Diyarbakır’dan Ekrem İmamoğlu geçti


İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Batman’daki düğüne katılacağı günler öncesinden belliydi. Ama Diyarbakır, Mardin ve Van belediyelerine kayyım atanınca seyahatinin içeriği değişti. Bu nedenle İmamoğlu’nun Diyarbakır’daki programı, belediyelere kayyım atamasına karşı gerçekleşen protestolara destek niteliği kazandı.




İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Diyarbakır programı belli olduğunda bir sevinç dalgalanması oldu. Hafif, mağrur, temkinli bir dalgalanma. Bugüne kadar, bütün kritik zamanlarda CHP’den dişe dokunur herhangi bir destek almamışlardı çünkü. Bu sefer de böyle bir ihtimal vardı. Nitekim partinin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, belediyelere kayyım atanmasını olumlamasa da, protesto gösterileri için sokağın doğru adres olmadığı yönünde açıklamalarda bulunmuştu. Diyarbakırlıların ise bir dahaki seçime kadar kayyımla yönetilmeye tahammülü yoktu.

Ekrem İmamoğlu’nun Diyarbakır’a gelişi, yerine kayyım atanan Selçuk Mızraklı ile görüşecek olması, bu nedenle sevinçli bir haberdi.

İmamoğlu’nun programı belli olduktan sonra şöyle soran Diyarbakırlılar da oldu: “Neden Lise Caddesi’ne gelmiyor?” Lise Caddesi Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin karşısında. Belediyeye kayyım atandığı 19 Ağustos’tan bu yana yüzlerce kişi her gün burada oturma eylemi gerçekleştiriyor. “Neden Lise Caddesi’ne gelmiyor?” diye soranlar, İmamoğlu’nun bu eyleme katılmasını beklediklerini dile getirmeye çalışıyorlardı.

Öte yandan ‘bir kısım’ medya, İmamoğlu’nun programı kesinleşince, “Yeni rotası belli oldu, İmamoğlu PKK destekçisi HDP’liye koşacak!” benzeri manşetler atmaya başlamıştı.

İmamoğlu’nun Diyarbakır ziyareti bu beklenti ve eleştirilerle gerçekleşti.

BAŞKANLARDAN ORTAK MESAJ

CHP’liler hem havaalanında hem de il binasında coşkuyla karşıladı İmamoğlu’nu. Buraya kadar her şey normal demek mümkün. Sonuçta İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni iki kez kazanmış bir partiliydi gelen.

Ama elbette siyasetçilerin Diyarbakır’da verdikleri mesajlar her zaman önemli olmuştur. Buradan verilen mesajlar hep Türkiye gündemine oturmuştur. Diyarbakır’da “Kürt sorunu benim sorunumdur” mesajı veren Erdoğan’ın yükselişini hatırlayalım. Buradan önümüzdeki başkanlık seçimi için İmamoğlu’nun adının sıkça geçtiğini de buna eklersek, İmamoğlu’nun Diyarbakır’da vereceği mesaj daha bir önem kazanıyordu.

İmamoğlu, CHP İl Binası’nda yaptığı konuşmada belediyelere kayyım atamayla ilgili net konuştu. Bu uygulamaya kesinlikle karşıydı. Demokrasiden, eşitlikten, kardeşlikten söz etti. Mustafa Kemal’in “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” sözü ile Nâzım Hikmet’in “Davet” şiirinin felsefe olarak kendisi için önemini vurguladı. “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür/ve bir orman gibi kardeşçesine / bu hasret bizim”.

Yerlerine kayyım atanan Mardin ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanları ile HDP’li Kayapınar Belediyesi’nde görüştü. Kapıda ve belediye binasının içinde sıcak bir karşılama gerçekleşti. Ahmet Türk, İmamoğlu ile aynı uçakla gelmişti Diyarbakır’a. Uçakta ne konuştular bilemeyiz. Ama iki belediye başkanı da demokrasi için, barış için birlikte mücadele etmeye hazır oldukları mesajını verdiler.



SUR’DA YOĞUN İLGİ

İmamoğlu Kayapınar Belediyesi’nde gerçekleşen görüşmenin ardından Tahir Elçi’yi mezarı başında ziyaret etti. Hiç kuşku yok ki bu ziyaret hem Diyarbakırlılar hem bütün Kürtler için anlamlı ve kıymetliydi.

Buradan Sur ilçesine geçti İmamoğlu. Yanında yine CHP’lilerin yanı sıra HDP’li yöneticiler, milletvekilleri ve belediye eşbaşkanları vardı. Yemek yedikleri ciğercinin kapısında hatırı sayılır bir kalabalık oluştu. İmamoğlu dışarı çıktığında onlarca kişiyle fotoğraf çektirmek zorunda kaldı.

Gazi Caddesi’ne de çıktı İmamoğlu. Esnafı ziyaret edecek, belki küçük muhabbetler edecekti. Ama tam anlamıyla bir izdiham yaşandı. “Her şey çok güzel olacak”, “Cumhurbaşkanı hoş geldiniz” diye slogan atanlarda oldu, ona sorunlarını anlatanlar da. Ulu Cami’ye kadar yürüdü İmamoğlu. Taş çatlasa 5 dakikalık yürüme mesafesi yarım saatten uzun sürdü izdiham nedeniyle. Belki bu gecikme nedeniyle Hasan Paşa Hanı’na ve Dört Ayaklı Minare’ye gitmedi. İmamoğlu burada aracına binip Batman’daki düğüne gitti.

Bütün bunlar yaşanırken 23 Haziran seçiminden önce İstanbul Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım’ın Diyarbakır’ı ziyaretini hatırlamamak mümkün değildi. Yıldırım asla böyle bir ilgi görmemişti ve bu ilgisizlik seçimlerde de gösterdi kendisini. Sur esnafı İmamoğlu’nun destek için Diyarbakır’da olduğunu biliyordu ve hak ettiği ilgiyi göstermekten imtina etmemişti.

CHP DE SUR ESNAFI DA MEMNUNDU

Sur’da konuştuğum CHP’liler Ekrem İmamoğlu’na gösterilen ilgiden son derece memnundu. Diyarbakırlı CHP’liler, CHP’nin Kürtleri ve sorunlarını ihmal ettiğini, İmamoğlu ile bunun değişeceğini iddia ettiler. Bunu elbette zaman ve İmamoğlu’nun CHP içindeki konumu gösterecek.

İmamoğlu’nun kayyıma karşı dayanışma desteğinde bulunmuş olmasından Sur esnafı da memnundu. “İrademiz gasp edildi” diyerek İmamoğlu’nun dayanışma ziyaretinde bulunmasını desteklediler. “Olması gereken budur” dediler.

İmamoğlu gitti ama geride şu soruyu bıraktı: Ortak mesajlar ve İmamoğlu’nun sıklıkla dile getirdiği kucaklaşmanın Diyarbakır’da gerçekleşmiş olması, yeni ve dolaysız bir ittifaka işaret olabilir mi? İstanbul’da başlayan gayrı resmi seçim ittifakı, giderek daha aleni bir hal almaya başlayacak gibi görünüyor. CHP’li milletvekilleri kayyım atamasını protesto eden HDP’lilerle yan yana durmaktan geri durmadılar. İmamoğlu’nun Diyarbakır’da yerlerine kayyım atanmış belediye başkanlarıyla kucaklaşması bu dayanışmanın bir adım ilerisi gibi görünüyor. Belediye başkanlarının verdiği fotoğraf, CHP’nin HDP ile görünmekten duyduğu endişeyi aştığını gösterir nitelikteydi.

HEDİYELERE YÜKLENEN ANLAM

Kayapınar Belediyesi Eşbaşkanı Keziban Yılmaz, İmamoğlu’na Dört Ayaklı Minare’yi gösteren tabloyu hediye etti. Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, bu tarihi minareyi savunurken katledilmişti. Failleri hâlâ yargı önüne çıkarılmadı. Dört Ayaklı Minare, bu nedenle, Kürtlerin tarih boyunca uğradığı zulmü gösterir nitelikteydi.

İmamoğlu ise Mustafa Kemal’i bir gezi sırasında gösteren bir tablo hediye etti. Bu tablonun İmamoğlu için bir anlamı vardı dediğine göre. 31 Mart seçimi iptal edilip yerine İstanbul Valisi atanınca bu tablonun benzeri kaldırılmıştı. 23 Haziran’da ikinci kez seçimi kazanıp mazbatayı alınca tabloyu eski yerine astırmıştı. Tablonun Kürtler için de bir anlamı vardı elbette: Kürtler, Atatürk döneminde de çok eziyet çekmişti.



Ama gündem farklıydı. Dayanışmanın, demokrasi için birlikte mücadele etmenin zamanıydı. Hediyelere yüklenen anlam ve ideolojik farklılıklar bir kenara bırakıldı, hediyeler nezaketle kabul edildi.

Son olarak, HDP ev sahibi konumundaydı ve programın eksiksiz tamamlanması için çabaladı. HDP temsilcilerinin İmamoğlu’nun desteğini hak ettiği şekilde değerlendirdiği söylenebilir.
Editör: Haber Merkezi