İSTANBUL-Metal sektöründe her geçen yıl çalışan kadın sayısı artıyor. Arçelik de kadın işçilerin arttığı fabrikalardan biri.

Devlet tarafından verilen teşviklerle patronların kadın işçileri hiçbir yük üstlenmeden çalıştırabilmeleri, düşük ücrete çalışmaları, “itaatkar, sebatkar ve uyumlu” görülmeleri, ince ellere sahip olmaları, hızlı ve dikkatli çalışmaları nedeniyle patronlar tarafından her geçen gün daha fazla tercih edilen kadın işçilerin sayısı Beylükdüzü Arçelik fabrikasında da azımsanmayacak sayıya ulaştı. Kart üretim, BMS, Yazar kasa, Dizgi, Post, Son montaj bölümlerinde yaklaşık 700 civarı kadın işçi çalışıyor.

Fabrikada kadınlar, erkeklerin de yaşadığı, düşük ücret, yoğun çalışma gibi pek çok sorunun yanında bir de kadın olmaktan kaynaklı sorunlar yaşıyor.

700 kadın işçinin çalıştığı fabrikada bir tek ekip sözcüsü kadın yok. Performansın belirlenmesinde ustaların payı yüzde 70; kadın işçiler “Ustalar söz geçirebildiği işçilere yüksek not veriyor, bu nedenle de kadınlar yaşadıklarına sessiz kalmak zorunda kalıyorlar” diye anlatıyorlar durumu. Fabrikada baskılara en çok maruz kalan da kadınlar. Tuvalete gitmek, regl döneminde bile mümkün değil. Çocuklarıyla ilgili sorunlarda izin istemeleri tepkiyle karşılanıyor. Sürekli ayakta çalıştıkları için kadın işçilerin büyük çoğunluğu varis ve nasır sorunu yaşıyorlar. Büyük bir fabrikada, kadınların çalıştığı pek çok sektöre göre nispeten daha iyi koşullarda çalışıyor olmaları kadınlar üzerinde ayrı bir “Beğenmiyorsan kapı orada” baskısı da yaratıyor. Kadınlar çalışma koşullarına karşı şikayette bulunsalar sadece fabrikada değil, evde de “Neyini beğenmiyorsun” baskısı ile karşılaşıyor.

Metal sektörünün en görünmeyenleri olan kadın işçilerin özgün sorunları metal sözleşmeleri döneminde de görmezlikten gelindi. Kadın işçiler de MESS’in sefalet ücreti dayatmasına tepkili ancak erkekler kadar sözleşme tartışmalarına dahil olamıyorlar.

Metal işçisi kadınlar anlatıyor...

ÇOK ZOR DURUMDA OLMADIKÇA LAVABOYA GİDEMİYORSUN


Arçelik işçileri

Fabrikada bazı bölümlerde kadınlar lavaboya gitme konusunda ciddi kısıtlılıklar yaşıyor. Pek çok bölümde yerine başka birini bulamadığı sürece lavaboya gidemiyor. Çünkü joker eleman yok!

Bu durumu bir işçi kadın şu sözlerle anlatıyor: “Kadınlar regl dönemlerinde hassas oluyor. Çalışırken yavaş çalışman gerekiyor. Gergin oluyorsun. Miden bulanıyor, başın dönüyor. Lavaboya gitme ihtiyacın daha fazla oluyor. Ancak bu dönemlerde bile tolerans gösterilmiyor. Bandı durdurabiliyorsun ama sürekli başımızda duruyorlar. Bakışlarla bile baskı uyguluyorlar. Usta zorluyor. Çok zor durumda olmadığın ve yerine çalışacak birini bulmadığın sürece lavaboya gidemiyorsun. Çünkü joker eleman yok. Fabrikada yarım saat yemek molası var sadece. Ondan da 5 dakikayı yemekhaneye gidebilmek için harcıyorsun. Bazen kuyruk da oluyor. Bu arada ihtiyaçlarını karşıladın karşıladın. Yoksa tüm gün ayakta devam...”

Bazı bölümlerde yemekten önce ve yemekten sonra 10 dakikalık molalarının olduğunu ifade eden bir başka kadın işçi, “Bizim bölümde ihtiyacın olduğunda bu 2 mola dışında da ek bir şey olunca gidebiliyoruz. İşin yoğunluğuna bağlı, iş yoğunsa gidemiyorsun. Çok zor durumda kalırsan gidiyorsun. Öte yandan kişiye de bağlı bir şey, eğer azar işitirim, performansımı etkiler gibi kaygı ve korkuları yaşıyorsan hiç gidemiyorsun. İhtiyacı oldukça gidip gelenler de zaten mümkün olduğunca verdikleri aralarda ihtiyaçlarını karşılıyor. BMS ve montaj bölümünde daha sıkıntılı bir durum. Montaj bölümü sürekli seri çalışıyor, bir yere gidemiyorsun. Yerini birine bırakmak zorundasın.” diyor.

Performansa dayalı üretim teknikleri kadınların bedenini de daha fazla tahrip ediyor. İşçilerin büyük oranda akan bandı bırakıp tuvalete gidememesi, erkek işçiler için de ciddi bir sorun ama kadın işçiler için ek olarak sürekli tekrar eden sistit, enfeksiyon anlamına geliyor.

Metal sektöründeki kadın işçilerin büyük çoğunluğu vardiyalı çalışıyor. Gece vardiyasında çalışmanın, kadınlarda genel olarak kanser, özel olarak meme kanseri riskini, düşükle sonuçlanan hamilelik riskini arttırdığını, ağrılı regl yaşamasına neden olduğunu biliyoruz. Yüksek ses, vibrasyon, yüksek ısı, ağır kaldırma gibi fiziksel risk faktörleri kadın işçileri daha çok etkiliyor. Buna kötü iklimlendirilmiş, kötü ışıklandırılmış bir çalışma ortamı, elverişsiz dinlenme alanları, ergonomik olmayan çalışma biçimleri eklendiğinde kadınların hem regl dönemlerini hem de ilerleyen süreçlerde menopoz dönemlerini daha ağır geçirdiğini de koyuyor araştırmalar ortaya.

Kaynak Evrensel
Editör: Haber Merkezi