RİZE - Fındıklı ilçesinde 2007 yılında 2 kişiyle başlayan ve 975 üreticiyle devam eden organik tarım gittikçe yayılıyor. Kimyasal ilaçların kullanımını sıfıra indiren üreticiler, ürünleri topraktan tüketiciye ulaştırıyor.

Çevre duyarlılığı ile adından söz ettiren Rize’nin Fındıklı ilçesi yurttaşları, 2007’den beri kolektif çabalarla organik tarıma geçerek, kimyasal ilaç kullanımını sıfıra indirdi. İlçeden iki yurttaşın 2007 yılında başlattığı kimyasal ilaç karşıtlığı, 2009’da 48 çiftçinin sertifikalı organik tarıma geçmesi ile büyüdü. 2012’de 250 üretici ile Fındıklı Organik Meyve Yetiştiricileri Birliği’ni kuran üreticilerin sayısı şu anda 975’e oldu. Organik meyvenin yanı sıra Çağlayan Vadisi’nde de 175 aile organik çay üretimi yapıyor. Ürünleri toplayıp, kurutup, paketleyen birlik doğrudan tüketiciye ulaştırıyor.  

Fındıklı Organik Meyve Yetiştiricileri Birliği (FOMUBİRLİK) Başkanı Mehmet Gürkan, birliğin kuruluş amaçlarını anlattı.

TOPRAKTAN TÜKETİCİYE 

Daha önceleri üreticinin sadece çaya yöneldiğini söyleyen Gürkan, diğer ürünlerin toplanmadığını ve ürünlerin çürüdüğünü belirtti. Fındıklı’da artık 19 çeşit ürün yetiştiğini söyleyen Gürkan, “Amacımız dalda atıl durumda kalan meyveleri toplamak ve bunları küçük aile çiftçiliğine kazandırmaktı. Şimdi ise üreticilerimiz bu ürünleri topluyor ve buraya getiriyor. Kokulu kara üzüm, kara yemiş, kivi, çay, mandalina, fındık, frenk (yayla) soğanı gibi ürünleri yetiştiriyoruz. Burada da makinalarda doğrayıp, hiçbir artı işlem yapmadan kurutup, paketliyoruz. Bir kısmını kendi üreticilerimiz alıyor, bir kısmını da satıyoruz. Burada ürettiğimiz bütün ürünler topraktan tüketiciye kadar doğal olarak gidiyor” dedi. 

KİMYASAL YOK 

Organik tarım öncesi vadilerin yıllarca kimyasal gübreler ile zehirlendiğini ifade eden Gürkan, esas amaçlarının temiz toprak, su ve havaya erişmek olduğunu söyledi. Doğada yaşayan canlıları da korumayı amaçladıklarını kaydeden Gürkan, “Hem kendimize gelir getirmek hem de doğayı temiz tutmak anlamında bu işe girdik. Hiçbir şekilde kimyasal gübre, pestisit gibi kimyasallar kullanmıyoruz. Tarımı çapalayarak, kireç dökerek, hayvansal gübre kullanarak yapıyoruz. Hayvansal gübreleri de direk üreticilerden alıyoruz. Bölgeye 2 sene önce zararlı böcekler gelmişti. O böceklerle kimyasal kullanmadan mücadele ettik. Sonuç olarak bölgede az miktarda kalan bu böcekler doğaya zarar vermiyor” diye konuştu. Gürkan, organik tarımda girdi maliyetlerinin fazla olduğunu, geçen sene 800 liraya aldıkları kuş gübresinin bu sene bin 800 liraya çıktığını belirtti. 

'TOPRAĞI ÖLDÜRMÜŞÜZ'

“Biz yıllardır kimyasal gübreler ile topraklarımızı öldürdük” diyen Gürkan, “Bu bölgede de yağmur çok fazla olduğu için en kireçsiz toprak burada. İki yılda bir kireç vurmamıza rağmen hala kireç eksikliğimiz var. Yani biz 40-50 yıldır çay tarımı ile bu bölgedeki toprağı öldürmüşüz. 50-60 kilo kimyasal gübre atılması gereken yerlere daha fazla kazanalım diye 200-300 kilo attılar. Ayrıca bölgede bulunan Arılı ve Çağlayan vadilerinde eskiden kırmızı pullu alabalıklar olurdu. Ama şimdi o alabalıklar belli noktadan sonrasında yok oldu. Çünkü kimyasal gübreler yok etti. Bir dekara 100-200 kilo gübre attığınızda bunun yarısını bitki alıyor. Yarısı ise hava ve suya karışıyor” diye kaydetti. 

KANSER RİSKİ 

Kimyasal gübrelerin bitkinin topraktan gerekli minerallerin alınmasını engellediğini ifade eden Gürkan, “Toprak fazla gübreden kaynaklı beton gibi oluyor. Türkiye’nin her tarafında tarımda çeşitli zehirler kullanılıyor. Daha fazla ürün alalım diye hormon ve pestisitler kullanılıyor. Çernobil patladı Karadeniz’de kanser arttı. Ama biz şimdi tonuna 2 bin lira vererek kimyasal gübre alıyoruz. Kendi kendimizi kanser ediyoruz. Bu nedenle organik tarım yapmalıyız. Kimyasal gübreleri bu bölgeden çıkarmalıyız. Çünkü Rize’nin doğası başka yerde yok” diye noktaladı. 

MA/  Tolga Güney

Editör: Haber Merkezi