ANKARA - “KHK, Kadın Emeği ve Güvencesizlik” çalıştayında konuşan SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden, tarih boyunca tüm kriz anlarında ilk kadınların işten çıkartıldığını, güvencesizleştirildiğini belirterek, "Kaostan tek çıkış örgütlü mücadeleden geçiyor" dedi.


MA'nın haberine göre; Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'na (KESK) bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) tarafından Ankara’da düzenlenen “KHK, Kadın Emeği ve Güvencesizlik” çalıştayı Akar Otel’de başladı. SES’in örgütlü olduğu bir çok kentten kadınların katıldığı çalıştayın düzenlendiği salona “Jin, Jiyan Azadi”, “KHK’ler Gidecek, Biz Kalacağız”, “Kadın Emeğiyle Özgürleşecek” pankartları asıldı.


‘KADINLARDAN KORKUYORLAR’


Çalıştayda ilk olarak SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden söz aldı. Zor bir dönemden geçildiğine dikkat çeken Erden, yaşanan zorluklara rağmen kadınların hep bir çıkış yolu bulduğunu belirterek, “Kadınlar, direnmekten sözünü söylemekten vazgeçmemiştir. Hep beraber söz söylemek, çıkışın kararlılığını ifade etmek için bir aradayız. Kadınlarla olmak her zaman çok daha farklı çok daha güzel bir duygudur. Kendisi için kutsal saydığı kar için her yolu mubah sayan AKP’nin çok korktuğu kesim kadınlar. Örgütlü kadınlar ve kadınların gücünden çok korkuyor. İlk saldırdığı, ilk dağıtmaya çalıştığı her zaman kadınlar olmuştur” dedi.


‘EN BÜYÜK GÜÇ YENİ MÜCADELE KARARLILIĞI’


Yaşanan zorlu dönemde yeni rejimin inşası sırasında kadınlara daha fazla saldırıldığını söyleyen Erden, OHAL’e inat kadınların sözünü söylemekten vazgeçmediğini dile getirdi. Erden, sözlerini şöyle sürdürdü: “Uzun bir süredir yeni bir şekillendirmeden bahsediyoruz. Bu rejimin kendisi tamamıyla güvencesiz, angarya. İlk önce kadınlar güvencesizleştiriliyor, kadınlar işten atılıyor. Üretim ilişkileri şekillenmeye başladığı ilk çağlardan itibaren kadınlar her zaman düşük ücret ile çalıştırılmıştır. Kadına dair sömürü her zaman daha da derinleştirilmiştir. Kaostan tek çıkış örgütlü mücadeleden geçiyor. Güvenceyi salt işe sıkıştırmadık. Yaşam, iş, can güvencemiz de yok. Güvenceyi sıkıştırmak istedikleri salt 657’den çıkarmamız gerektiğini son iki yıl bize gösterdi. On binlerce kadın tek soru sorulmadan işinden, ekmeğinden edildi. 'Güvence nedir ?'sorusunu hep beraber soracağız. Kadın mücadelesinin bugün yaşanan saldırılara karşı en büyük güç olduğunu yeni mücadele kararlılığıyla ortaya koyacağız.”


KRİZ KAPİTALİZM KRİZİDİR


SES Genel Kadın Sekreteri Selma Atabey ise, 10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nda yaşamını yitirenleri anarak konuşmasına başladı.  Atabey konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şurası bir gerçek ki neo-libereal kapitalizmin  ve onun uygulayıcısı olan AKP hükümetinin refah ve bolluk reklamları bitti. Kapitalizmin neo-liberalizmin yeni bir aşamaya geçmediğini tam aksine gerçek kodlarına döndüğünü biliyoruz. Bizler biliyoruz ki kapitalizmin doğası krizli bir doğadır. Kapitalizm, paranın dolaşımı sağlamak  ve yönünü belirlemek için sürekli kriz savaş sarmalına ihtiyaç duyar. Ekonomik kriz demiyorum çünkü bu kriz bir bütün olarak kapitalizmin krizidir.”


‘SAVAŞ POLİTİKALARI KRİZ SEBEBİ’


AKP’nin sendikalı ya da sendikasız bütün kadınların yoksulluk ve yoksunluk içinde yaşamasını için elindeki tüm gücü kullandığını ifade eden Atabey,“Flormar işçilerinin işten çıkarılması bunun bariz örneğidir” dedi. Krizin yeni bir durum olmadığına dikkat çeken Atabey, şu tespitlerde bulundu: “Ekonomik kriz bugünün krizi değildir. Buraya gelinmesinde Türkiye’de uygulanan fiili savaş ekonomisinin ciddi bir rolü vardır. Sadece Efrin operasyonun maliyeti 1 milyon dolardan fazladır. Türkiye’nin Irak’a yönelik bir tane F- 16 ile sadece bir saatlik bombardımanın maliyeti 25 bin doları buluyor. Geçtiğimiz yıl sadece Irak’a 399 hava destekli operasyon gerçekleştirilmiştir. Bunun içinde personel maliyeti yok. Güvencesizlik tam da sağlığa eğitime ve bütçeden ayrılmadığında, emeklilik haklarına ve işsizlik fonuna göz dikildiğinde başlıyor. Açık ki otoriterleşen tekçi anlayış kendini kadın emeği, kimliği ve bedeni üzerinden yeniden kuruyor. Sermaye ve savaş politikalarının yararına doğurganlığı attırmak istiyor. İktidarın kurduğu ırkçı, mezhepçi, dinsel ve etnik siyaset dili aynı zamanda cinsiyetçilikle örülü bir dildir ve bu dil kadın katliamlarının artmasına, şiddetin görünmez kılınmasını getiriyor” ifadesinde bulundu.


Atabey, son olarak şunları söyledi: “KHK, güvencesizlik, kamudaki dönüşümün kadın emekçilerine yansıması, toplumsal cinsiyet rollerindeki eşitsizlikler ve ayrımcılık, otoriter yeni rejimin baskıcı politikalarının sağlık ve sosyal hizmetlerdeki kadın emekçilerine yansımaları, ortaya çıkan sorunlar ve çözüm önerilerini, sendikal örgütlenme önündeki engellerin tespiti ve çözüm için stratejilerini hep birlikte tartışacağız.”


‘MÜCADELEYİ ÖRGÜTLEME SÖZÜMÜZ VAR’


Atabey ardından konuşan KESK Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy da, “Erkek egemen sistemin sömürüsü içerisinde kimliğimizle var olmanın mücadelesini veriyoruz. Kapitalist bir sistem içerisinde emeğimize dönük yoğun bir saldırı ile karşı karşıyayız. Sadece ev içerisinde kamusal alanda beden politikalarıyla bizi yönlendiren bir sistem politikasından bahsediyoruz. AKP’nin yeni rejimde yaşadığı krizi aşmak için devletçi ve kapitalizmin yararlanarak, güçlenmesine izin vermemeliyiz. Bunun için mücadeleyi örgütleme sözümüz var” dedi.


Çalıştay,  “Sağlık ve sosyal hizmet alanında kadın emeği” konulu oturum ile devam edecek.
Editör: Haber Merkezi