VAN - Tutsakların başlattığı açlık grevi eylemi yarın 200’üncü gününe girecek. Van’da yaşayan kadınlar, demokratik kesimlere çağrıda bulunarak, tutsakların taleplerini tüm toplum için daha yüksek sesle dillendirmek gerektiğini vurguladı. 

Devam eden açlık grevini ve tecridi Van’da yaşayan yurttaşlarla, siyasetçilerle ve Sivil Toplum Örgütü (STÖ) temsilcileri ile JINNEWS'e  konuştular. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit koşullarının kaldırılması ve cezaevlerinde artarak devam eden hak ihlallerine karşı 27 Kasım 2020 tarihinde PKK’li ve PAJK’lı tutsakların başlattığı süresiz-dönüşümlü açlık grevi yarın 200 gününe giriyor. Açlık grevi taleplerine ilişkin hükümet yetkilileri ve Adalet Bakanlığı tek bir açıklama dahi yapmazken, Türkiye ve birçok dünya kentinde konuya ilişkin eylem ve etkinlikler sürüyor.

Kürt sorunun artık barışçıl yöntemlerle çözülmesi gerektiğine vurgu yapan yurttaşlardan Necla Tartan, açlık grevlerinin taleplerinin karşılanmasını istedi.“Artık savaş son bulsun” sözleriyle tepki gösteren Necla, “ AKP iktidarının Kürtler üzerindeki baskıları ortada. Herkes bu zulmü görüyor. Tüm kadınlara, annelere çağrımdır; zulme karşı sesimizi daha gür çıkaralım. Açlık grevlerini sonlandıralım” dedi.

‘Tutsakların talepleri taleplerimizdir’

Vicdan sahibi olan herkesin açlık grevlerine karşı tepki göstermesi gerektiğini belirten Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER) Van üyesi Edibe Babur, tüm kurumları, yetkilileri açlık grevleri için duyarlı davranmaya davet ederek, “Önceki dönemlerdeki açlık grevlerinin sonuçları ortada. Birçok cenaze çıktı. Bir kez daha açlık grevlerinin ölümle sonuçlanmasını istemiyoruz. Taleplerin bir an önce karşılanmasını istiyoruz. Adaletsizliğe, hukuksuzluğa karşı durmak, buna tepki göstermek insanidir. Tutsakların talepleri hepimizin talepleridir” ifadelerini kullandı.  

‘Bedenlerini açlık grevine yatırarak haksızlığa karşı duruyorlar’

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van İl yöneticisi Leyla Atsak ise, “Arkadaşlarımız tüm imkansızlıklara rağmen bedenlerini ölüme yatırarak haksızlığa, ihlallere karşı duruyor. Bizler dışarıda demokrasi kanallarını daha fazla zorlamamız gerekiyor. Herkesin üzerine düşeni yaparak açlık grevlerine ses vermesi gerekiyor” diye belirtti.

‘Hayatımız için tecride karşı sesimizi yükseltelim’

HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan, iktidarın politikalarının açlık grevini görünmez kılmaya çalıştığına vurgu yaparak, “Açlık grevinin temel amacı ülkenin tamamını etkisi altına alan tecrit politikalarını ifşa etmektir. Tecrit politikaları başta İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik yürütülmektedir. Ancak sadece cezaevleriyle kalmıyor yaşamın tüm alanlarında bir tecrit politikası uygulanmakta. Ülkede insanlar yaşamıyla, geleceğiyle ilgili tek bir söz söyleyemez duruma getirilmiş. İşte açlık grevleri de tam da bu noktaya dikkat çekiyor. Bunun tek çözümü insanların kendi yaşamına sahip çıkması ve bu politikalara karşı durmasıyla mümkündür. Bunun için tüm toplumu duyarlılığa çağırıyoruz. Bugün aslında iktidarın tecrit politikası ile yürüttüğü kirli siyaset, mafya-siyaset ilişkisi de ayan beyan ortalığa döküldü. Bu ülke karanlığa sürükleniyorken; toplum açlığa, yoksulluğa, sefalete mahkum olmuşken, ülke açık bir cezaevine dönüşmüşken, her eleştiri sunan, her itiraz eden kişi gözaltına alınırken, belirli sürelerle tutuklanarak cezaevine gönderiliyorken, sesiz kalmak kendi yaşamını yok etmek anlamına gelir. Bu yüzden başta kadınların, gençlerin, emekçilerin tüm ülke halklarının tecrit politikalarına dur demesi, eylemleriyle bu politikaları boşa çıkarmaları gerekir” dedi.

‘Hukukun olmadığı yerde halkın demokrasisi devreye girmeli’

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İl Eşbaşkanı Gülderen Varlı da, iktidarın sadece kendi çıkarını gözettiğini söyleyerek, “Tabi bizler iktidarın bu politikalarının farkındayız. Daha öncede tutsaklar defalarca kez bedenlerini açlığa yatırdılar. Bunun için yaşamlarını yitirdiler. Ancak iktidar her alanda baskılarını, çözümsüzlük politikalarını devreye koydu. Bundan dolayı iktidardan bir beklentimiz yok. Her alanda sesimizi daha gür çıkarmalı. Buna itirazlarımızı daha geniş platformlarda dile getirmeliyiz. Devlet hukukunun işlemediği noktada, hakların demokrasisinin, hukuklarının devreye girmesi gerekir. Tüm vicdanlara sesleniyorum. İktidar, tüm algılarını kapatmış kimseyi görmüyor. Buradan tüm demokrasi güçlerine sesleniyorum herkesin açlık grevine sahip çıkması gerekir” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi