HABER MERKEZİ - PKK Lideri Abdullah Öcalan, çözümün demokratik cumhuriyet çerçevesinde sağlanabileceğini belirterek, 1920’de Kürtler ve Türkler arasında yapılan ittifakın, bugün demokratik temelde yeniden gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi. 

MA / Özgür Paksoy'un özel haberine göre; Osmanlı Devleti’nin tasfiyesiyle 29 Ekim 1923’te ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti, kısa bir süre sonra kuruluş ilkelerinden koparak, 1924 Anayasası ile tekçilik üzerine kuruldu. Kurtuluş Savaşı’nda yer alan Kürtler, daha sonra geliştirilen inkar, imha ve asimilasyon politikaları sonucu katliamlardan geçirildi. PKK’nin kuruluşuyla bu birlikteliğin yeniden oluşturulması için mücadele eden Abdullah Öcalan, 1993'ten itibaren "çözüm" arayışlarına girdi. Mücadelesiyle Kürtler ve Türkler arasında "gönüllü birliktelik" kurmak için Demokratik Cumhuriyet Projesi’ni ortaya koyan PKK Lideri, demokratik birlik için mücadele etti. İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 23 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulan Öcalan, savunmalarında demokratik cumhuriyet tezini savunarak, bununla özgür birliğin sağlanabileceğine işaret etti. 

BİRLİK EGEMEN YANDIR

Özgür birlik ve onurlu barışın demokratik cumhuriyet ile mümkün olduğunun altını çizen Öcalan, “Birlik ruhu Türk-Kürt ilişkileri açısından esastır, egemen yandır. Çatışan yönleri de olmuştur, iki yüz yıl içinde isyanlar olmuştur, iç ve dış güçler bunu kullanmak istemiştir, buna rağmen birlikte yaşadık ve yaşayacağız. Kürt sorununda bu tarihi aşamada demokratik birlik ruhu, bilinci, iradesiyle cumhuriyetle bütünleşmesini, çarpıcı, yaratıcı bir biçimde ortaya koyuyoruz. Kürtlerin çıkarı, kesinlikle tüm Türkiye ile demokratik birliğinden geçmektedir. Demokratik cumhuriyetle demokratik birlik yaklaşımı; stratejik olmak kadar, bizzat mücadelenin bize gösterdiği, dayattığı en doğru çözüm yolu olarak anlaşılmalıdır” dedi. 

SİYASAL BİRLİK VE BAĞIMSIZLIK

Demokratik birlik çözümünün demokratik cumhuriyetin siyasal birlik ve bağımsızlığı çerçevesinde olacağını belirten Öcalan, “Esas amacımın cumhuriyetin kuruluşundaki gönüllü birlikteliğin, yani ana kurucu öğe olmanın gereklerini, geçmiş ne kadar ağır sorunlara yol açmışsa da çağdaş çözümlerin ışığında gözden geçirip, demokratik cumhuriyet aşamasında yenilemek, demokratik birlik çözümüne götürmekti. Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin temel sorunlarına, bu arada Kürt sorununa demokratik bir yaklaşımı pratikle birlikte başarıyla yerine getirdiğinde sol, ihtiyaç olma özelliğini kazanacak ve demokrasinin onsuz yürüyemeyeceğini kanıtlayabilecektir. Buna inancımı koruyorum ve özgür birliktelik de bunu gerektirir. Daha bilimsel baktığımızda karşı çıkmamız gerekenin devlet değil, onun oligarşik temsili olduğu, bağımsızlık için yıkmak değil, demokratikleşmesinin temel alınması gerektiği, yine parçalamanın değil özgür iradeyle birlikteliğe çalışmanın hem gerçekçi hem demokratik bir görev olduğunu bu süreçte kapsamlı bilince çıkardım” diye belirtti.

Uluslararası komplonun “Özgür vatan ve Demokratik cumhuriyet” amacıyla bağlantılı olduğuna işaret eden Öcalan, “Her şeyini bu temelde ortaya koyan, kişiliğini özgür vatan ve demokratik birlik için katık eden biri olduğum tartışmasızdır ve tarih her geçen gün bunu kanıtlıyor ve kanıtlayacaktır. Eğer fırsat bulabilirsem, bundan sonra en büyük tutkuyla sarılacağım çaba, temsil etmeye çalıştığım toplumun özgür yurttaş ve halk olarak cumhuriyetle demokratik birliği, barışı ve kardeşliği olacaktır” diye kaydetti. 

İNKARCILIĞIN CUMHURİYETİ OLAMAZ

Kürtlerin büyük demokratikleşme çabalarına girmesi gerektiğinin altını çizen Öcalan, şunları söyledi: “Ekonomik ve sosyal-kültürel gelişmenin demokratik siyaset altında cumhuriyetle hep güçlenen, zenginleşen bir birliğe götüreceğidir. Özgür bilinç ve iradeyle kurulan birlikteliklerin en sağlam birliktelikler olduğunu, cumhuriyetle demokratik birliğin, her tür ayrılıkçılığa karşı da en sağlam güvence olduğunu belirttim. Cumhuriyete karşı borcun, demokratik birlik dışında ödenme yolu yoktur. Bu borcu ancak özgürleşmiş yurttaşlar olarak verebileceğimiz mutlaka bilinmelidir. Köleliğin, inkârcılığın cumhuriyeti olamaz. Bu anlamda çaba ve mücadelemizin cumhuriyetin özüne bağlılığın, ona ulaşmanın bir gereği olduğuna asla kuşku duymuyorum. Dört bin yıldır birlikte yaşadık, bunlar doğrudur ve yine de birlikte yaşayacağız.”

KURTULUŞ KÜRT-TÜRK BİRLİKTELİĞİ

Tarih boyunca bireyin özgür yurttaş, toplumun da özgür toplum olmasının engellendiğini ifade eden Öcalan, şunları kaydetti: “Bu, cumhuriyetin bir yarasıdır, bunun önündeki engellerin kaldırılmasını istiyorum. Bu kaldırıldığında Kürt bireyi, cumhuriyetiyle kucaklaşacaktır. Bu nedenle demokratik cumhuriyet diyorum. Bu şekilde birliği sağlayacağız, ayrıca bu, cumhuriyete taze kan verecek, cumhuriyet güçlenecektir. Demokratik birlik hak birliğidir, özgür birliktir. Cumhuriyete karşıtlık değil, demokratik birlik anlayışı hâkimdir. Vatanı parçalama veya küçültme değil, özgür vatanda birlik içinde yaşama esastır. Mustafa Kemal’in kurtuluşu gerçekleştirmek için Erzurum ve Sivas kongreleri ve Amasya protokolleri bilinmektedir. Bundan da anlaşılmaktadır ki Kürt Türk birlikteliği olmadan kurtuluş olamayacaktır.”

KOMPLONUN BOŞA ÇIKARILMASI

Demokratik çözüm temelinde birliğin sağlanmasının komplonun boşa çıkarılması olduğunu dile getiren Öcalan, şu belirlemelerde bulundu: “Türkiye ile özgür birliktelik benim için başta gelir. Eylemimizin temelinde Türkiye ile özgür birliktelik var. 70’lerin reel sosyalist yaklaşımlarının ağır dogmatik etkisi altında bir program ve propaganda tarzı tutturulduğu bilinmektedir. Giderek hayatın da doğruladığı ve ‘90’larda yoğun dile getirdiğimiz özgür birliğe dayalı ortak vatan ve demokratik cumhuriyet gerçek özümüz olarak anlaşılmalıdır. ‘70’lerde ilk grup aşamasında bile Türk arkadaşımız Kemal Pir ile başladığımızda, ‘Önce Kürt özgürlük iradesini ortaya çıkarıp, sonra özgür birliğe gideceğiz’ demiştik. Önce sorunu ve özgürlük iradesini ortaya çıkarma sonra özgür birlik. 1990’lara kadar sorunu açığa çıkarma, sonrasında da özgür birliğe gitme çabası vardır. Türkiye’yi bölmek gibi bir stratejimiz hiç olmadı. İdeolojik olarak da tüm halkların tek cumhuriyet altında yaşamasını istedik. Ortadoğu için Demokratik Ortadoğu Federasyonu, Türkiye için demokratik cumhuriyet dedik. Her zaman belirttiğim husustur: Kürtler bulundukları ülkeleri demokratik dönüşüme uğratmalı. 

DEMOKRATİK ÇÖZÜMLE BİRLİK

Siyasallaşma eşittir bölge halkının demokratik cumhuriyete katılmasıdır. Cumhuriyetle demokratik birlik ama kendi kültürünü birey olarak sonuna kadar yaşayabilmektir. Siyasallaşma ile kastettiğimiz ayrılma değil, demokratik birliktir. Bilimsel-teknik temele dayalı ekonomik, sosyal ve siyasal birliklerin öne çıkacağı, başarı şansının bu birliklerin demokratik düzeyiyle orantılı olacağı, diğer bir deyişle ağır basacak gelişmenin barışın evrim dili olacağı açıktır. Gelişmeler her geçen gün bunu dayatmakta, engelleri aşmakta ve yavaş da olsa başarılarını kaçınılmaz kılmaktadır. Demokratik cumhuriyet Projesi ile Demokratik Çözümle Birlik yolunu yeni ve çarpıcı olarak ortaya koyacaktır. Bölgenin en çok demokrasiye muhtaç ülkesi ve halkı olarak etkileme ve etkilenme şansının en yüksek bir sürece yaşadığı, çarpıcı olarak ortaya çıkmıştır. Demokratikleşmede motor rol oynama söz konusudur. Bölgede demokratik gelişmenin öncülüğü gibi tarihi bir rol söz konusudur. Sanat ve kültür çalışmalarıyla birlikte yürütülecek demokratik mücadele, son derece verimli ürünler verebilir.”

21’İNCİ YÜZYILIN ÇÖZÜMÜ

PKK Lideri, dünyadaki değişim ve dönüşümün demokratik birlikteliği ve siyasi çözümü zorunlu kıldığını, özgür birliktelik için cumhuriyetin demokratikleşmesi gerektiğinin altını çizerek, “Kölelerin özgür birliği olmaz. Benim için yaşamak eşittir Demokratik cumhuriyet. Ölmem ve yaşamam Ortadoğu halklarının demokratik birliği içindir. Bu temelde ancak yaşamı kabul ederim. 21. yüzyılın çözümünü öngörmekteyim. Özgür yurttaş kavramı, özgür toplum, özgür birliktelik; benim için en değerli kavramlardır. Ortadoğu’da klasik milliyetçi ve dinci çözüm ve çatışma yaklaşımlarının iflas ettiği, demokratik barışçıl bir çözüme yoğunca ihtiyaç duyulan bir konuma gelindiği belirtilebilir. Tarihi Kürtler ve Türkler birlikte yaptılar. İmparatorluklarda pay birliktedir. Bu devlet birlikte inşa edilmiştir. Kürtler neden ayrı devlete doğru yönelmiyorlar? Kürtler özgürlüğü Türklerle birlikte aradılar. Sınırlar önemli değil. Mevcut sınırlar içinde çözüm esastır. Türkiye'de demokratik çözüm eşittir Ortadoğu'da demokratik çözüm. Ortadoğu Demokratik Birliği'ne Türkiye öncülük edebilir” dedi. 

KÜRTLER CUMHURİYETİN NERESİNDE?

“Kürtler şu anda bu cumhuriyetin neresinde?” diye soran Öcalan, şu ifadelerde bulundu: “Kürtleri kim dışarıda bıraktı, neden bıraktı? Bu cumhuriyeti birlikte kurduk, Kürtler bu cumhuriyetin kurucu öğesidir deniliyor. Bunun tarihi kaybedişin, dışarıda bırakılmanın hesabını sormak gerekiyor. Madem bu cumhuriyeti birlikte kurduk diyorsun, madem kurucu üyeyiz, kardeşiz diyorsunuz, o zaman bizi anayasanın neresine yerleştireceksiniz? Demokratik anayasa eksenli bir süreç yürütülmeli. Baştan aşağıya yenilenmiş bir anayasa. Kendimize ait bir anaokulumuz dahi yok, bu nasıl bir kardeşliktir, böyle kurucu öğelik mi olur? Çanakkale’de Kürtler savaştı, Kurtuluş Savaşı’nda vardık, Sakarya'da vardık, cumhuriyetin kuruluşunda vardık, peki sonra ne oldu da Kürtler bu hale düştü?”

1920 İTTİFAKI GERÇEKLEŞTİRİLMELİ

Misak-ı Milli’nin Kürt ve Türk birlikteliğinin belgesi olduğunu belirten Öcalan, 1920’de Kürtler ve Türkler arasında yapılan ittifakın, bugün demokratik temelde; demokratik ulus, demokratik cumhuriyet, demokratik ortak vatan, demokratik anayasa temelinde yeniden gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı.

MA / Özgür Paksoy

Editör: Haber Merkezi