DERSİM KÜLTÜR, DİL VE MÜZİĞİNE HAYAT VEREN SANATÇILARDAN MAVİŞ GÜNEŞER VE YENİ ALBÜMÜ: AX DE VAJİ Ezgiler yalnızca doğanın ritmi ve ruhun melodisi değildir. Ezgiler geçmişten bugüne, bugünden geleceğe devrolan miras ve evrenin sonsuzluğunda hep yankılanacak dilidir.

DERSİM KÜLTÜR, DİL VE MÜZİĞİNE HAYAT VEREN SANATÇILARDAN MAVİŞ GÜNEŞER

VE YENİ ALBÜMÜ: AX DE VAJİ

Ezgiler yalnızca doğanın ritmi ve ruhun melodisi değildir. Ezgiler geçmişten bugüne, bugünden geleceğe devrolan miras ve evrenin sonsuzluğunda hep yankılanacak dilidir.

Maviş Güneşer, 1994 yılında Agıré Jiyan grubu ile iki yıl solist olarak birlikte çalıştıktan sonra 1999 yılında anadili zazaca’da yazdığı şarkılardan oluşan “Keje” isimli ilk solo albümünü çıkardı. 90’lı yıllar zazaca müziğin yaygın olduğu yıllar değildi. Yaptığınız işin kabul görmesi için daha büyük emek gerekiyordu. Özellikle asimile edilen, yok edilen, topluma nüfuz etmiş önyargılarla horlanan ve görmezden gelinen bir halkın kültürü ve tarihi söz konusu olduğunda daha titiz ve özenli bir çalışma ve her şeyden çok da sabır gerekiyor. Ancak böylesi bir süreç sonunda yaptığınız iş meyvesini verir tıpkı kayalara, dağlara verdiğiniz ses gibi, o dağ ve o kayalar da sesinizi geri verir size.

Hayati öneme haiz bu nedenlerden dolayıdır ki, Maviş Güneşer kendi anadilinde müziğe ve geleneksel kültüre önem vererek çalışmalarını bu yönde sürdürdü. Bunu yaparken birçok zorlukla karşılaştı ve bu zorluklara karşı mücadele etti. Bu yüzden Maviş Güneşer’in sanat hayatını incelerken soyut bir sanat perspektifiyle bakarsak, onun icra ettiği sanatın yalnızca bir yönünü görmüş oluruz. O kaybolmaya yüz tutmuş bir dilin inatçı sanatçılarındandır.

Güneşer, 2000 yılında politik nedenlerden dolayı istemeyerek de olsa çok sevdiği topraklarından ayrılarak Almanya’ya gelmek zorunda kaldı. Almanya’ya gelmesi müzik çalışmalarına sanat yaşamına ara verdiği anlamına gelmiyordu. Farklı bir coğrafyada sanatını icra etmeye devam edecekti. Almanya’da Metin-Kemal Kahraman kardeşlerle tanıştı. "Meyman", "Çeveré Hazaru" ve "Saé Moru / Şahmaran", “Oğul” albümlerinde solist olarak yer aldı. Ayrıca 2003-2007 yılları arasında kadın müzisyenlerden oluşan "Lilith" grubuyla birlikte farklı dillerden kadın şarkılarını icra ettikleri bir albüm kaydetti. Birkaç kısa film için özgün müzikler yaptı. Son olarak Metin-Kemal Kahraman’la birlikte 7-8 yıldır üzerinde çalıştıkları Dersim geleneksel ağıtlarını içeren bir albüm hazırladı. “Ax de Vaji / Ah Söyleyeyim” adını verdikleri bu albüm yakında dinleyicileriyle buluşacak.

Dersim kültür bölgesi, Kızılbaş-Alevi inancının ve sosyal sisteminin son merkezi konumundadır. Bundan dolayı Dersim halkı tarihte birçok zulüm ve sürgün görmüş, acılar biriktirmiş olsa da yok-olmak ile var-olmak arasındaki mücadelede hayata tutunmayı her defasında başarmıştır.

Dersimliler, kadim bir halk olarak yaşadıkları bütün güçlükleri belki de en iyi ağıtlarla dile getirmişlerdir. Dünya’nın birçok bölgesine dağılmış bu halk için müzik öyle bir şeydir ki aynı acıyı, özlemi, gurbeti, sürgünü, yoksulluğu ve zulmü yaşayan her ferdinin kalbini nerede olsalar da birleştiren, her defasında yeniden attıran bir nefes gibidir. Dolayısıyla biz, Maviş Güneşer’in yalnızca müziğinden söz etmiyoruz, sanatçının kadim şarkılar aracılığıyla bu bütünleştirici, inşa edici, hafıza aktarıcı rolünün önemini ve güzelliğini de dile getirmiş oluyoruz.

Tam da bu anlamda, sanatçının yeni albümü “Dersim Politik Ağıtları” yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunan bu dilin kalbine dokunmakla kalmıyor, o dilin hafızasına kazınmış ağıtlar aracılığıyla farklı bir tarih okuması da denemiş oluyor.

Anlaşılacağı gibi Maviş Güneşer, zazaca dilinden ezgilerini halkla buluşturma çizgisini bozmadı; tam aksine bu çizgide ısrarlı oldu ve geliştirdi. Çünkü bir dilin kaybolmaması, varlığını sürdürmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması için sözlü ve yazılı olarak kendisini ifade etmesi gerekiyor. Müzik yalnızca dinleyicilerin kulaklarına hoş gelen, onları kâh sevindiren kâh duygusallaştıran bir tını, bir armoni ya da enstruman ritmi değildir. Müzik, tıpkı binlerce yıl önce anlatılan destanların bugüne aktarımı gibi, bugünden geleceğe bir kültür, sanat, yaşam tarzı, dil ve dolayısıyla toplum için sağlıklı bir kültürel varoluş hafızası, yani bir bellek aktarıcısıdır. Neden sağlıklı toplum diyoruz? Kendini ana diliyle ifade edemeyen bir toplumun sağlıklı olmasından söz edebilir miyiz?  Çünkü bir toplumun kendi kültüründe kendi diliyle konuşması ve ona, ustaca dokunuşlarla ruh yani türkü, ağıt, ritim, melodi katması sağlıklı toplum için olmazsa olmazlardandır. Aslında sanatçı doğanın ve toplumun seslenişi ve ahenkli ritmidir.

Sanatçının müziğe ve sanata bakış açısı ya onu popüler kültürün yozlaştıran öznesi yapar ya da halkın sesi soluğu yapar. Maviş Güneşer’i tam da bu anlattığımız çizginin sanatçısı olarak bugünden yarına güçlü bir miras taşıyıcısı olarak görmemiz gerekmiyor mu? Bizler ancak böyle bir bakış açısıyla hem sanatı, hem sanatçıyı ve sanatın halkla ilişkisini doğru temellerde değerlendirmiş oluruz. Maviş Güneşer yeni albümü “Ax de Vaji / Dersim Politik Ağıtları” ile bu minvalde sanatın, kültürün, tarihin ve dilin hakkını vermiş görünüyor.