İSTANBUL - Yaklaşmakta olan Dünya Anadil Günü dolayısıyla dilleri üzerindeki baskılara dikkat çeken Ermeni, Süryani ve Kürt yurttaşlar, anadilde eğitim taleplerini dile getirdi.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından 21 Şubat 1999 yılında kabul edilen Uluslararası Anadil Günü’ne ilişkin konuşan Kürt, Ermeni ve Süryani halklarından yurttaşlar, dilleri üzerindeki baskıların arttığına dikkat çekerek, anadilde eğitim taleplerini yineledi.

DİL KURUMLARI KAPATILDI

Kürt Araştırmaları Derneği öğretmenlerinden Seyid Ehmed Subaşi, 15 Temmuz 2016 askeri kalkışmasının ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte Kürtçeye yönelik baskıların arttığına dikkat çekerek, “Özellikle Kuzey Kürdistan’da Kürtçe üzerine çalışma yapan bütün kurumlar yasaklandı veya kapatıldı” hatırlatmasında bulundu. Kürtçe isimlerin bulunduğu park, bahçe ve kamusal alanlardaki tabelaların indirildiğini, birçok hak ihlaliyle karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Subaşi, Kürt ailelere çağrıda bulunarak, şunları dile getirdi: “Herkes evlerinde çocuklarıyla Kürtçe konuşsun. Her ev bir okul gibi olmalıdır. Dil üzerindeki zulmü kabullenmeyip sokağa çıkmalılar. İnanlar sesini yükseltip devletin Kürtçe üzerindeki asimilasyonuna dur demelidir. Her alanda dilimizi talep etmeliyiz. Kürtçenin eğitim dili olması için direnişimizi yükseltmeli ve 21 Şubat’ta sokaklarda olmalıyız.”

‘ERMENİCE KONUŞMAKTAN KORKU DUYULUYOR’

Ermeni olan Murat Mıhçı da, Ermenicenin yok olma ile yüz yüze olduğunu vurgulayarak, bazı lehçelerin kaybolduğunu söyledi. Ermenice okuyabilen insan sayısının azaldığını da dile getiren Mıhçı, şöyle devam etti: “Bu durumun Ermeni sayısıyla da alakası var. Ama en önemlisi 80’lerdeki yaşanan ‘vatandaş Türkçe konuş’ çalışmasının getirdiğidir. Bu nedenle Ermenicenin sokaklarda konuşma korkusu ortaya çıkıyor. Ermeniceyi çok iyi konuşan birinin şivesindeki bozukluk, Ermeni olabileceğinin dışarıdan anlaşılıyor olmasından dolayı birçok aile, çocuklarına Ermenice öğrenmesinden korku duyuyor. Dolayısıyla Ermenice öğrenmesini istemiyor.”

‘ERMENİCE GAZETE VE YAYINEVLERİ DESTEKLENMELİDİR’

Ermeni azınlık okullarında öğretmen yetiştirilmediğini de ifade eden Mıhçı, “Ermenice öğretmen çıkarabilecek ne yazık ki ne üniversite ne de herhangi bir şey var. Bu da eğitim kurumlarında Ermenice öğretmen sıkıntısını ortaya çıkarıyor. Ermeni toplumunun ağırlıkta yaşadığı İstanbul’da ne yazık ki bazı semtlerde Ermeni okulu yok. Öğrenci sayısı çok az olduğu için okullar kapatıldı. Bundan dolayı insanlar çocuklarını okula göndermekten sıkıntı yaşıyor” diye belirtti. Mıhçı, “Anadilimizde eğitimin devamlılığını sağlayabilmek için özellikle Ermenice yayın evleri, Ermenice çıkan gazetelerin destekleniyor olması, diğer yandan da çeşitli üniversitelerde akademik eğitim oluşturulmalıdır” diye konuştu.

‘SADECE BİR ANAOKULU VAR’

Süryani Edip Arslan ise, Süryanilerin yüzde 90’nının baskılardan kaynaklı ülkeyi terk ettiğini anımsatarak, şunları söyledi: “Süryaniler rahat bir şekilde konuşamıyor. Yüzde 90’nı baskılardan kaynaklı ülkeyi terk etti. Türkiye genelinde Süryanice sadece bir anaokulu var. O da İstanbul’da. Bu okulun özel değil, devlet tarafından desteklenmeliydi. Hatta ortaokul ve liseye kadar büyütülmesini istiyoruz.”

MA / Sadiye Eser
Editör: Haber Merkezi