AMED-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: Türkiye'nin dört bir yanında olduğu gibi Diyarbakır'da da vatandaşlar Newroz'u kutladı. Diyarbakır’da “Newroz ateşiyle direnelim, özgürleşelim” sloganıyla gerçekleştirilen Newroz kutlamasına yüzbinlerce kişi katıldı. Mitingde öne çıkan mesajlar arasında, HDP'ye yönelik kapatma davası, vekilliği düşürülen Ömer Faruk Gergerlioğlu ve 'tecrit' gerekçesiyle cezaevlerinde başlatılan açlık grevleri ön plandaydı.

(Fotoğraf: Hamza Özkan

Sahneye çıkarak alandakileri selamlayan Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı Mithat Sancar Kürtçe başladığı konuşmasına Türkçe devam ederek tutuklanan siyasetçilerin isimlerini saydı. Sancar, Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun gözaltına alınmasına ve İstanbul Sözleşmesi'nin fesih edilmesine 'Bu İktidar darbecidir' diyerek tepki gösterdi. Sancar, alanda toplanan yüzbinlerce insanı göstererek konuşmasına devam etti. "HDP budur kapatmaya gücünüz mü yeter? İşte buradayız ve bu size dert olsun. Kaybedeceksiniz" ifadelerini kullandı.

Başak Demirtaş da alandan verdiği mesajda HDP'ye açılan kapatma davasının morallerini bozmadığını ve ismi ne olursa olsun partinin onlarca yıl yaşayacağını söyledi.

Siyasetçilerden mesajlar... 

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde yerine kayyım atanan ve görevden alınan Adnan Selçuk Mızraklı'nın cezaevinden gönderdiği mesaj okundu. Mızraklı 'mücadeleye devam edeceğini' söyledi. Mesajların ardından program konserlerle devam etti.

Kemal Kurkut anıldı

Diyarbakır’da 2017 Newroz’unda polis kurşunuyla öldürülen İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi Kemal Kurkut, da ölümünün 4’üncü yılında vurulduğu yerde anıldı.

33 gözaltı

Öte yandan alanda bayrak ve flama nedeniyle gözaltılar da yaşandı. Kutlama devam ederken, Zümrüt Kent, Yenihal ve Kayapınar yönünde kurulan kontrol noktalarında sabah saatlerinden bu yana 2’si 11’li yaşlarda 33 kişi, sarı, kırmızı, yeşil flamalar taşıdıkları ve "Kürdistan" bayraklı tişört giydikleri gerekçesiyle gözaltına alındı. 

Sancar'ın konuşmasından satır başları şöyle;

Sancar: Gergerlioğlu’na bin selam olsun

''Önce bu coşkuyla, bu inançla, cezaevlerinde siyasi rehine olarak tutulan kardeşim sevgili Selahattin Demirtaş’a selam olsun. Yoldaşım Figen Yüksekdağ’a selam olsun. Amed halkının iradesi sevgili Selçuk Mızraklı’ya selam olsun buradan. Gültan Kışanak kardeşime buradan selam yolluyoruz. Sevgili Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’na selam yolluyoruz. Bu coşku ile adını sayamadığımız bütün kardeşlerime, yoldaşlarıma sizin Newroz ateşi kadar sıcak selamımızı gönderiyorum. Sevgili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na bin selam gönderiyoruz, desteğimiz onunladır. Bütün siyasi rehine arkadaşlarımız, hepsi onurumuz, gururumuzdur. Onların mücadelesi ve mirası, mesajı, sesi, nefesi bizim sorumluluğumuzdur, onları yerine getirmek bizim görevimizdir. Selam olsun hepsine.''

''Bu iktidar, baskı uyguluyor, yasak koyuyor ama buna doymuyor''

''Sevgili halkımız partimize yönelen baskılar, zulümler durmuyor. Zalimler kendi işlerini yapıyorlar, en iyi bildikleri şeyleri yapıyorlar. Nedir bu? Zulümdür, baskıdır, kötülüktür ama biz de direnmeyi biliyoruz. Mücadeleyi biliyoruz ve bizler de başaracağımıza olan inancımızı her daim sağlam tutuyoruz. Yürüyüşümüz inançla, sizlerin kararlılığıyla bir milim sekmeden devam ediyor, devam edecek. Bakın sevgili kardeşlerim bu iktidar, baskı uyguluyor, yasak koyuyor ama buna doymuyor. Kötülük yapmadan duramıyor; baskı, yasak, zulüm onların işidir biliyoruz ama bunlar bir de kötü kötü! Kötülük yapıyorlar durmadan. Bu halka kötülük yapıyorlar, bu ülkeye kötülük yapıyorlar. Bu ülkenin ezilenlerine, emekçilerine, kadınlarına durmadan kötülük yapıyorlar.''

''Bu iktidar kadına düşman''

''Bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden bir kararla çıktık diyorlar. Nedir İstanbul Sözleşmesi? Kadına karşı şiddeti önlemek için yapılan bir sözleşmedir. Yani kadına karşı kötüler, kadına düşmanlar bunlar ve bir gecede Anayasa'ya darbe yapıyorlar, her gün yeni bir darbe. Bu iktidar darbecidir, bu iktidar kötülüğün sembolüdür.''

''Milyonlar diyor ki 'size boyun eğmeyiz!''

''Sevgili kardeşlerim, sizin iradenizle parlamentoya gönderdiğiniz vekillerimizin vekilliklerini haksızca, hukuksuzca düşürüyorlar. Bundan önce bu dönem Leyla Güven’in vekilliğini düşürdüler. Sizin iradenizi gasp ettiler, Musa Farisoğulları'nın vekilliğini düşürdüler, doğrudan Amed halkının iradesine saldırdılar. Şimdi de Ömer Faruk Gergerlioğlu kardeşimizin vekilliğini düşürdüler. Haksızca, hukuksuzca bugün sabaha karşı Ömer Faruk Gergerlioğlu vekilimizi sabah namazına kalktığında abdest almak için lavabodayken baskın yapıp gözaltına aldılar. İşte bu kadar kötüler! İşte bu kadar saygısızlar, inanca saygısızlar, ibadete saygısızlar, halkın iradesine saygısızlar. Ama burada milyonlar var, bütün Nevroz meydanlarını dolduran milyonlar diyor ki 'Biz size boyun eğmeyeceğiz, kötülüğünüze geçit vermeyeceğiz. Bu ülkeye özgürlüğü demokrasiyi, barışı hep birlikte getireceğiz' Söz olsun, mutlaka başaracağız, mutlaka kazanacağız kardeşlerim.''

''Başaramayacaklar! Halkımızdan aldığımız güçle demokratik siyasete devam edeceğiz''

''Siyasetle yenemedikleri HDP’yi şimdi de savcılarını harekete geçirerek kapatmak istiyorlar. Sarayın talimatı ile bir dava açıyor Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı. Öyle bir iddianame ki hukuk tarihine büyük bir ayıp olarak geçecek. Buldukları tek şey, bizim barış sesimiz, özgürlük isteğimiz, demokrasi için yaptığımız çalışmalardır. Başka bir şey yok. Peki hadi HDP’yi kapattınız ya bu halkı ne yapacaksınız? Bu halkı nereye kapatacaksınız, hangi güç yeter bu inancı durdurmaya? Başaramayacaklar! Halkımızdan aldığımız güçle demokratik siyasette ısrarımızı devam ettireceğiz. Biz halkımızın demokrasi barış ve özgürlük isteğini, demokrasi ve barış yoluyla gerçekleştirmek için mutlaka hep birlikte yeni yollar yaratacağız, yeni yollar açacağız.''

''İşte buradayız, bu size dert olsun, kaybedeceksiniz, kaybedeceksiniz, kaybedeceksiniz''

''HDP bir dükkan mıdır yahu siz nereye kapatıyorsunuz? HDP budur, HDP halktır halk. HDP umudun adresidir, HDP bu ülkede özgürlük içinde, barış içinde yaşamanın güvencesidir. HDP bu ülkeye özgürlüğü de, barışı da, demokrasiyi de getirecek en büyük güçtür, buna engel olamayacaksınız. Sizin yaptıklarınızın hepsi yazıktır, ayıptır, günahtır ama biz de diyoruz işte buradayız. İşte buradayız, bu size dert olsun, bu size dert olacak. Kaybedeceksiniz. Kaybedeceksiniz. Kaybedeceksiniz. Siz en iyi bildiğiniz yolları deneye deneye tükettiniz, artık kaybettiniz, artık ne yapabilirsiniz? Zindanlarınız, savcılarınız, hileleriniz bizi durduramıyor. Çünkü biz direnen halkın umudu ve gücüyüz. Biz biliyoruz ki direnmek yaşamaktır. Berxwedan jiyane.''

''Hedef aldıkları HDP ama esas amaçları umudu tamamen yok etmektir''

''HDP'ye yapılan saldırıların tek hedefi HDP değildir. Buradan halklar arası barışın köprüsü olan bu meydandan Türkiye'deki bütün halklara sesleniyorum. Hedef aldıkları HDP, ama asıl amaçları bu ülkede demokrasi umudunu tamamen yok etmektir, özgürlük inancını bitirmektir. Barış içinde eşit bir yaşam talebini ve özlemini bitirmektir. O nedenle biz direneceğiz, mücadelemize devam edeceğiz.''

''Gelin bu zulme karşı birlikte mücadele edelim''

''Bütün demokratik siyaset yollarıyla, bütün meşru yollarla halkımızın iradesini bütün bu ülkedeki bütün halkların özgürlük umudunu demokrasi talebini barış talebini gerçekleştirmek için yürüyüşümüze devam edeceğiz. Ama bunu sadece bize bırakmayın, Türkiye’nin bütün demokrasi güçleri gelin hep birlikte bu zulme ve kötülüğe karşı mücadele edelim. Gelin omuz omuza yürüyelim, gelin sesimizi birleştirelim. Gelin ortak demokrasi iradesini, barış umudunu bu ülkenin halklarına birlikte vaat edelim. Gelin bu yürüyüşü büyütelim, demokrasiye, barışa ve özgürlüğe doğru çoğalarak gidelim.''

''7 Haziran, 31 Mart ve 24 Haziran’da sandıkta yedikleri şamarı unutmasınlar''

''Biz gücümüzün farkındayız, gücümüzü haklılığımızdan, halkımızdan alıyoruz. Bu iktidar bizden korkuyor. Korkmakta çok haklı, çünkü ne yaptılarsa diz çöktüremediler, üstelik onlara en acı seçim yenilgilerini de bizler tattırdık. 7 Haziran’da sandıklarda aldıkları cevabı unutmadılar, unutmasınlar.  31 Mart’ta, 24 Haziran’da sandıklarda aldıkları o cevabı sandıkta yedikleri şamarı unutmasınlar. HDP yine kaybettirecek onlara, ama biz istiyoruz ki hep birlikte kazanalım. Türkiye’nin halkları, özgürlüğü, demokrasiyi ekmeği ve aşı birlikte savunalım. Hep birlikte barışı, aşı, eşitliği bu ülkenin ezilen insanlarına hep birlikte verelim, o nedenle çağrımız en geniş demokrasi ittifakıdır, çağrısıdır. Gelin bu iktidar bu ülkeye ve halka hiçbir şey vaat edemiyor, bir tek şey kaldı ellerinde, o da zulüm, baskı, kötülük. Buna karşı hep birlikte mücadele etmek hepimizin bu halka karşı ortak sorumluluğudur. Gelin bu yürüyüşü büyütelim.''

''Öcalan'ın mektubunda yer alan barış çağrısını destekliyoruz, aynı talebi dile getiriyoruz''

''Değerli halkımız Newroz’un en önemli anlamı barışın sembolü olmasıdır, barış mücadelesinin iradesi ve sesi olmasıdır. Bakın bundan 8 yıl önce 2013 Newroz'unda bu meydanda tarihi bir gün yaşandı. Bunu biliyorsunuz bunu hatırlıyorsunuz. Sayın Öcalan’ın mektubu okundu bu meydanda. O mektubu hatırlıyor halkımız. Barış umudunu, özlemini her daim canlı tutan herkes hatırlıyor elbette. Bir tek cümlesini okuyacağız: “Yeni bir dönem başlayacak; silahlar değil, siyaset öne çıkacak” diyordu. Ve ekliyordu “Ortak geleceği birlikte kuracağız” diyordu. Biz 2013 Newroz çağrısını, 2013 Newroz'unda Sayın Öcalan'ın mektubunda yer alan barış çağrısını destekliyoruz, bugün de aynı talebi dile getiriyoruz.''

Manşet Fotoğraf Hamza Özkan- Fotoğrfa: Remzi Budancir- T24)

Editör: Haber Merkezi