DİYARBAKIR-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ:  SES Diyarbakır Şubesi Kadın Sekreteri Rozerin Çatak, Yaşam evlerine başvuru yapan kadınların virüs salgınıyla korkutulduğunu belirterek, “Devlet kadınlara salgın ortamında şiddetsiz yaşam alanları yaratmalı” dedi.

MA / Arjin Dilek Öncel 'haberine göre;  Kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (DBB) ve ilçe belediyeleri, koronavirüs salgın sürecinde eve kapanmayla birlikte şiddet gören kadınların sığınma evlerine başvurularını durdurdu. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şubesi Kadın Sekreteri Rozerin Çatak, kentte belediyelere bağlı kadın yaşam evlerinin başvuru almayı durdurmasının kadınların şiddetle karşı karşıya bırakılıp, katliamlara neden olacağını söyledi. Koronavirüs tehdidi karşısında kadınların evlerine çekilmek zorunda kaldığı ve şiddetle karşı kaşıya oldukları bir dönemde, kadın yaşam evlerinin yeni başvuru almamasına tepki gösteren Çatak, belediyeler atanan kayyımlarla birlikte kadın düşmanı politikalar yürütüldüğünü dile getirdi.

‘KADINLAR ŞİDDETLE BAŞBAŞA BIRAKILDI’


Kayyımlar tarafından kadın daire başkanlıklarına erkek müdürlerin atandığını hatırlatan Çatak, “Kadın daire başkanlıklarının kapatılması kayyımların kadınlara karşı nasıl bir yol izlediğinin göstergesiydi. Şimdi de yaşam evlerinin başvuru kabul etmemesi ile birlikte kadınlar hem şiddet hem de salgın ile baş başa bırakılmıştır” diye belirtti.


‘YENİ YERLER AYARLANMALI’


Çatak, Bağlar Belediyesi’ne bağlı Kardelen Kadın Evi ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı DBB Kadın Sorunlarını Araştırma ve Uygulama Merkezi’ne (DİKASUM) gelen başvuruların, Kovid-19 bahane edilerek reddedildiğini ifade etti. Çatak, sığınma evlerinde Kovid -19 salgınına karşı tedbirlerin alınması gerektiğini, yaşam talep eden kadınlar çeşitli nedenlerden ötürü eğer yaşam evlerine yerleştirilmiyorsa yurt, otel ve çeşitli konaklama yerlerinin ivedikle ayarlanması gerektiğini vurguladı.


KADINLAR KORKUTULUYOR


Yaşam evlerine başvuran kadınların yetkililer tarafından “koronavirüsü” salgını ile korkutulduğunu ve özellikle çocuklu kadınların başvurularını geri çekmek durumunda kaldığını vurgulayan Çatak, “Şiddete uğrayan kadının sağlığı ve can güvenliği, alınan Kovid-19 önlemi kadar önemlidir. Bu ülkede Koronavirüs salgınından ölenlerin sayısından çok kadın katledildi. Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM), bireysel başvuru kabul etmiyor. ŞÖNİM gelen kadın başvuruları önce emniyete veya jandarmaya yönlendiriyor. Emniyete yönlendirilen kadınlar, bu süreçte ciddi mağduriyet yaşıyor. Kovid-19 kontrolü için hastaneye götürülen kadınların korkutulması, kadının talebinden vazgeçmesine neden olacak bir söz ve muamele, kadının tekrar şiddet gördüğü ortama gitmesine neden olacaktır” dedi.


BİR YANDAN VİRÜS BİR YANDAN ŞİDDET


Devletin kadınlara salgın ortamında dahi şiddetsiz yaşam alanları yaratması gerektiğini dile getiren Çatak, “yaşam talep eden kadınlar için izolasyon ve karantina alanları yaratılmalıdır. Bu elzem bir durumdur. Kadının can güvenliği devletin sorumluluğumdadır. Kadınlar bir yandan virüs bir yandan şiddet ile mücadele ediyor” dedi.


ŞİDDET ARTIYOR, BAŞVURU AZALIYOR


Korovanirüs salgının Türkiye’de ortaya çıktığı tarihten bu yana kadına yönelik şiddette artış yaşandığını, ancak Diyarbakır’daki kadın sığınma evlerine gelen başvuru sayısında bir düşüşün olduğuna kaydeden Çatak, şunları söyledi: “Bu durum akıllara başka sorular getiriyor. Acaba şiddete uğramış kadınlarım müracaatı ilgili yerlere ulaşması zorlaştırılıyor mu? Bir şekilde birebir olarak kuruma ulaşan kadınların müracaatları dikkate alınmıyor mu? Yoksa kadınlar şiddet ortamına geri mi gönderiliyor? Bu nedenle, ŞÖNİM yapılan başvuruları bir an önce açıklamalı. Kovid-19 salgının Türkiye’de yayılmasından bu yana kaç müracaat yapıldı, kaçı kabul edildi, mevcut kurumun kapasitesi nedir, şu an kaç kadın kalmakta, bu verilerin kamuoyuyla paylaşılması gerekiyor.”


( NOT: Haberin kaynağında Kadın sığınma kavramı geçiyor bizde ötekilerin gündemi olarak kadına bakışımız dilimi sığınma değil yaşam evidir) 

Editör: Haber Merkezi