MARDİN - "Bütçe Buluşmaları"nda konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, "Sorunların çözümü demokratik siyasetten geçiyor. Barış da ancak demokratik siyaset zeminde inşa edilip kalıcı hale getirilebilir" dedi. 

MA'nın haberine göre; Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) düzenlediği "Bütçe Buluşmaları" kapsamında Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Mardin'de düzenlenen toplantıya katıldı. Sancar'ın beraberinde HDP Sözcüsü Ebru Günay, parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan ve milletvekilleri Necdet İpekyüz, Pero Dündar, ve Rıdvan Turan da buluşmaya katıldı. 

Kentteki bir otelde düzenlenen toplantıya ekonomist Mustafa Sönmez, Eğitim Sen Eş Genel Başkanı Necla Kurul, Barış akademisyeni Sevilay Çelenk'in de aralarında bulunduğu çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. Toplantıda Toplantı salonuna 5 dilde "Bütçe Buluşmaları Barışın Bütçesi" yazılı pankart asıldı. 

Buluşmanın açılış konuşmasını yapan Mithat Sancar, "Bizler halkın bütçesi için yola çıktık, halkın hizmetinde olmak için varız, halkların ortak iradesini ülkenin her alanında en güçlü temsilde etmek için varız" dedi. 

Hedeflerinin  halkın bütçesini çıkarmak olduğunu söyleyen Sancar, "Bunu masa başında değil meydanlarda, tarlalarda, sokaklarda buluşmalar gerçekleştirerek ancak yapabileceğimiz biliyoruz. O nedenle sizinleyiz" diye belirtti.  

Mardin'e uzun zamandır gelemiyor olmanın mahcubiyetini ve hüznünü yaşadığını kaydeden Sancar, "Şartlar öyle gerçekleşti yoksa Mardin’i ve sizleri özledim. Barışı özlediğimiz gibi. Burada bulunmak bana her zaman büyük moral ve güç veriyor. Umutlarım artıyor, yolumuzun daha da kuvvetleneceğini dair inancım artıyor. Sizlere, Mardin’e bu topraklarda bana bu kadar çok şey veren bu toprakların insanlarına hepinize bütün kültürlere emeği geçen her kesime minnetlerimi sunmak isterim. Mardin sadece doğup büyüdüğüm değil beni eğiten, değerlerimi oluşturan şehirdir. Her zaman bağlılığım ve minnet devam edecektir" ifadesinde bulundu.  

SAVAŞIN DEĞİL BARIŞIN BÜTÇESİ

Barışın bütçesini konuştuklarını ifade eden Sancar, sözlerine şöyle devam etti: "İktidarın önümüze koyduğu bütçe savaşın bütçesi. Savaşa ayrılan kaynaklara baktığımızda ülkenin bu kaynaklarla daha güzel günler yaşayabileceğini ve müreffeh bir düzen kurabileceğini görebilirsiniz. 2021 yılı için güvenlik harcamalarına ayrılan pay 240 milyar liradır, bu miktar 6 yıl önce bu miktar 50 milyar liraydı. Neden? Çünkü o zaman barış arayışı vardı, çözüm süreci vardı. Silahlar susmuştu, halkın kaynaklarının halka aktarılması için yollar da açıktı. Maalesef o yılları mevcut iktidar tıkadı, ve savaş politikalarına döndü. Savaş politikaları ile ülkenin kaynaklarını saraya, yandaşa tahsis edecek düzeni inşa etti. Bunun acısını Türkiye hakları da en fazla zararı da bu bölge yaşıyor. O nedenle savaş yerine barışı konuşalım. Savaşın bütçesini değil barışın bütçesini yapalım. Bu vazgeçmememiz gereken hedefimiz olmalıdır.

BARIŞIN IŞIĞINI ARAMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ

Karanlığın en koyu zamanlarında bile barışı, barış ışığını aramaktan vazgeçmeyeceğiz. Bu topraklara büyük dönüşüm ancak barış ile gelir. Barış ihsan edilmez, barış mücadele ile kazanılır. Toplumsal güçlerle birlikte inşa edilir. Bizim iktidarlardan barış lütfetmelerini bekleyecek duruşumuz yok. Barışı toplumdan, tabandan kurmak hep birlikte inşa etmektir. Toplumun bütün kesimleri ile müzakere etmeyi, diyalog yollarını açmak istiyoruz. Demokratik siyasetin alanın genişlemesini istiyoruz. Bize yönelik kuşatmayı kırmak için değil ülkenin geleceği için istiyoruz. Çünkü sorunların çözümü demokratik siyasetten geçiyor. Barış da ancak demokratik siyaset zeminde inşa edilip kalıcı hale getirilebilir. 

ONURLU BARIŞ YÜRÜYÜŞÜ DEVAM EDİYOR

Barış talebinin bu toplum kesimlerinin ortak talebi haline getirmeye kararlıyız. Çağrılarımızın yankı bulduğundan eminiz. Hakların birbirleriyle boğazlaşmaya istekli olmadığını geçmiş yıllarda kin ve nefret politikalarına rağmen bir arada yaşama taleplerinden de anlayabiliriz. En yoğun propaganda araçlarıyla düşmanlaşma politikaları izleniyor, nefret dili yayılıyor. Halkların birbirleriyle düşmanlaşması için her şey yapılıyor ama barışı ve ortak yaşamı savunanlar vazgeçmiyor, eşit ortak yaşam demokratik gelecek ve onurlu barış yürüyüşü devam ediyor, sizler inandığınız için devam ediyor.

ACIYI BAL EYLEYECEĞİZ 

Acının intikam duygusuna, yıkıcı öfkeye değil kurucu inşa edici siyaset gücüne dönüşmesinin örneklerini veriyor Kürt halkı. Bütün acılara rağmen intikam peşinde değil eşit ve ortak yaşımı birlikte kurma amacına yönlendiriyor. İşte bu bizim beslendiğimiz en büyük kaynaktır. Acıyı bal eyleyeceğiz, bunu barış ile demokratik siyasetin her alanda etkili olması ile yapacağız. Bunu toplumun her kesimi ile müzakere ederek yapacağız. Barışın bütçesini bu çerçevede konuşacak ve barışı böyle inşa edeceğiz. Yolumuz uzun ve zorludur, ama bizden önce bu yolda yürüyenlerin ödediği bedellerle geldiğimiz noktanın hiç de önemsiz olmadığın mutlaka görelim. Karamsarlığa ve umutsuzluğa, kötümserliğe kapılmak için bir neden yok. Cezaevinde sürgünde yoldaşlarımız var, barış adalet demokrasi için ödediğimiz bedeller boşuna değildir.

'SAVAŞ LORDLARININ KAYNAKLARINI KURUTACAĞIZ'

O şarkıda söylendiği gibi boşuna ödenmiyor bedeller. Bunun ne demek olduğunu, bedellerin neden boşuna ödenmediğin hep birlikte ortaya koyacağız. Buna inancımızı kaybetmeyelim. Bu ülkeye barış, demokrasi, adaleti getirmenin çok zor olduğunu elbette biliyoruz. Yüz yıllık inkar imha ve savaş politikalarını hangi iktidar anlayışlarını ayakta tuttuğunu, savaş politikalarının, savaş lordlarını beslediğinin de farkındayız. Biz o kaynakları kurutmak için de barış istiyoruz."

Yerel demokrasiyi güçlendirerek adaleti de getireceklerini ifade eden Sancar, "HDP ve temsil ettiği başta Kürt halkı olmak üzere halkların ortak demokratik iradesi, yürüyüşü büyüyerek devam ediyor. Dün 9'uncu yaşımızı kutladık, biz sadece yaş alarak büyümüyoruz, aynı zamanda güçlenerek büyüyoruz. HDP 9 yaşında ama arkasında asırlara uzanan demokrasi mücadelesi onur kavgası ve adalet çabası vardır. Bunların mirasçısıyız" diye belirtti.  

'KURŞUN DEĞİL YAĞMUR YAĞMALIDIR'

"Ezilenlerin yoksulların emekçilerin kadınların gençlerin en geniş demokrasi birlikteliğini seçimlerde birlikte oluşturacağız ve iradelerini bu ülkenin yönetimine ortak yapacağız" diyen Sancar, "Buna inancımız tamdır, yolumuz açıktır. Mezopotamya toprakları verimlidir, buralar mayın değil tohum ekilecektir. Buraya kurşun değil yağmur yağmalıdır, bunu hep birlikte başaracağız. Sınır boyu uzanan araziye bakın, bu toprak neden mayın ve yasaklı bölge. Organik tarıma uygun topraklar bunlar. Bunları barışa halkın kullanımına açma imkanımız var" dedi. 

SAVAŞ KARŞITI POLİTİKAYI KURMALIYIZ

Sancar iktidarın Kürt düşmanı olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Bu Kürt düşmanı iktidarın Kürtlerin her türlü kazanımlarının önünde durmaktır ön şart. En güçlü şekilde savaş karşıtı politikayı kurmaktır. Savaş naralarına karşı barış türkülerini haykırmaktır. Halkların tanklara karşı duvarlar örmesidir, halklarını güçlü sesi ile savaş tamtamlarını bastırmaktadır. Bunu yaparsak bölgede ve ülkede refahı, adaleti ve demokrasiyi sağlayacağımızdan şüphemiz yoktur. Bu topraklar kan değil su istiyor çünkü biliyoruz ki kandan kına yakılmaz. O nedenle barış, asla vazgeçmeyeceğimiz bir hedeftir. Çünkü bütün dönüşümleri büyük barış üzerine kurulabiliriz. Büyük barış büyük dönüşüm. Yolumuz açıktır. İnanıyorum ki başaracağız."

Program diğer katılımcıların konuşmalarıyla devam ediyor. 

Ayrıntılar geliyor...

Editör: Haber Merkezi