HABER MERKEZ- CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı sonrası CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı yaptı.

Öztrak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in doğalgaz tasarrufuna ilişkin 'Az yakın' açıklamalarına tepki gösterdi. Öztrak, Bakan Dönmez'e ilişkin "Bakan diyor ki ‘evi daha az ısıtın, faturaları düşürün, tasarruf edin.’ Bunları dinleyince insanın ‘yüce Allah’ım bunların aklını bir geceliğine bana ver de şöyle rahat rahat uyuyayım’ diyesi geliyor. Çok açık söyleyelim. Bu ülkede yapılacak en büyük tasarruf; ‘ampulü’ söndürmektir" dedi.

Öztrak'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“YÖNETENLER YALANIN DOLANIN HER TÜRLÜSÜNE BAŞVURUYOR"

Ekim ayında zam şampiyonları kışlık kıyafetler oldu. Kadın hırkası yüzde 48, erkek montu yüzde 44, kazak yüzde 40, erkek kabanı yüzde 40 zamlanmış. Kadın botu yüzde 41, erkek botu yüzde 36, çocuk botu yüzde 33 zam görmüş. Bunlar da geçtiğimiz ayın verileri, kasım ayı bunun içinde yok. TÜİK’in makyajlı enflasyonuna bu zamlar, her nedense yansımıyor. Giyim ve ayakkabı grubunda ekim ayındaki fiyat artışı, sadece yüzde 7,6. Güler misininiz, ağlar mısınız? TÜİK gerçekten de deveyi pire yapmakta son derece mahir. TÜİK milletimizi bu maharetinden mahrum etmesin. Deve gibi faturaları, pire etmenin yöntemini, bir de milletimize anlatsın; millet de bir rahat nefes alsın. Meşhur sözdür. ‘Üç çeşit yalan vardır; yalan, kuyruklu yalan ve istatistik.’ Ne yazık ki bugünlerde bu ülkede, ülkeyi yönetenler yalanın, dolanın her türlüsüne başvuruyor. Çarşıdaki, pazardaki yangın TÜİK marketlerine uğramıyor.

RESMİ İSTATİSTİKLERİ EĞMEK BÜKMEK SUÇTUR

Merkez Bankası TÜİK’in enflasyonunu beğenmeyince ‘enflasyonun çekirdeğine bakacağım’ diyebilir. Sonra ‘onu da beğenmedim enflasyonu bırakacağım, cari açığa bakacağım’ da diyebilir. Ama milletimizin bunları deme imkânı yoktur. Millet gerçek enflasyonla muhataptır. Enflasyonu olduğundan düşük göstermek, milletin alın terini çalmaktır. Enflasyon zaten dünyanın en acımasız vergisidir. Enflasyon nedeniyle, milli paramızın değeri zaten erimektedir. Milletimizin satın alma gücü, sinsice düşmektedir. Gelir dağılımı işçi, memur, emekli aleyhine hızla bozulmaktadır. Resmi istatistikleri eğmek, bükmek, makyajlamak suçtur. Bu tüm dünyada da böyledir. Dünyada bu suçtan yargılanan, hüküm giyen yetkililer, siyasetçiler mevcuttur. En yakın örneği de komşumuz Yunanistan’dadır. TÜİK, bir an evvel Tayyip’i Üzmeyen İstatistik Kurumu gibi çalışmayı bırakmalıdır. Türkiye İstatistik Kurumu gibi çalışmalıdır.

ASGARİ ÜCRET YILDA İKİ KEZ ARTIRILMALIDIR

Yine asgari ücretlilerin derdini, gelecek yıla randevu vererek çözemezsiniz. Asgari ücret milletimizin karnını doyurmasına bile yetmemektedir. Şimdi hemen harekete geçme zamanıdır. Dereye suyun gelmesi beklenirse kurbağanın gözü patlayacaktır. Asgari ücretten alınan vergi acilen kaldırılmalıdır. Asgari ücret, bu yıldan başlamak üzere yılda iki kez artırılmalıdır. Bu yılın ikinci yarısı için bir telafi artışı hemen yapılmalıdır. Senenin başında asgari ücret 385 dolardı. Şimdi 291 dolar. Fark 94 dolar. Önce 94 doları millete iade et. Yanlış politikalarının vatandaşa faturasını telafi et. Asgari ücreti 912 lira artır; 3 bin 740 liraya çıkar. Ondan sonra çıkın, 2022 zammını konuşun. Yine emekli maaşları, memur maaşları enflasyon karşısında bir ay bile dayanmamaktadır. 6 ayda bir yapılan enflasyon düzeltmesi, derhal üç ayda bire çekilmelidir. Vatandaşın canı burnunda ama Erdoğan milletin halini görmüyor, hayal âleminde yaşıyor. En son, ‘yatırım, üretim ve istihdam hedefiyle yolumuza devam ediyoruz; bu kararlı gidişimiz sayesinde Avrupa şaşkın, dünya şaşkın, bu gidişi görünce şok oldular’ deyiverdi. Biz de şok olduk, bu lafların duyunca. Şu saraylarında içtikleri neyse, o efulilerden millete de ikram etsinler, bari milletçe o kafaya gelelim.

AVRUPALI BİZDEKİ ASGARİ ÜCRETİ GÖRÜNCE ŞOKTA

Fransa’da asgari ücret 1555 avro. Almanya’da asgari ücret 1585 avro. Bugünkü kurdan 17 bin 741 lira yapar. Bu ülkedeki valinin, genel müdürün maaşından fazla. Avrupalı bizdeki asgari ücreti görünce şoka görüyor. Yüzde 20 enflasyonu görünce şokta. 1 avronun 11 liraya bedel olduğunu görünce şoka giriyor. Kendinde sıfır faiz varken, bizdeki yüzde 18 faizleri görünce şokta. İki haneli işsizliği, genç işsizliğini görünce şokta. Bir de Erdoğan’ın ‘ben ekonomistim’ demesine şokta. Beyefendi kaynak yaratıyormuş. Nasıl kaynak yaratıyorsa, tek kuruş çıkmayacak dediği rant garantili işler için milletin cebinden sadece bu yılın ilk 9 ayında, 21 milyar lira çıktı. Avrupalı, Merkez Bankası kasasındaki 128 milyar doların, nasıl buharlaştırıldığını görünce şokta. Dış borcumuzun 132 milyar dolardan, 446 milyar dolara çıktığını görünce şoka giriyor. Türkiye’nin dış borç yükünün, TL’deki erime nedeniyle sadece son iki ayda, 576 milyar lira arttığını görünce şokta. Çakma ekonomist Erdoğan’ın, sebep olduğu tüm bu faturaları gören vatandaş, zaten şokta. 2 bin 825 lira asgari ücretle çalışan, kirası, faturası, yol masrafı düştükten sonra, yaşamak için cebinde sadece 100 lirası kalan bir yurttaşımızın söyledikleri, esasen fazla söze gerek bırakmıyor.

AMPULÜN SÖNDÜĞÜ GÜN MEMLEKETTE BAYRAM OLACAK

Erdoğan’ın yandaş gazeteleri de millete, ‘alışverişe tok karnına çıkın, küçük market arabaları kullanın, raftaki ürüne aman dokunmayın, sahiplik duygusu gelir, sizi ürün almaya zorlar’ diye akıl vermeye devam ediyor. Kibirli Saray ve şürekâsı farkında değil, vatandaş zaten raftaki ürünlere dokunamıyor. Etiketler olmuş ateş, dokunan yanıyor. Faturalar kabarmaya başlayınca, Enerji Bakanı da millete akıl verenler kervanına katılıyor. Bakan diyor ki ‘evi daha az ısıtın, faturaları düşürün, tasarruf edin.’ Bunları dinleyince insanın ‘yüce Allah’ım bunların aklını bir geceliğine bana ver de şöyle rahat rahat uyuyayım’ diyesi geliyor. Çok açık söyleyelim. Bu ülkede yapılacak en büyük tasarruf; ‘ampulü’ söndürmektir. Çünkü o ‘ampul’ söndüğünde, Neyzen Tevfik’ten uyarlarsak; bu ülkede ekmek herkese yetecek, tarlaya dadanan kargalar kovulacak ambara üşüşen fareler temizlenecek, fırına musallat olan hırsızlar layığını bulacak ve memleket haramilerden kurtulacak. Ampulün söndüğü gün, memlekette bayram olacaktır.

EV GENCİ ORANINDA OECD ŞAMPİYONUYUZ

Ülkemizin gençlerine çağın ihtiyaçlarına uygun eğitimi, yaratıcılıklarını özgürce ortaya koyacakları, dijital altyapıyı sağlamak zorundayız. Ancak bu sayede onların potansiyelinden yararlanabiliriz. Oysa 19 yıldır ülkemizde durum ortada. Eğitim sistemimiz hükümetin ideolojik vesayeti altında. Eğitim yazboz tahtasına döndü. 19 yılda tam 8 Milli Eğitim Bakanı gördük. Her gelen bakanla eğitim sistemi değişti, sınav sistemi değişti. Okula başlayan öğrenciler, başladığı sistemle okul bitiremedi. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı, yani OECD ülkeleri içinde, eğitimde fırsat eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülke Türkiye. Sınavlarda en başarılı öğrenciler, sosyo-ekonomik durumu iyi ailelerden geliyor. Bunu OECD’nin Bir Bakışta Eğitim 2021 Raporu’nda görüyoruz. 15-29 yaş aralığında, Taşı sıksa suyunu çıkaracak 5 milyon 702 bin gencimiz ne bir işte çalışıyor ne de okuyor. ‘Ev genci’ olmuş, anasının babasının eline bakıyor. Ev genci oranında da OECD şampiyonuyuz.

IRAK’IN İŞGALİNE ORTAK OLMUŞ BİR ÜLKE OLMANIN UTANCI, BİZİM DE BOYNUMUZA ASILIRDI

Erdoğan; ‘Rusya’dan S-400 alırım Putin’i hoş tutarım, Amerika’dan F-16 alırım, Biden ’ın gönlünü alırım’ diyerek bugünlere geldi ama şimdi ABD Başkanı bıraktık F-35’i, F-16 için bile ABD Kongresini işaret ediyor. Amerikan Başkanı, konuyu kongreyle müzakere edeceğini söylüyor. Biz bunu hep söyledik. Tek kişiyi ikna etmek kolaydır ama bir Meclisi ikna etmek güçtür.  Çünkü Meclis ortak akılla çalışır.  Milli ve stratejik konularda Meclis ince eleyip, sık dokur. 1 Mart 2003 Tezkeresi’ne kim karşı çıktı? Topraklarımıza, başka ülkelerin asker postallarının basmasını kim engelledi?  CHP öncülüğünde, Türkiye Büyük Millet Meclisi. O gün Erdoğan’da bugünkü yetkileri olsaydı, Irak’ın işgaline ortak olmuş bir ülke olmanın utancı, bizim de boynumuza asılırdı. İşte biz bunun için ülkemizi güçlendirilmiş parlamenter sistemle yeniden ayağa kaldıracağız.”

Kaynak:MA 

Editör: Haber Merkezi