmaları gerekir. Suriye’nin birliği için bütün halkların ortak yaşamı hep birlikte inşa etmeleri gerekir. Bunu başarabilirlerse kimse bunu sonlandıramaz” değerlendirmelerinde bulundu.


‘TIKANIKLIĞI AÇABİLİRİM’


Bu görüşmede hem Türk hem de Kürt siyasetine dönük eleştirilerde bulunan Öcalan, tamamen tıkanan bir dönemden geçtiklerini, Türk devletinin imha ve savaş politikaları ile bir sonuç alamayacağını vurguladı. Bu nedenle de yeni bir yönteme ihtiyaç olduğunun altını çizen Öcalan, hem devlet hem de PKK’nin çözüme dair yeni yöntemler geliştirmesi gerektiğine işaret etti. Öcalan, Kürt sorununa dair çözüm kanallarının tıkanması konusunda devlete ve demokratik kurumlara eleştirilerde bulunduğu bu görüşmede, imkan yaratılması halinde bu tıkanıklığı açabileceklerini vurguladı.


EYLEMCİLERE MEKTUP


12 Haziran’da avukatlarıyla yeni bir görüşme yapan Öcalan, sonlandırılan açlık grevlerine ilişkin bir mesaj gönderdi. Öcalan, mesajında açlık grevlerinin söz konusu olabileceğini ancak temel mücadele yöntemi olarak benimsenmemesi gerektiği ifade etti. Öcalan, açlık grevini sonlandıranlar için kaleme aldığı mektubunda şu ifadelere yer verdi: “Değerli Yoldaşlar;  İçine girmiş olduğunuz açlık grevi ve ölüm orucu sürecini benim önerim üzerine sonuçlandırmanızı; oldukça tarihi önemi ve anlamı olan bir tutum ve kendi başına yüksek bir değer olarak görüyor ve teşekkür ediyorum. Özellikle süreci en derinden yaşayan yoldaşların hızla bedenen, zihnen ve ruhen kendilerine özen ve bakım göstermesini diliyorum. Gereken eleştiri ve özeleştiri sürecinden alınan dersler temelinde başarı temenni ediyorum. Şahsi inisiyatif doğrultusunda gelişen bu tavrın devlet odaklı tavır ve taviz olarak değerlendirilmemesini özenle belirtirim. Ama umudum ve sezgilerime dayanarak pozitif sonuç doğuracağına dair inancımı koruyorum. Bundan sonra bedenen, ruhen ve zihnen varoluş felsefesi temelinde gelişmenizi diler, daimi selam ve sevgilerimi sunarım.”


3’ÜNCÜ YOL ÖNERİSİ


6 gün sonra 18 Haziran 2019’da avukatlarıyla yeniden bir araya gelebilen Öcalan, bu görüşmede yenilenmesine karar verilen İstanbul seçimlerine de atıf yaparak sorunların çözümü için “Üçüncü Yol” önerisinde bulundu. Öcalan, şu ifadeleri kullandı: “Çözüm sürecine ilişkin daha derinleştirilmiş ve netleşmiş bir tutumdan bahsettim. Mevcut gelişmelere de bu perspektiften baktım. Çözüm süreci sonrasına damgasını vuran ve Türkiye’nin geleneksel ikilemini aşmayan, dolayısıyla sürekli çatışmacı ve kutuplaştırıcı üslubun başta Kürt sorunu olmak üzere tüm toplumsal sorunları ağırlaştırdığı ortaya çıkmış bir sonuçtur. Cumhur ve Millet ittifaklarının bu gerçekliğine karşılık HDP’de ifadesini bulan ‘Demokratik İttifak’ ve bağlantılı demokratik müzakere opsiyonu çözüm odaklı olmayı esas almıştır. Önümüzdeki dönemde gerek iç toplumsal gerek bölgesel ve küresel sorunların daha da ağırlaşacağını göz önünde bulundurarak bu üçüncü yol tavrının korunması büyük bir önem ve anlam ifade etmektedir. Bu çerçevede HDP’de vücut bulan demokratik ittifak anlayışı, güncel seçim tartışmalarına taraf ve payanda yapılmamalıdır. demokratik ittifakın önemi ve tarihsel anlamı mevcut ikilemlere kendine angaje etmemesi ve şimdiye kadar olduğu gibi seçimlerdeki tarafsız çizgisinde ısrar etmesidir. Demokratik uzlaşı, özgür siyaset ve evrensel hukuk üçlü sacayağına dayalı çizgi en doğru ve sonuç üretici siyasi platform durumundadır. İlgili tüm çevreleri bu temelde duyarlı olmaya çağırıyorum.”


‘SORUNU BİR HAFTADA ÇÖZERİM’


 Bu görüşmenin ardından avukatlar, ancak 49 gün aradan sonra 7 Ağustos 2019’da Öcalan ile görüşebildi. Bu görüşmede Öcalan, Ahlat ve Malazgirt’te başlayan Türk-Kürt ilişkilerinin 1921 Anayasası’na kadar gelişimini değerlendirirken, bu konuda ilgili ve duyarlı tüm çevrelerin gerçekliğe uygun hareket etmeye davet etti. Öcalan, ister kendisini Kemalist, ister Yeni Osmanlıcı olarak ifade etsin her iki anlayışın da Türk-Kürt tarihine ve ilişkilerine doğru ve tutarlı yaklaşmaları gerektiğini söyledi. Turgut Özal döneminden bugüne barış ve demokrasi arayışlarını ifade eden Öcalan, kendisine yönelik halen devam eden yirmi yıllık tecridin de bugün yaşanan savaşlarla ilgili olduğunu belirtti. Ancak bütün zorluklarına rağmen buna karşı 20 yıldır barış çizgisi ile direndiğini, cevap olmaya çalıştığını söyleyen Öcalan,  bu minvalde “Kürtlere yer açmaya çalışıyorum gelin Kürt sorununu çözelim. Bir haftada çatışma durumunu, ihtimalini ortadan kaldırırım diyorum. Ben çözerim, kendime güveniyorum, çözüm için hazırım. Ancak devlet de, devlet aklı da gereğini yapmalıdır” dedi.


ULUSAL BİRLİK VURGUSU


Bu tarihten sonra Öcalan avukatları ile bir daha görüştürülmezken, 12 Ağustos 2019’da Öcalan ve İmralı'da bulunan diğer tutuklular yakınlarıyla bayram görüşmesi gerçekleştirdi. Kardeşi Mehmet Öcalan ile görüşen PKK Lideri, bu görüşmede “Kürt sorununun çözümü için üstümüze düşen görev ve rolümüzü oynarız” dedi. Kürt Ulusal Birliği konusuna değinen Öcalan, o dönem Türkiye'nin Federe Kürdistan'a yönelik yürüttüğü Pençe Operasyonu’na işaret ederek, hareketin zor olacağını ve Kürt birliğine darbe olduğunu söyledi. Ulusal birliğin bu şekilde oluşamayacağını, herkesin Kürt birliği için fedakâr olması ve çalışması gerektiğini ekledi.


‘KÜRTLER MASANIN 3’ÜN AYAĞIDIR’


Avukatları ile görüştürülmeyen PKK liderinin kardeşi ile bir sonraki görüşmesi de ancak İmralı Adası'nda çıkan yangın sonrası oluşan tepkiler sonucu gerçekleşti. 3 Mart 2020’de Mehmet Öcalan ile yeniden görüştürülen PKK lideri, “Şimdi şunu size izah ediyorum. Eğer bölgede siz bir güç olamazsanız, bak Türkiye’de iki ayaklı bir masa var. Sizin oluşumlarınızın içerisinde sol hareketler de var. Ağırlıklı olarak Kürtler var. Diğer halklar da var. Siz de bir ayak olmak zorundasınız. Orada güç olacaksınız. Masa üç ayaklı olursa düşmez. İki ayaklı masayı, sistem onu ne kadar korumaya çalışırsa da o sürekli yıkılmaya mahkumdur. Bunun için bizim oluşumumuz Kürtler, üçüncü ayaktır. Bu üçüncü ayağın oluşumu da büyüme ile olur” mesajlarını verdi.


‘HALKLAR BİRLEŞİRSE GÜÇ OLUR’


Bu görüşmede HDP’ye ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Öcalan, şunları söyledi: “Parti (HDP) demokratik kurumlar arasında en güçlü olan kurumdur sanırım. Parti emekle güçlenir. Emek vererek güçlenir. Lafla güçlenmez. Benim durumumu görüyorsun değil mi? Ben 50 yıldır emek veriyorum. Kim ailesi için, kendisi için, akrabaları için kurumlarda yer alıp değerleri kullanırsa, bunu duyarsam asla affetmem. Bu halk çok büyük bedeller ödedi. Herkes bu halk için mücadele etsin. Sadece Kürtler için değil, burada birçok halk var. Bütün halklar birleşirse güç olursunuz. Çözüm de bu şekilde gelir. Ben bu yaşımda gece gündüz çalışıyorum. Çözüm yolları arıyorum. Kendim için bir şey yapmıyorum. Ama biz bu halka bir söz verdik. Bu halk o kadar bedel ödedi. 50 senedir emek veriyoruz, değerler var. Çok bedeller ödedik. Eğer birlik olup güçlü olursanız büyük sorunu da çözersiniz. Kimse gelip size sorun çözmez. Esas çözüm gücü sizsiniz. Parti şahsiyetlerin malı değildir. Kişilerin de değildir.”


21 YIL SONRA TELEFONLA GÖRÜŞTÜ


Öcalan’ın o günden sonra yan yana gelemediği ailesiyle, Türkiye ve dünyayı etkisi altına alan koronavirüsü salgını nedeniyle kendisine dair oluşan kaygılar sonucunda 21 yıl aradan sonra ilk kez 27 Nisan’da telefon görüşmesi gerçekleştirmesine izin verildi. Urfa Adliyesi’nde savcılık makamında yapılan bu telefon görüşmesinde Federe Kürdistan Bölgesi’nde yaşanan son gelişmeleri değerlendiren Öcalan, “40 yıldır Kürtlerin birliğinin olması gerekiyor. Orada yaşayan insanların Kürt olduğu, olası akacak bir kanın altından kimsenin kalkamayacağı mesajının hem Kandil hem de Federe Hükümet için de geçerli” dedi. Bu mesajının Barzani ailesi, Talabani ailesi ve orada yaşayan herkese dair olduğunu söyleyen Öcalan, Kürtlerin savaşa ve kana ihtiyacının olmadığını, barışa ve birliğe ihtiyacının olduğunu ve en büyük mesajının bu olduğunu vurguladı.
Editör: Haber Merkezi