İSTANBUL-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: Okmeydanı’nda Hanım Karakuş ve kızı Ela, “Zetkin” ismini verdikleri mekanın bir kafe değil “yaşam alanı” olduğunu söylüyor. İki kadın, “Tüm bu baskılara rağmen bizler yaşam alanımızı korumaktan vazgeçmedik. Sanırım bizim ısrarımız, onların ısrarından daha güçlü geldi” diyor.


JIN NEWS'in haberine göre; Buraya sadece bir kafe demek yetersiz kalıyor. Burası “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz”, “Tahammülümüz kalmadı” diyen ve yaşamın her alanında var olduklarını “Buradayız işte rengimizle, kimliğimizle!” sözleriyle haykıran kadınların örgütlülüğünün bir sonucu. Tüm itiraz ve tehditlerine rağmen bulunduğu sokağı botanik bahçesine dönüştürmekten çekinmeyen Gaia’dan miras alınan ve Havva Ana’nın isyanına dönüşen ekoloji mücadelesinin bir sonucu. Burası içinde barındırdığı canlıları ile havası ile yaşama bakış açısı ile hayranlık uyandıran ‘Zetkin’ kafe.


Kadınların ortak fikriyle açıldı


İsmini kadın özgürlük mücadelesinin öncülerinden olan Clara Zetkin’den alan bu kafe, İstanbul Şişli’de Okmeydanı Sivas Sokak’ta, kadınların el ele vererek açtığı bir yer. Hanım Karakuş ve kızı Ela Karakuş’un mahalledeki kadınların ortak fikriyle açtığı kafede ilk dikkat çeken, kadın özgürlük mücadelesinin öncülerinin fotoğrafları ile donatılan duvarlar. Girer girmez kadınları sarmalayan bu kafede ayrıca bir de kütüphane bulunuyor. Mutfaktan yayılan taze çayın kokusu ile de buradan ayrılmak neredeyse imkansız.


‘Burayı yaşam alanına dönüştürmeyi amaçladık’


Buranın bir “yaşam alanı” olduğunu söyleyen Ela, hazırlık aşamasını şöyle anlatıyor: “Bu yaşam alanını var etme sürecimiz çok zor koşullar sonrası gerçekleşti. Annem ile emek vereceğimiz böylesi bir yaşam alanı oluşturma konusunu önceden kararlaştırmıştık. Ancak maddi imkansızlık ve benzeri nedenler uygulamaya geçmemiz konusunda bizleri zorluyordu. Daha fazla geciktiremeyeceğimizi düşünerek, harekete geçmeye karar verdik ve başladı serüven. Annemle birlikte öncesinde oluşturacağımız yaşam alanı için eşya satın alma arayışına girdik. Çok emek verdik. ‘Çokça renk, çokça kitap olsun’ dedik. Kapı, sandalye, masa boyamadan tutalım da resim çalışmalarına değin tüm çalışmalar kadınların kolektif çalışmalarıyla ortaya çıkarıldı. Zaten hayvanlarımız ve çiçeklerimiz vardı. Kendimizi, rengimizi, dünya bakışımızı katarak bulunduğumuz mekanı bir yaşam alanına dönüştürmeyi amaçladık.”


‘Clara Zetkin’i anlatmak büyük mutluluk’


İsmini verirken de örgütlü kadın mücadelesine verdikleri önem üzerinden düşündüklerini ve “Zetkin” olarak kararlaştırdıklarını ifade eden Ela, “Bilmeyenler oluyor bazen. Sorulunca büyük istekle kadın mücadelesini ve Clara Zetkin’i anlatıyorum. Bu benim için büyük bir mutluluk. Güzel bir kütüphanemiz var. Yaşam alanlarımıza gelenler kitaplığımızdan faydalanabiliyorlar. Hatta okudukları kitapları getiren ve kütüphaneye katkı sunanlar da oluyor” diyor.


‘Bahçenin kaldırılması için baskı uygulanıyor’


Yaşam alanında oluşturdukları bahçenin ise sebep bildirilmeden şikayet edildiğini aktaran Hanım Karakuş, polislerin ve zabıtaların bahçenin kaldırılması için baskı uyguladığını söylüyor. Polislerin asıl amacının oluşturulan yaşam alanının farkındalığını ortadan kaldırmak olduğunu ifade eden Hanım, bu yaşam alanını sürdürmekte kararlı olduklarının altını çiziyor.


‘Kadınların güzelleştirdiği bir ortamı tehdit olarak görüyorlar’


“Yaşam alanımıza gelenler belli bir düşünce yapısında olan kişiler. Bu ortamı bozmak ve buraya gelen insanların sohbet alanlarını daraltmak istiyorlar” diyen Hanım, şöyle devam ediyor: “Bahçeyi bahane ediyorlar. Devamlı baskıya maruz kalıyorduk. Gençlerin kötü alışkanlıklara sürüklendiği böylesi bir süreçte ve şehirde, oluşturduğumuz alan çok güzel aslında. Yine de bu sorunlarla ilgilenmek ve çözüm bulmak yerine gelip iki kadının açıp güzelleştirdiği bu yaşam alanını tehdit olarak görebiliyorlar. ‘Bizimle derdiniz ne’ diye soruyorum, cevap yok. Ama tüm bu baskılara rağmen bizler yaşam alanımızı korumaktan vazgeçmedik. Şu an eskisi gibi rahatsız etmiyorlar. Sanırım bizim ısrarımız, onların ısrarından daha güçlü geldi.”
Editör: Haber Merkezi