Şimdi Devlet’in niyetlerini gözden geçirmenin, tehlikenin bir an önce farkına varmanın ve yeni provokasyonları engellemenin zamanıdır





Ayrımcı nefret söylemleriyle, utanmaz yalanlarla, akla zarar iftiralarla kitleleri tahrik edenlerin ektikleri zehirli tohumlar yeşermeye başladı. Son vahim örneği CHP Genel Başkanı’na linç girişimi.

Teferruata gerek yok; fotoğrafıyla, videosuyla, sesiyle, sözüyle gerçek apaçık ortada. Düşüncesi, izanı zaten olmayan, duygularına hükmedebilecek sağduyudan da mahrum bir güruh Şehit cenazesinde Kılıçdaroğlu’na saldırdı. Buraya kadarı tehlikeli ve üzücü olmakla birlikte ne yazık ki yadırganacak bir durum değil. Son iki yıldır iktidar mensuplarının dilleri ve edimleri bu türlü olayları körükleyip duruyor. Bırakın muhalifleri, AKP-MHP (Siz derin devlet anlayın) ittifakı işler kızıştığında kendi içlerinde de, hemen örtbas edilen böyle saldırganlıklara başvuruyorlar. Kadrolar, yandaşlar, destekçiler ne kadar ilkel, ne kadar budala, cahil ve vicdansızsa saldırganlık o kadar yaygınlaşıyor.


Asıl ürkütücü gelişme; saldırının hemen ardından iktidardaki sorumlu kişilerin sözleri, davranışları ve suça/suçlulara sahip çıkışları… Millî Savunma Bakanı sıfatı taşıyan zat’ın “değerli arkadaşlar” olarak seslendiği linçciler; derin devletin Cumhur İttifakı komiseri ve sözcüsü Devlet Bahçeli tarafından, İçişleri Bakanı sıfatlı zat tarafından ve hemen arkalarında dizilen her zamanki vokal grubu tarafından “ama”larla desteklenerek, haklı infiale kapılmış vatansever kahramanlar katına yükseltiliyor.


Bu arada saray yargısı da gereken toleransı gösteriyor tabii. Basit bir saldırganlık olmayan; Maraş, Çorum, Madımak olaylarına gebe örgütlü bir provokasyonun ürünü olaylara katılanlar serbest bırakılıyor, ardından ellerini öpmeye gelen AKP’lilerin, MHP’lilerin tebriklerini kabul ediyorlar. Onlar Cumhur’un kahramanları!

İnsanlarımızı bu hale getiren sizlersiniz


Bu toplum cinnet geçiriyor farkında mısınız? İnsanlar birbirinin boğazına sarılmak, linç etmek, şiddet uygulamak, öldürmek, ezmek, onursuzlaştırmak için neredeyse yarışıyor. “Kanlarınızla duş yapacağız” diyen iktidar fedailerinin cezasız kaldığı, “Çocuklar ölmesin, analar ağlamasın, barış olsun” diyenin hapse atıldığı, “ortak vatanda ortak yaşam” diyenin zindanda, Kürtlere ve muhaliflere “kökünüzü kurutacağız” tehditleri savuranların ikbal mevkilerinde olduğu bir ülke burası. Sıfır hukuk, sıfır ahlak, sıfır vicdan: İşte makbul Cumhur vatandaşı…

Bir cinnet ortamındayız ve bu cinnet ortamını siz muktedirler yarattınız. Sizin; HDP terörle işbirliği yapıyor, CHP de HDP ile ittifak kuruyor  yalanınız, Kürt siyasal hareketini şeytanlaştırma siyasetiniz, kendi bekanızdan başka bir anlama gelmeyen beka söyleminiz olmasaydı “normal yurdum insanı” şehit cenazesine gelen birine, hele de CHP Genel Başkanı’na saldırıyı aklından bile geçirmezdi.


“Bir bebekten bir katil yaratan” karanlık zihniyetinizdir insanlarımızı bu hale getiren. Yıllardır süren, ama son iki yıldır ne vicdanın, ne ahlakın, ne de hukukun kabul edebileceği düzeydeki bölücü, ayrıştırıcı, saldırgan söyleminiz herkesi suça itiyor, kirletiyor, insanlarımızı kemiriyor, birbirine düşürüyor. Lafı uzatmadan söyleyim: Asıl suçlular; iktidar uğruna veya eski dönemlerden tanıdığımız derin odakların hesapları uğruna toplumun yarısından fazlasını nefret söylemiyle şeytanlaştıran, hedef haline getiren, insanları birbirine düşmanlaştıranlardır. Kılıçdaroğlu’na saldırıyı “ama”larla meşrulaştırmaya, en azından hafifletmeye çalışan kim varsa hepsi, provokasyonun ve suçun ortaklarıdır.

Önümüzdeki günler yeni provokasyonlara gebe


Bu gidişat, gidişat değil. Bunun farkında olmayanlar aymazlardır. Peki, farkında olup da aynı tavrı, aynı söylemi sürdürenlere ne demeli! Onlar toplumu bile bile bölünmeye, cepheleşmeye iten provokatörlerdir.

Görünen o ki, bunlar provokasyonlarını önümüzdeki günlerde de sürdürecekler. İktidarlarının sarsıldığını, ülkenin değil kendi beka’larının tehlikede olduğunu, kitlelerin “yetti artık” demeye başladıklarını fark ettikçe tahrikler, provokasyonlar artacak. Sayın Erdoğan “gaz sıkışması var” dedi. Bu gazı kim yükledi ayrı bir soru, ancak gazı olanlar sadece onun yüzde 50’si değil. Toplumun bütününde gaz sıkışması var.


Gaz sıkışmasının büyük patlamalara, felaketlere yol açabileceğini herkes bilir. Mesele, bir takım insanlara gaz verip ötekilerin boğazına sarılmalarını teşvik etmekte değil, 82 milyonun gazını almakta. AKP Reisi Erdoğan, 82 milyonun Türkiye ittifakından söz ederken buna en büyük engel kimdir, nedir diye bir kez daha düşünmek, boş laflarla yetinmemek zorunda.


Lafla, hotzotla, beka hamasetiyle gaz alma aşamasını çoktan geçtik. Şimdi Devlet’in niyetlerini gözden geçirmenin, tehlikenin bir an önce farkına varmanın ve yeni provokasyonları engellemenin zamanıdır.


Tarih sizi gözetliyor.


Rezillik, hukuksuzluk, vicdansızlık yarışında ipi göğüsleyenler.


Editör: Haber Merkezi