İSTANBUL – Kuzey ve Doğu Suriye'de Kürtlere yönelik katliamlarda yer alan SMDK Başkanı Nasır el Hariri’nin, Hewler'i ziyaretinde KDP’nin üst düzey yetkililerince karşılanıp, kendisiyle görüşülmesini yorumlayan gazeteciler, 

bu temasların Kürt kazanımlarına yönelik yeni saldırıları planlarının bir parçası olabileceğini dile getirdi.

Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Nasır el-Hariri ve beraberindeki kimi isimler geçtiğimiz günlerde gittikleri Hewler’de, Federe Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani ve KDP Genel Başkanı Mesut Barzani ile görüşmeler gerçekleştirdi. Hariri buradaki temasları kapsamında Suriye Kürt Ulusal Konseyi'nin (ENKS) Federe Kürdistan Bölgesi Temsilcisi Newaf Reşid ile de bir araya geldi.

KDP yetkilileri ile gerçekleştirilen toplantının ardından Federe Kürdistan Parlamentosu’nda düzenlenen basın toplantısında konuşan Hariri’nin sarf ettiği “Efrîn, Serêkanîyê ve Gire Spî terörden kurtarıldı” ifadeleri tepkiler neden oldu. 

Hariri’nin bu ziyareti ve yaptığı açıklamalara tepki gösteren Kürt Ulusal Birliği Partileri (PYNK), gerçekleşen görüşmelerin “Kuzey ve Doğu Suriye’deki halkın kazanımlarına yönelik yeni plan dahilinde” olduğuna dikkat çekti.

Türkiye öncülüğünde Efrin, Girê Spî ve Serêkanîyê bölgelerine yönelik girişilen operasyonlarda Kürtlere yönelik katliamlara imza atan Hariri’nin üst düzey kabulü ve görüşmesi beraberinde pek çok şüphe ve tartışmaya neden oldu.  Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi’nden Gazeteci Ekrem Berekat ile Federe Kürdistan’da yaşayan Gazeteci Rêbaz Hesen, sözkonusu görüşmeleri değerlendirdi.

KİRLİ YÜZLERİ AKLAMA ÇABASI

Gerçekleşen ziyaretin normal bir durum olmadığı düşüncesindeki Ekrem Berekat, Hariri’nin Mesut Barzani ve Mesrur Barzani olmak üzere KDP’nin üst düzey yetkilileri tarafından karşılanmasının Kuzey ve Doğu Suriye halkları tarafından ciddi tepkilerle karşılandığını belirtti. Görüşmelerin içeriğine ilişkin ise bilgi sahibi olmadıklarını kaydeden Berekat, KDP’nin görüşme ile Efrin, Grê Spî ve Serêkanîyê gibi bölgelerin ele geçirilmesinin meşrulaştırması, bu bölgelerde katliamlara katılmış olan Hariri’nin kirli yüzünün aklanmaya çalışılması ve devam eden Kürt ulusal birliği çalışmalarının boşa çıkarılmasının hedeflendiğini ifade etti.

Berekat, Hariri’nin Suriye’de halk ayaklanmasının başladığı günden bu yana taraflar arasında bir nevi devrim tüccarlığı yaptığını, sadece kendi çıkarları için hareket ettiğini ve pek çok katliam ve kirli işlere karıştığını da vurguladı.

Hariri’nin başkanlığını yaptığı Suriye Muhalif Cephesi’nin “Türkiye’nin çeteliğini yaptığı, bu kapsamda Kürtlere yönelik katliamlar içerisinde yer aldıkları ve demografik değişim politikalarının uygulayıcısı olduklarını” söyleyen Berekat, Kuzey ve Doğu Suriye halklarının ulusal birlik görüşmeleri sırasında verdikleri mesajlarla ENKS’nin böylesi kirli bir oluşumdan ayrılmalarını istediklerini, ancak ENKS’nin buna rağmen ayrılmadığını işaret etti.

‘KDP, KÜRT HALKINA KARŞI SAVAŞANLARA DESTEK VERDİ’

Suriye Muhalif Cephesi’nin Kürt halkının haklarını savunmak bir yana haklarının ellerinden alınması için her şeyi yaptığının altını çizen Berekat, şunları söyledi: “Hariri’nin 21 Şubat’ta Dünya Anadil Günü’nde yaptığı açıklamaya bakalım. ‘Suriye’de Kürtçenin resmi dil olmasını kabul etmeyeceğiz. Bazı Kürt partilerinin aramızda bulunuyor olması, Kürtlere hak tanıyacağımız anlamına gelmiyor, onlar memur gibidirler’ dedi. Böylesi açıklamayı yapan birinden Kürtlere hayır gelir mi? Şu ayrımın da iyi yapılması gerekiyor, Hariri, Federe Kürdistan yönetimi ile değil, KDP ile oturdu. En büyük trajedilerden biri de şu ki, Kuzey ve Doğu Suriye halkları Federe Kürdistan’ı büyük bir destek kaynağı olarak görüyordu. Ancak ne yazık ki tam tersine büyük bir zararın kaynağı oldular. Kürt halkına karşı savaşanlara destek verdiler. Hariri bunun en basit örneğidir. Ne yazık ki ENKS de şu an Hariri’yi aklamaya çalışıyor, iyi göstermeye çalışıyor.” 

‘KÜRT HALKININ KATİLERİ İLE OTURANLAR, ONLARIN ORTAKLARI OLURLAR’

KDP’nin bir süredir çok kirli bir rol oynadığını dile getiren Berekat, “Amaçları Türk devleti ile birlikte Başur Kürdistan’da Kürt özgülük mücadelesini yok etmek ve şimdi de Hariri ve bölgede hiçbir gücü kalmayan ENKS eliyle Kuzey ve Doğu Suriye’deki Kürt kazanımlarını ve demokratik sistemi yok etmektir. Hariri, Suriye’de diplomatik ilişkileri olan biri olarak tanınıyor. Onun aracılığıyla bazı planları yapmaya çalışıyor. Kürt halkının katileri ile oturanlar, onların ortakları olurlar. KDP onları işgalci olarak görmüyor. KDP, Efrîn Girê Spî ve Serêkanîyê gibi yerleri işgal altındaki yerler olarak değil de özgürleştirilmiş alanlar olarak görüyor. Yani ha Erdoğan, ha Hariri, ha Barzani. Hiçbir farkları yok. Bunları sadece KDP’nin içinde olduğu bir plan olarak görmemek gerekiyor. Bu görüşme bazı planların göstergesidir. Hem Kuzey ve Doğu Suriye hem Medya Savunma Alanları hem de Şengal için bazı hazırlıkların göstergesi olabilir. Böylesi planların toplantıda konuşulmuş olma ihtimali uzak bir ihtimal değil” diye konuştu.

HESEN: KÜRDİSTAN HALKI TEPKİLİ

Federe Kürdistan’da yaşayan ve gelişmeleri yakından takip eden Gazeteci Rêbaz Hesen de, Hariri ile KDP yönetimi arasında gerçekleşen görüşmenin bölge halkı tarafından tepki ile karşılandığını paylaştı. Hesen, Efrin, Girê Spî ile Serêkanîyê’deki katliamlarda yer alan Hariri’nin Kürt halkının düşmanlarından biri olarak tanımlandığını ifade etti.

“Hariri’nin buraya gelmesi şüphesiz ki Kürtler için hayırlı değil” diyen Hesen, nedenini şöyle açıkladı: “Onlar sadece Kürtleri yok etme temelli çalışıyorlar. Bir Kürt partisinin en üst düzeyde onlarla görüşmesi hem şüphelere hem de tepkilere neden oldu. Halk arasında KDP’nin Kürtlere karşı savaşanlarla görüşmeler gerçekleştirmesinin kabul edilemez olduğu, Hariri ve çetelerinin amaçlarının Kürt kazanımlarını ve Kürt devrimini yok etmek olduğu yorumları yapıldı. İnsanlar, Kürt halkına ait kurumların, elinde Kürt kanı bulunanları karşılamak için kullanılmasının asla kabul edilemez olduğu düşüncesinde.” 

Hesen, görüşmeye KDP ve ENKS içerisinde yer alan bazı isimlerden de tepkiler geldiğine dikkat çekti.

KDP’NİN NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR?

KDP’nin izlediği politikalar ve attığı adımlar üzerinde duran Hesen, “YNK’ye karşı, PKK’ye karşı savaşları biliniyor. İran Kürt devrimcilerine karşı savaşıp, yakaladıklarını İran’a teslim ettiler. Bunlar biliniyor. İran’ı ve Türkiye’yi her yönüyle Başur Kürdistan’a soktular. Öte yandan Nasır Hariri ve çetelerini alıp Başur Kürdistan’a getiriyorlar. Şüphesiz, tüm bunlar KDP’nin Kürt özgürlük ve birlik çalışmalarını tasfiye için çabaladığını gösteriyor. Bunu da Kürtlük adı altında yapıyor ama bu sahte bir Kürtlüktür. Kim Kürtlerin düşmanıysa KDP onların yanında oturuyor. İster Türkiye, ister İran ister Hariri, ister DAİŞ olsun fark etmiyor. DAİŞ kurulmadan önce Mesut Barzani Ürdün’de onlarla toplantı gerçekleştirmişti. Tüm Kürt düşmanlarıyla oturuyor. Bunlar da Kürtlük adına Kürt düşmanlığı yaptıklarının kanıtıdır. Nasır el Hariri gibi biri ile oturuyor çünkü Kuzey ve Doğu Suriye Devrimi’ni yok etmek istiyorlar” ifadelerini kullandı.

DİPLOMASİDE KÜRTLERİN ELİ ZAYIFLAYABİLİR

Hesen, Hariri ile yapılan görüşmenin Kürtlerin diplomatik alanda ellerini zayıflatmaya dönük bir adım olabileceğinin de dile getirdi. 

Hesen, “Kobanê sürecinden sonra tüm dünyada Kürtlere dönük büyük bir ilgi oluştu. Tüm dünya biliyor ki Türkiye ve Hariri Kürtlerin düşmanlarıdırlar ama bu görüşme ile Hariri’yi temize çıkarıyorlar. Hariri uluslararası alanda görüşmeler gerçekleştirdiğinde Kürtler ‘o Kürt düşmanıdır dese’, onlar da ‘bak işte Federe Kürdistan başkanları ile görüşmeler gerçekleştirmiş’ diyecekler. Kürtler dese ki ‘Türkiye düşmanımızdır’, diyecekler ‘hayır Barzaniler her gün onlarla oturuyor’. Onların bu görüşmeleri Kürtlerin diplomasisine büyük zarar veriyor. Kürtleri parçalayıp dağıtıyor” diye konuştu.

MA / İdris Sayılğan

Editör: Haber Merkezi