Dördüncü İstanbul Tasarım Bienali’nin düzenlendiği mekanlardan biri,Yapı Kredi Kültür Sanat.Galatasaray Lisesi’nin karşısındaki bina geçen yıl yenilenerek açıldığında “Kuruyan Beyoğlu”için umut olmuştu.

Mekan, sokaktan geçenin meşhur Akdeniz Heykeli’ni de görebildiği büyük, modern bir sanat alanına dönüştürüldü.

Cumartesi Anneleri’ni oturtmamakta kararlı emniyet güçlerinin haftalardır barikatlarla çevirdiği, önüne 7/24 TOMA park ettiği YKSS ve Galatasary Meydanı, bana kalırsa günümüz Türkiyesi’nin trajedisini bir karede özetliyor:

Bir tarafta Türkiye’nin en köklü, prestijli, okullarından biri.Diğer tarafta bilgi ağlarını, bağlantılarını araştıran,teknoloji ve hiyerarşileri eleştiren “Akışlar Okulu”nun, sermayenin simgesi bir sanat mekanında sergilenirken polislerce kuşatılması, başlı başına bir ironi değil de ne?

“Günümüz, eski güçlerin maddi bolluktan ve bilgi kıtlığından oluşan aynı geleneksel sistemi yeniden icat etmeyi denediği, en iyi ihtimalle olağandışı, en kötü ihtimalle korkutucu bir geçiş dönemi.(…) Toplumu düzenlemek, devletleri yapılandırmak, gezegene karşı değil birlikte yaşamak, gerçekliği kurmacadan ayırmak, birbirimizle ilişki kurmak, basitçe hayatta kalmak için yeni önerilere ihtiyacımız var. Sınıfta veya evdeki kanapede oturup, elden ayaktan düşüren aynı eğitim sisteminin ürettiği öğretmenlerden ve liderlerden bir çözüm beklemek, artık çözüm değil.,

Öğretilmiş kalıpların dışına çıkmak

Heyecan verici, öyle değil mi? Bu satırları 4.Tasarım Bienali için hazırlanan “Öğrenme Biçimi Olarak Tasarım” kitapçığında yayınlanan kuratörlerin denemesinden alıntıladım. (Jan Boelen,Nadine Botha,Vera Sacchetta).

Bu yılki Tasarım Bienali,“Okullar Okulu” başlığı altında düzenlendi: Bir öğrenme biçimi olarak tasarım nedir? Herşeyin bu kadar hızlı değiştiği bir dünyada, alışılmış, öğretilmiş kalıplardan çıkmaya kafa yormayacaksa, tasarım ne işe yarar?

Öğrenmenin giderek daha fazla kalıplara sıkıştırıldığı, hatta insanların tektip düşünceye, davranışa, fikre zorlandığı bir dünyada, bu denemenin kıymetli olduğuna inanıyorum.

Bienal mekanlarını gezerseniz sanat veya tasarım şahikası aramayın, maksat dünyaya, insana, bilgiye farklı bakmak…

Yapı Kredi Kültür’de Bienal kapsamında sergilenen işlerden bir örnek vereyim: Ebru Kurbak’ın “Yalnız Gezegen”i.

Sanatçı,tasarımcı, eğitimci Kurbak,“Lonely Planet” adlı rehber kitabın Lübnan-Suriye 2011 baskısından yola çıkarak bugün, kitapta anlatılan yerlere, insanlara ne olduğunu aktaran farklı bir“gerçeklik haritasi” çıkarmış.

Savaşın getirdiği yıkım nasıl anlatılır?

Aslında Lonely Planet (Yalnız Gezegen), sıradan bir turist rehberinin ötesinde,farklı ülkelerin kültürü,tarihi, doğal, beşeri özelliklerini anlatan bir kitap dizisi.Malum, politik ve ekonomik koşullar sürekli değiştiğinden her ülke/bölge için bilgiler de yenileniyor, yeniden basım yapılıyor.

Tabii Suriye gibi savaşla parçalanmış, hızlı ve radikal biçimde değişmiş bir ülkede değişenleri bir rehber kitap anlatamayacağı gibi, tehlikeli olduğu için kimsenin gidip görmeye niyeti de yok.

Kurbak, piyasadaki bir rehber kitaptan yola çıkarak çatışma bölgelerinde yaşayan insanların bu radikal dönüşümü farklı yaşadığını, gündelik hayatın, savaşa rağmen bir biçimde aktığını ortaya koymuş.

Bunu yaparken,tek bir anlatıcı,tek bir bakış açısından kurtulup birebir görüştüğü Suriyeli mültecilerin aktardığı bilgilerden yararlanmış: Gündelik hayatta savaşla değişenin ne olduğunu “Yalnız Gezegen” sayfalarının üzerinde yaptığı düzeltmeler ve eklemelerle aktarmaya çalışmış.Mesela şehirlerin haritası değişti.Nüfus değişti, insanlar öldü.Tarihi eserler, doğa yerle bir edildi.

Fikir basit, sonuç çarpıcı.

Kurbak’ın işini incelerken Diyarbakır’ın Sur’unu,Mardin’i,Hasankeyf’i düşündüm: Lonely Planet’in Türkiye baskısı, yaşanan yıkıma, yoğun göçe, açıkhava hapishanesine dönen şehirlerde dolaşmaya cesaret edip anlatmaya yetişebilir mi? Gazeteciler yapamazken onlar nasıl yapsın?

Belki de yazarak, konuşarak anlatamadığımızı, bir bölgenin nasıl sosyal ve kültürel mirasından, doğal güzelliklerinden edildiğini anlatmanın farklı yollarını aramalıyız…

Not: Tavsiyem,Bienali bir rehber eşliğinde veya kulaklıkla gezmeniz. Farklı mekanlar burada: http://aschoolofschools.iksv.org/tr/#sectionvenues-detaillink
Editör: Haber Merkezi