ANKARA - Meram ilçesindeki Kürt aileden 7 kişinin katledilmesine tepki gösteren siyasetçiler, katliamın öncesine işaret etti ve zemininin hazırlanmasında iktidarın ve medyanın da rolü olduğuna dikkat çekti. Siyasetçiler Kandınlar JINNEWS'e konuştular, “Bugün Kürt halkında vücut bulan ırkçı saldırılar ve katliamlar karşısında sessiz kalmayacağız. Kürt halkı yalnız değildir” dedi. 

Son zamanlarda Kürtlere yönelik ırkçı saldırılar giderek artıyor.  Afyon, Konya ve Ankara’nın ardından bir kez daha Konya’da ırkçı saldırı gerçekleşti. Kentin merkez ilçesi Meram’da 30 Temmuz günü Karslı Kürt aileden 4’ü kadın 7 kişi ateşli silahla katledildi. Katliamın ardından ise ailenin evi ateşe verildi. Katledilen anne İpek, baba Yaşar ve kardeşler Serpil, Serap, Sibel, Barış ve Metin Dedeoğulları’nın  cenazeleri, HDP, DBP, TJA ve çok sayıda siyasi parti ile sivil toplum örgütü temsilcilerinin katılımıyla Karatay ilçesinde bulunan Saraçoğlu Mezarlığı’nda  defnedildi. 

Irkçı katliama yönelik ise her kesimden tepkiler gelmeye devam ediyor. 

‘Saldırılar, faşist bloğunun eseridir’

Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren, 7 Kürdün katledilmesinin, daha önce 60 kişilik ırkçı grubun, Kürt aileye saldırmasının devamı olduğunu söyledi. Faillerin, “Biz ülkücüyüz, sizi burada yaşatmayız” cümlesini hatırlatan Elif şunları dile getirdi: “Bu dönemde böyle bir cümlenin kullanılması, 12 Eylül öncesi Aleviler ve Kürtler üzerinde oynanan oyunların, katliamların devam ettiğini gösteriyor. Bu süreçte var olan saldırılar, katliama dönüşmüş durumda. Yaşadıklarımızın hiçbiri tesadüf değildir. AKP- MHP faşist bloğunun bilerek ve isteyerek planlı bir şekilde yaptığı ırkçı konuşmalar, Kürt düşmanlığına ilişkin kullandığı nefret cümleleriyle bugün yaşanan ırkçı saldırılarla birebir örtüşmektedir. Kürt halkının üzerinde yoğunlaşan katliamlar, iktidarın kullandığı bu nefret dili neden olmuştur. Özellikle Ankara, Afyon, Konya'da son zamanlarda yapılan benzer saldırılar, faşist bloğunun eseridir. Kürt ailelerinin yaşam alanları olan mahallelerde saldırılara maruz kalması, nefret söylemleri, göçe zorlama gibi baskılar ve saldırılar artık katliamlara dönüşmüş durumdadır. İktidarın uygulamış olduğu cezasızlık ve göz yumma politikası tüm bu saldırıları tetikledi ve hala beslemeye devam etmektedir.”

‘Kürt halkı yalnız değildir’

HDP İzmir İl binasına yönelik 17 Haziran’da fail Onur Gencer tarafından düzenlenen ırkçı saldırıda katledilen Deniz Poyraz’ı hatırlatan Elif, “İzmir'de Deniz Poyraz'la başlayan katliam, dalga dalga yayılarak kendini var etmektedir. İktidarın kendi varlığını sürdürmesi için bir kaos ve kargaşa ortamına ihtiyacı var. Bu kaos ortamını Kürt halkının katliamları üzerinden planlanmış, programlanmış bir şekilde sistematik bir duruma getirilmek istenmektedir. Yaratılan kaos, olağanüstü hal yasasının çıkarılması, ‘HDP’yi kapatma’ planlarının bir parçasıdır. Bugün Kürt halkına yapılan saldırılar ve katliamlar aynı zamanda, tüm ezilen halklara yapılmış saldırılardır. Sosyalistler olarak tarih boyunca, ırkçı saldırıların karşısında olduk. Bugün de Kürt halkında vücut bulan ırkçı saldırılar ve katliamlar karşısında sessiz kalmayacağız. Kürt halkı yalnız değildir” sözlerini kullandı.

‘Irkçılığa varan medyanın söylemi tesadüf değil’

Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce, Kürt sorununun onlarca yıla dayandığını hatırlatarak, şu sözleri kullandı: “Devletin yürüttüğü politik hat farklı, iktidarlarca kimi nüanslar taşısa da hep Kürt sorun olarak kalması, çözümsüz bırakılması yönünde olageldi. Son 20 yıllık AKP iktidarı içinse her koşulda kullanageldiği bir mesele oldu. Ülkenin ulusal ve uluslararası sermaye lehine rant alanına çevrilmiş olması, AKP merkezli hukuk dışı paylaşım zinciri ve bizzat Erdoğan ailesinin şaibeli servetinin yasadışılığı düşünüldüğünde 19 yıllık iktidarlarında bulaşılan tüm ülke içi ve ülke dışı karanlıkta kalan ‘kazanç’ gereği AKP’nin ve Erdoğan'ın buradan geri adım atması mümkün değil. Konya’da yaşanan katliam da bunun sonucu. Afgan göçmenlerin ülkeye gelişleri ile başlayan ve milliyetçiliği de aşarak ırkçılığa varan medyanın söylemleri tesadüf değil. Marmaris, Küçükçekmece HDP binalarına yönelik saldırılar, HDP kapatma davası ile yasal parti üyelerinin ve sempatizanlarının kriminalize edilmesi, parti binasına polisin gözü önünde girip katliam yapılması, Deniz Poyraz yoldaşımızın katledilmesi, kimi medya kuruluşlarınca ülkenin dört bir yanında çıkan yangınların mesnetsizce PKK ile ilişkilendirilme çabaları bize organize bir yönelimin olduğunu söylemekte. Biz bu söylemi 6 ile7 Eylül propagandalarından biliyoruz. Yaratmak istenilen kargaşa, linç zemini seçimlerde kaybedeceklerini bilen ve bu seçimlere giderken zemin temizliği yapmak da dahil her yolu deneyecek olan iktidarın bizzat seçimidir.”

 ‘Her şey AKP-MHP faşist bloğunu işaret ediyor’

Üzerinden bir ay bile geçmemiş olan bir saldırının faillerinin salıverildiğini ve devlet yetkililerince korunduğunu kaydeden Canan, “Ailenin avukatının söylediklerine bakarsak durumu kavramamak mümkün değil zaten. Konya Valiliği, emniyeti, saldırganlara tahsis edilen korumlar. Sıradan bir hak talebi için sokağa çıkan muhalefete göz açtırılmazken bir grup insan ellerinde silahlarla, daha öncesinde ‘burada Kürt kalmayacak’ diye bağırdıkları görsel olarak belgelenmiş, üstelik gelip bir aileyi katledip gidiyor. Devleti arkasında hissetmeyen hangi güç bugünkü koşullarda bunu yapabilir? Aile bireyleri boşuna ülkücüler demiyor. Bu kontra güçler, Maraş’ta, Çorum’da, Bahçelievler’de, Beyazıt önünde, Gazi’de gördüğümüz tanıdığımız kişiler. Her şey  AKP-MHP faşist bloğunu işaret ediyor” ifadelerine yer verdi. 

‘40 yıllık kirli savaşın yarattığı Kürt karşıtlığı devreye sokuluyor’

Kürtlere yönelik ırkçı saldırıların tesadüf olmadığını ifade eden Canan, Türkiye'nin uluslararası alanda nasıl bir yapılanmada yer aldığını ve dışarıdaki tavrı ülkenin içine nasıl yansıdığını şu sözlerle özetledi: “Suriye, Güney Kürdistan, Rojava merkezli ve Akdeniz’e açılan petrol yolu, öte yandan Afganistan'a asker gönderme gayreti, Türkiye'nin Libya’daki var oluş biçimi, İslamcı çetelere ödenen paralar, bu çeteleri bölgesel savaşta para karşılığı satan bir devlet yapılanması var karşımızda. Tüm bunlar ülke içinde açlık, işsizlik, yönetilmezlik, hukuksuzluk olarak halklarımızın karşısına dikiliyor. Ülke içinde yaratılması gereken rıza bir yönüyle şiddet aracılığıyla sağlanmaya çalışılsa da yalnızca şiddet (polis, bekçi…) yoluyla olamaz, tarihsel olarak biliyoruz. Rıza üretmek gerek. Dolayısıyla hazırda tutulan 40 yıllık kirli savaşın yarattığı Kürt karşıtlığı devreye sokuluyor. Her şey sermaye ve AKP-MHP merkezli güçlerin iktidarı için yani. Bu ülke kurulduğundan beri yapılagelen ve maalesef bizlerin önüne henüz geçmekte başarılı olamadığı, esas düşmanı net biçimde göstermediği bir durum söz konusu.” 

‘Katliam yapabilecek insan potansiyeline sahip’

“HDP’ye ve Kürt halkına dönük saldırıların İç Anadolu’da yoğunlaşmasının da pek çok tarihsel yanı olsa da kısaca AKP-MHP oylarının en yoğun olduğu, tüm seçimlerde iktidarı almalarını sağlayan bir kitlenin bu bölgelerde yaşadığını biliyoruz” diyen Canan, iktidarın kendisini en rahat görünmez kılabileceği, bu bölgedeki halkın itiraz etmeyeceğini bildiklerini kaydetti. Canan, “Tarım bitmiş, işsizlik had safhada. Bu bölgenin genç nüfusunu kolaylıkla konsolide edebilecekleri zemin var. Büyük şehirlerin içinde kendisine yol çizme şansı olan genç nüfus İç Anadolu’da tarikat yapılanmaları ile ülkü ocaklarıyla ilişkilenerek kendisine bir hayat kurabileceği düşüncesiyle yetiştiriliyor. Muhafazakar düşünce buralarda kendisine akacak yol buluyor. Sosyalistlerin de buralarda örgütlenme sorunu, örgütlenememe sorunu var. Bunun yanında iç göç nedeniyle buralarda Kürt nüfusu da var. Konya mesela iki ilçesi tamamen Kürt nüfusa sahip illerden biri. Açlık, işsizlik yaygınlaştıkça bölüşümde yaşanan yokluk kışkırtılmış İç Anadolu insanı için kendisine düşman yaratma ve Hrant Dink cinayetinde olduğu gibi kolaylıkla katliam yapabilecek insan potansiyeline sahip” diye belirtti.

‘Konya katliamı, Maraş, Sivas, Roboski katliamlardan biridir’

Kürt aileye yönelik katliamın göz göre göre yönlendirilen bir katliam olduğunu ifade eden HDP Ankara İl Eşbaşkanı Pakize Sinemillioğlu ise şöyle konuştu: “Kürtlere yönelik uzunca bir süredir katliamlar gerçekleştiriliyor. Zaten Deniz Poyraz’ın katliamından sonra birileri, ‘Bu daha iyi günleriniz’ demişti. Bu sistemli bir şekilde ırkçı söylemlerle birlikte bu katliamlar göz göre göre gerçekleştirildi ve bununla da kalmayacaklar ama bir şeyi çok net söyleyebilirim ki, bizi bitiremeyecekler, halkları bitiremeyecekler, dayanışmayı bitiremeyecekler, Kürtleri bitiremeyecekler! Biz uzun yıllardan bu yana Maraş’tan, Sivas'tan, Çorum’dan, Roboski’den, bu ırkçı katliamları biliyoruz ve bu saldırı da onlardan biridir. Bu katliamlarda diri diri insanları yaktıklarını biliyoruz ama hiçbirine asla pabuç bırakmayacağız, hepsine bir şekilde cevap olacağız. Tabi ki biz sokaklara dökülüp galeyana gelmeyeceğiz. Bu saldırılara karşı bilinçli bir şekilde hareket edip cevap olacağız.”

‘Bilerek ve isteyerek yapıldı’

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, İzmir’de katledilen Deniz Poyraz için sarf ettiği sözlerle, bilerek ve isteyerek, insanları ırkçı saldırılara yönlendirdiğini vurgulayan Pakize, “Bu yaşanan ırkçı saldırılar, durduk yerde olmuyor. Yine bu katledilen Dedeoğlu ailesi, 12 Mayıs’ta aynı mahallede 60 kişilik bir ırkçı grubun saldırısına uğramıştı. Yapılan saldırıdan sonra gözaltına alınan 5 kişi yde tek tek bırakmışlardı. Üstelik aile koruma altında olduğu halde, katil elini kolunu sallaya sallaya gidip katliam yapabiliyor. Bunlar, devletin ve emniyetin gözü önünde yaşanıyor. Israrla yine söylüyoruz; bütün bu yaşananlara yol veriliyor, hem de bilerek ve isteyerek yol veriliyor. Bu katliam hiç sürpriz olmadı. Katliamı gerçekleştiren kişi iki gün önce cezaevinden çıkıyor ve gelip keşif yapıyor.  Bunların hepsi de kamera kayıtlarında var. Sonra ertesi gün gelip herkesin gözünün önünde katliamı gerçekleştiriyor. İnsanları öldürüyor, bir de hızını almıyor, evi de ateşe veriyor. Bunlar ne ahlak adına ne din adına ne de insanlık adına kabul edilebilecek şeyler değil, bunlar hiçbir yere sığmıyor. Zaten insanları öldürmek bunların kimyasında var ve kaostan besleniyorlar”  ifadelerini kullandı. 

Editör: Haber Merkezi