ANKARA - Semra Güzel’in dokunulmazlığının kaldırılması görüşmelerinde CHP’li üyelerin tavrını eleştiren HDP'li Mehmet Rüştü Tiryaki, "Kürde her hukuksuzluk, hukuka uygunmuş gibi görülebiliyor" dedi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel'in dokunulmazlığının kaldırılması için oluşturulan Hazırlık Komisyonu’nun 3 Şubat’ta yapılan son toplantısında, AKP ve CHP’li üyeler tarafından “dokunulmazlığın kaldırılması” yönünde oy kullanıldı. Komisyon tarafından “dokunulmazlığın kaldırılması” yönünde hazırlanan rapor, 8 Şubat'ta Karma Komisyon’a sunulacak.

Raporun sunulmasının ardından Adalet ve Anayasa Komisyon üyelerinden oluşan Karma Komisyon, belirlenecek bir günde toplanarak, değerlendirme yapacak. Karma Komisyondan da Güzel’in dokunulmazlığının kaldırılması yönünde karar çıkması halinde, Genel Kurul’da görüşülecek. Genel Kurul’da dokunulmazlığın kaldırılmasına yönelik raporun görüşmeleri ve yapılacak oylamanın ardından süreç tamamlanacak.

Güzel’in PKK’li Volkan Bora ile olan ve 2014 yılına ait fotoğraflarının iktidar medyası tarafından servis edilmesiyle başlayan süreci ve Hazırlık Komisyonu’nun hızlıca verdiği kararı HDP Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki ile konuştuk.

ÖNCEDEN KARAR VERİLMİŞ!

Aynı zamanda Hazırlık Komisyonu üyesi olan Tiryaki, Güzel’in dokunulmazlığın kaldırılması sürecinin hızlı bir şekilde bitirilmeye çalışıldığını belirtti. Süreçlerin bu kadar hızlıca bitirilmeye çalışılmasını Tiryaki, “AKP’nin, Semra Güzel vekilimizin dokunulmazlığının kaldırılması konusunda çok önceden karar aldığı kanısındayım. Bu kadar acele edilmesi başka türlü açıklanamaz. Servis edildikten birkaç gün sonra Meclis’e fezleke gelmesi, Anayasa ve Adalet Komisyon üyelerinden oluşan Karma Komisyon’a sevk edilmesi, aynı günde Hazırlık Komisyonu oluşturulması, hazırlık komisyonunun görev dağılımı yapması ve iki hafta geçmeden karara varması başka bir şekilde açıklanamaz. Önceden karar verilmiş ve hızlandırılmış” dedi.

'FİGÜRAN OLMAMIZ BEKLENİYOR'

Olayın tarihsel örgüsüne değinen Tiryaki, “Çünkü olayın kendisi kesin 2017 yılının öncesine ait. Tahminen 2014’te olduğu söyleniyor. İkinci fezleke itirafçı beyanına dayanıyor. İtirafçı beyanı da 3 Temmuz 2018 tarihli yani bundan 3,5 yıl öncesine ait. Bugün bir düğmeye basılmış, bir karar verilmiş ve bizlerden o kararın figüranı olmamızı bekliyorlar. Biz asla bunu kabul etmedik. Önceden alınmış bir kararın sözde komisyonlarda, Meclis’te kendi prosedürü içerisinde yürüyormuş izlenimini kabul etmiyoruz” diye belirtti.

'RESİMDEKİ BU ÜLKENİN VATANDAŞI'

İktidarın siyasetine dikkat çeken Tiryaki, AKP’nin çözüm sürecinde söylemlerini hatırlattı. Tiryaki, iktidarın bir fotoğraf üzerinden algı yaratmasını şöyle değerlendirdi: “Resmi yayınlanmış dediğiniz insanların çok büyük bir kısmı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan insanlar. Bu örgütün üyeleri Papua Yeni Gine’den, Kanada’dan, Amerika’dan, Avusturalya’dan, Güney Afrika’dan gelmiş insanlar değil. Çok büyük bir bölümü Türkiye vatandaşı olan insanlar, yani bizim insanlarımız. Birilerinin annesi, babası, çocuğu, kardeşi, kızı, oğlu, dayısı, teyzesi, halası veya komşusunun çocuğu yani bu kadar yakın insanlardan bahsediyoruz. Dolayısıyla sadece bir resim üzerinden bir insanın bu biçimde yargılanmasını gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum. Bir resmin bu seviyelerde tartışılması geleceğe umutla bakmamızı güçleştiren bir şey. Bunun çok özel bir kasıtla yapıldığını düşünüyorum.”

AKP’nin bu ve benzer fotoğraflar üzerinden HDP’yi kriminalize etmeye çalıştığını vurgulayan Tiryaki, benzer algı operasyonlarının devam edeceği sinyalini verdi. Tiryaki, “Sanırım bunun benzeri uygulamaları devam ettirecekler. Tıpkı 4 Kasım 2016 tarihinden sonra milletvekillerimizi gözaltına aldıkları, tutukladıkları, belediye eşbaşkanlarımıza aynı uygulamalarda bulundukları gibi, bu uygulamaların da devam edeceği kanısındayım. Seçime bu biçimde hazırlanacaklar gibi görünüyor” dedi. 

'KÜRT SORUNU DİYALOGLA ÇÖZÜLÜR' 

İktidarın bugün Kürt sorunu üzerinden benzer yöntemlere başvurmasının Türkiye halklarına bir şey kazandırmayacağının altını çizen Tiryaki, şöyle devam etti: “Bir yandan Meclis Başkanlığı yapmış, AKP’yi üst düzeyde temsil etmiş Bülent Arınç gibi biri yeri geldiğinde ‘Bana Diyarbakır zindanlarında bunlar yapılsaydı, ben de dağa çıkardım’ diyecek ama bir başka gün hangi nedenle olursa olsun, dağa çıkmış bir kişinin yanında fotoğrafı var diye Meclis’in üyesinin dokunulmazlığının kaldırılmasını isteyebilecek. Bu anlaşılması zor bir durum. Bunu tarif etmekte gerçekten güçlük çekiyorum. Bunun başka bir çözüm yolu yok. Demokrasi, barış, diyalog ve müzakere dışında başka bir yöntemle Kürt sorunun çözülmesi mümkün değil. Baskıyla, zorla, antidemokratik uygulamalarla, siyasi partilerin kapatılmasına zemin hazırlamakla, dava açmakla, kumpas davalarıyla partinin genel başkanlarını, milletvekillerini yargılamakla, milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kesintisiz bir biçimde düşürmekle çözülecek bir sorun yok ortada. Bu sorun bir tek şekilde çözülebilir o da demokratik ve barışçıl yöntemlerle, başka herhangi bir yöntemle çözülemez.”

AİHM KARARINI HATIRLATTI 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 1 Şubat’ta dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili kararın önemine değinen Tiryaki, “20 Mayıs 2016’da şekli bir Anayasa değişikliğiyle milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması ve muhalefet milletvekillerinin derdest edilerek, cezaevine gönderilmesi sürecini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı buldu. Bunun seçme ve seçilme hakkına, ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu söyledi. Ayrıca bunun öngörülemez olduğunu ve kanunilik ilkesine de uymadığını belirtti. Fakat tam bugünlerde Türkiye’de yine dokunulmazlıkların kaldırılması meselesini tartışıyoruz” diye konuştu. 

KÜRDE HUKUKSUZLUK 

Hazırlık Komisyonu’nda CHP’li milletvekilinin dokunulmazlığın kaldırılması yönünde verdiği oy ile birlikte “umarım adil yargılanma olur” sözlerini eleştiren Tiryaki, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ergenekon, KCK, Gülen Cemaati yargılanma süreçlerinde birileri Türkiye’de adil yargılanma olmadığını söylüyor. Ama Kürtlerle ilgili yargılamalara kimsenin itirazı yok. ‘Anayasa’ya aykırı ama evet dokunulmazlıklar kaldırılabilir. Türkiye’de adil bir yargılanma yok ama dokunulmazlıklar kaldırılıp, Kürtler yargılanabilir’ Türkiye’de her hukuksuzluk Kürde uygulandığında hukuka uygunmuş gibi görülebiliyor. En dramatik olanı budur. Türkiye’de yargı bağımsızlığı yoktur. Türkiye’de yargı kurumu iktidarın emri altında çalışma yürütmektedir. Adalet için sokaklara çıkıp, ‘Hak, hukuk, adalet’ sloganları ile yürüyüş yapacaksınız ama sıra HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılarak, yargılanması konusuna gelince adalet varmış gibi davranacaksınız. Türkiye’de adalet, adil yargılama, adalet mekanizmalarına güven yoksa, bu hem Türk, hem Kürt de her halktan insan için yoktur. Dolayısıyla Kürtlerin bu adaletsizlik üreten yargının önüne sürülmesinin kabul edilir bir yanı yok. Umarım Karma Komisyon’da ve Genel Kurul’da muhalefet partileri aynı biçimde davranmaz.”

MA / Berivan Altan

Editör: Haber Merkezi