HABER MERKEZİ -  MA / Özgür Paksoy'ın özel haberine göre; PKK Lideri Abdullah Öcalan, 7 Ağustos 2019'da avukatlarıyla yaptığı son görüşmede, tarihsel Türk-Kürt ilişkilerine vurgu yaparak, “Bir haftada çatışma durumunu ortadan kaldırırım. Ben çözerim, kendime güveniyorum, çözüm için hazırım” dedi.

Uluslararası komployla 15 Şubat 1999’da getirildiği İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 22 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan, aile ve avukatlarıyla görüştürülmüyor. 27 Temmuz 2011’den sonra “koster bozuk” ve “hava muhalefeti” gibi gerekçelerle avukatlarıyla görüştürülmeyen Öcalan, “çözüm” süreci adı altında 2013-2015 yılları arasında görüşmelerin gerçekleştirildiği dönemde de benzer gerekçelerle avukatlarıyla görüşmesi engellendi. 

AVUKATLARLA 8 YIL SONRA GÖRÜŞME 

Öcalan üzerindeki tecride karşı Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde başlattığı ve 200 gün süren açlık grevi eylemi sonucunda, avukatları 8 yıl aradan sonra 2-22 Mayıs, 12-18 Haziran ve 7 Ağustos 2019’da PKK Lideri Öcalan ile görüşme gerçekleştirdi. Hükümet yetkilileri ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün, “Görüşmeler önünde engel yok” açıklamasına rağmen Öcalan, yapılan bu 5 görüşmenin ardından bir daha avukatlarıyla görüştürülmedi. 

2 YILDA 250 BAŞVURU REDDEDİLDİ

Öcalan’ın müdafiliğini yürüten Asrın Hukuk Bürosu’nun, 27 Temmuz 2011'dan 2 Mayıs 2019 tarihine kadar yaptığı 811 başvuru, “Hava muhalefeti”, “Koster bozuk” veya "OHAL" gerekçeleriyle reddedildi. Avukatların 7 Ağustos’ta yaptıkları son görüşmeden sonra yaptıkları 250 başvuru, bu kez Öcalan’ın 2009 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gönderdiği savunmasına ek olarak hazırladığı "Yol Haritası"ndan verilen disiplin cezası gerekçesiyle reddediliyor. 

ÖCALAN’LA SON GÖRÜŞME

Avukatlarıyla 7 Ağustos 2019’da yaptığı son görüşmede Türk-Kürt ilişkilerinin tarihi gelişimi, mevcut çatışma ve savaş durumunu gündemine alan Öcalan, Kürt sorununun çözümü için hazır olduğunu, bir haftada çatışma ihtimalini ve durumunu ortadan kaldırabileceğini söyledi.

TÜRK-KÜRT İLİŞKİLERİ

Görüşmede Ahlat ve Malazgirt’te başlayan Türk-Kürt ilişkilerinin 1921 Anayasası’na kadar gelişimini değerlendiren Öcalan, bu konuda ilgili ve duyarlı tüm çevrelerin gerçekliğe uygun hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Öcalan, kendilerini Kemalist ve Yeni Osmanlıcı olarak ifade eden her iki anlayışın da Türk-Kürt tarihine ve ilişkilerine doğru temelde ve tutarlı yaklaşması gerektiğini belirtti.

SAVAŞ ISRARI

Savaş ve çatışma politikalarında ısrarın kaygı verici olduğunu ifade eden Öcalan, 40 yıldır yaşanan insani, siyasal, ekonomik kayıplara işaret ederek, bölgede aynı politikada ısrarın daha ağır sonuçlar ortaya çıkaracağı uyarısında bulundu. 

ÇÖZÜM KARŞITI GÜÇLER 

Öcalan, demokratik çözüm çabalarının 1993’ten bugüne kontrgerilla tarafından sabote edildiğini belirterek, çözüm karşıtı güçlerin savaş çıkaracak düzeyde varlığını sürdürdüğünü söyledi. Döneminde Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın 1993 yılında “savaşla çözüm olmaz” sözüne atıfta bulunan Öcalan, aynı durumun geçerliliğini koruduğunu ancak Özal’ın kararlığını gösterecek bir iradenin varlığını sorguladığını vurguladı. 

KÜRTLERİN HUKUKU 

Devlet aklını çözümlerken, şovenist aklın ürünü olan sahte, uydurma, yalan tarihe karşı gerçek tarihe ve tarihsel Türk-Kürt ilişkilerine uygun bir şekilde Kürtlere yer açmaya çalıştığını belirten Öcalan, bu temelde Kürtlerin başkaca bir devlete ihtiyacının olmadığını; ancak “Kürtlerin bir hukuku olacak mıdır?” diye sorduğunu belirtti. Öcalan, Kürtlerin 40 yıldır özgür yaşam, özgür insan, özgür toplum arayışını gözeten Kürt aklını oluşturmaya çalıştığını kaydetti. 

TECRİT VE SAVAŞ

1993’ten bugüne sürdürdüğü barış ve demokrasi arayışlarına karşı kendisine yönelik devam eden tecridin savaş politikalarıyla ilişkili olduğunun altını çizen Öcalan, bütün zorluklara rağmen barış çizgisiyle direndiğini ve cevap olmaya çalıştığını vurguladı. Öcalan, şunları söyledi: “Kürtlere yer açmaya çalışıyorum, gelin Kürt sorununu çözelim. Bir haftada çatışma durumunu, ihtimalini ortadan kaldırırım diyorum. Ben çözerim, kendime güveniyorum, çözüm için hazırım. Ancak devlet de devlet aklı da gereğini yapmalıdır.”

Editör: Haber Merkezi