VAN - Sanat ve medya üzerindeki sansüre karşı kurulan Susma Platformu'nun koordinatörü olan Özlem Altınok, "Bizler umudumuzu yitirmedik hiçbir zaman. Eğer bir yasaklar tarihi varsa bir de direniş tarihi vardır" diyerek dayanışmaya çağırdı.

HABER JINNEWS

Sanat ve medya alanlarında uygulanan sansür ile oto sansüre karşı Eylül 2016'da Susma Platformu kuruldu. Olağanüstü Hal (OHAL) öncesi ve sonrasında devam eden sansüre karşı birçok kentte çalışmalar yapan platformun koordinatörü Özlem Altınok ve platform avukatı Melike Polat, çalışmaları ile ilgili konuştu. OHAL'den sonra yaşanan hak ihlallerine karşı büyük bir suskunluğun hakim olduğunu belirten Özlem Altınok, "İşte tüm bu suskunluklara karşı bir ağ oluşturularak Susma Platformu oluşturuldu" dedi.


'Çalışmaya kayyım atanan belediyelerden başladık'


Türkiye'nin birçok ilini dolaşarak yaşanan hak ihlallerini arşivleyerek belgelediklerini dile getiren Özlem, "Sanat ve medya üzerindeki sansüre karşı birçok bölgeyi dolaşarak olayları yerinde gözlemledik. Orada bulunan sanatçı, yerel medya çalışanları ve hukukçularla bir araya gelme fırsatı bulduk. Şuana kadar Bursa, Artvin, Eskişehir, Diyarbakır ve özellikle belediyelerine kayyım atanan şehirlerde insanlarla bir araya gelmeye gayret ettik. Üstelik öncesinde bu şehirlerde yasaklar başlamıştı. Bu nedenden kaynaklı Diyarbakır'dan işe başlamayı tercih ettik. Kapatılan dernek temsilcileri, şehir tiyatrosu çalışanlarıyla bir araya geldik. Neler yaşadıklarını konuştuk. Bu ihlaller yeni değildi fakat OHAL ile birlikte artarak devam ediyordu" diye konuştu.


'Kayyım sanatçıları mekansız bıraktı'


Kayyımların atandığı belediyelere bağlı kültür ve sanat alanlarında çalışan birçok insanın mekansız kaldığına dikkat çeken Özlem, şöyle devam etti: "OHAL ile ilan edilen KHK'lerle tiyatrocuların tamamı mekansızdı. Bizler de platform olarak neler yapabileceğimizi konuştuk. Bu kapsamda festival düzenlediklerinde bizler İstanbul'da Film Festivali için onlara mekan ayarlamaya çalıştık. Hala bağlantıdayız, gittiğimiz tüm mekanlarda da bu bağlantıyı sağlamaya çalışıyoruz. Yıl sonunda da gidip gördüğümüz kişilerle birlikte büyük bir toplantı yapmayı planlıyoruz."


'OHAL'e karşı hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz'


Türkiye'de çeşitli tarihlerde OHAL yaşandığını hatırlatan Özlem, "Bizler umudumuzu yitirmedik hiçbir zaman. Eğer bir yasaklar tarihi varsa bir de direniş tarihi vardır. Bizler de buna dayanarak mücadele etmeyi sürdüreceğiz. OHAL süreklileşti ve ona karşı hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz. Sosyal haklarımızı yaşamaya sonuna kadar devam edeceğiz" dedi.


'Platformun ağı genişledi'


Platformun avukatlarından Melike Polat da, şu bilgileri paylaştı: "OHAL'de insanlara ve sanata karşı giderek artan saldırıları belgelemeye başladık. Sanatçılara karşı giderek daha çok dava açılmaya başlandı. Öğrenciler, akademisyenler, gazeteciler derken platformun alanı düşünüldüğünden çok daha fazla genişledi. Örneğin bir belgesele açılan 'örgüt propagandası' davası ya da bir sanatçının konserde söylediği şarkıya açılan davalarda bizler nasıl yardımcı olabileceğimizi düşündük."


'Bir sanatçının eseri örgüt propagandası sayılır mı?'


Sanatçının yaptığı film ve belgeselden kaynaklı 'örgüt propagandası' iddialarıyla soruşturmalık olduğu ve bundan kaynaklı tutuklandığını anımsatan Melike, "Bu kapsamda eğer avukatları yoksa davanın avukatı olmaya çalıştık. Eğer avukatları varsa onların davalarını izleyip kamuya 'böyle bir dava var haberiniz var mı?' diye duyurmaya çalıştık. Uluslararası hukukta böyle davalar var mı hukuka uygun mu? Bir sanatçı yaptığı sinema filmi, belgeselde 'terör' suçu işlemiş olabilir mi? Bunlara ilişkin uzman mütalaaları alıp mahkemelere sunduk" ifadelerini kullundı.


'Gazeteciler yazdıkları haberlerden kaynaklı tutuklanıyor'


Gazetecilere yönelik tutuklamaların OHAL ile birlikte artarak devam ettiğini belirten Melike, "Özellikle OHAL sonrası hızlı bir şekilde, gazeteciler yazdıkları haberler ve attıkları twitlerden kaynaklı tutuklanmaya başlandı. Bizler onların davalarına avukatlık yaparak duruşmalarını takip ettik. Uşak'tan, Ankara'ya oradan Yüksekova'ya davaları takip ettik" dedi.


'Tutuklu gazeteciler için dayanışmayı arttıralım'


Hak ihlallerine karşı dayanışmanın artması gerektiğini ifade eden Melike, son olarak da şu çağrıyı yaptı: "Şimdi OHAL kalktı ve bizler daha rahatlamış değiliz. Gazeteciler hala yargılanmaya devam ediyor. Mitingde yaptığı açıklamadan kaynaklı yargılanan ve bundan kaynaklı tutuklanan siyasetçiler var, bunu biliyoruz. İşimiz bitmedi aksine artarak devam ediyor. Bu nedenlerden kaynaklı Türkiye'nin dört bir yanında tutuklu gazeteci arkadaşlarımız için meslektaşlarım başta olmak üzere tüm duyarlı insanlardan dayanışmayı bekliyoruz."
Editör: Haber Merkezi