HAKKARİ - Hakkari ve köylerinde ot biçme sezonuyla birlikte zibare günleri de başladı. Zibare günü tüm köylüler bir araya gelerek bir kişinin otlarını biçiyor. Yıllardır dayanışma kültürünü yaşatan köylüler, “Dayanışmayla birbirimizle olan akrabalık ve komşuluk bağlarımızı güçlü tutuyoruz” dedi.


Hakkari'nin birçok köyünde kimi zaman da kent merkezlerinde, işlerin tamamı akraba ve komşular tarafından imece usulüyle yapılıyor. Özellikle, ot biçme sezonunun başlamasıyla neredeyse tüm köyler, imece usulüyle işlerini yürütüyor. Buna en iyi örnek, Hakkari merkeze bağlı Pınarca (Baleka) köyü.


Köylüler her gün bir araya geliyor ve bir köylünün otunu biçiyor. Ot toplama zamanında da, aynı dayanışma devam ediyor. Zibarenin (imece günü) olduğu gün, köylüler gün boyunca bir aile için çalışıyor.


‘TEKNOLOJİNİN GİDEMEDİĞİ YERE TIRPAN GİRİYOR’


Ot biçmenin zahmetli bir iş, tırpan çekmenin bir meziyet olduğunu belirten Rıdvan Pala, düzlük alanlarda artık teknolojiden faydalandıklarını; ancak teknolojinin gidemediği yerlerde tırpanın devreye girdiğini belirtti. Pala, “Eskiden beri tarlalar tırpanla biçiliyordu. Son yıllarda biçerleri kullanıyoruz. Bu yamaçlarda tırpanın kullanmanın püf noktaları var. Öncelikle tırpan keskin olmalı. Keskin olmazsa yük omuzlara biner ve ot biçmek zorlaşır. Biz püf noktalarını büyüklerimizden öğrendik. Çünkü tırpancılık bilek, bel ve iradenin güçlü olmasıyla yapılabilinecek bir iştir” dedi.


‘YASAKLARIN KALDIRILMASINI İSTİYORUZ’ 


Geçen yıla nazaran otlakların bu yıl çok bereketli olduğunu belirten Şükrü Pala da şöyle konuştu: “Bizim bölgede tarım yok. Yaşamımız sadece hayvancılık ve ot biçme üzerine kurulu. Bu yıl yağmurlar bereket getirdi. Erdoğan bizlere, ‘Yaylalardaki yasakları kaldıracağız’ demişti. Ancak maalesef halen birçok bölgede yasaklar devam ediyor. Birileri 'yasak yok' diyebilir; ama biz bunu hissetmiyoruz.   Bizler yasakların kaldırılmasını istiyoruz. Burada hayvancılık yaparak hayata tutunuyoruz. Birçok akrabamız hayvan besleyemiyor. Birçok aile, yazın biçtikleri otları sonbaharda satarak kış ihtiyaçlarını karşılayacak. Köyde birbirimize yardım ederek her aile için en az 20 ila 40 ton biçiyoruz."


'OT TOPLAMA İŞİ LASVANLARINDIR’


Tırpan ve makinalarla biçilen otların toplanması görevinin kendilerine düştüğünü belirten Enes Pala da, “Bize lasvan (tırpancının arkasında ot toplayan) diyorlar. Bizler büyüklerimiz tarafından biçilen otların bir araya getirilmesinden sorumluyuz. Biçilen ve dağınık haldeki otları toplarız, arkamızdaki kişi de topladığımız otları texe (ot bağı) dediğimiz bağ haline getirir. Daha sonra, bu texeleri toplar araçlarla köye götürüyoruz” dedi.


'İMECE BİZİM İÇİN YAŞAM TARZI’ 


Eskiden beri imece usulü yardımlaşmaya önem verdiklerini belirten köyün yaşlılarından Musa Pala ise “Eskiden imkanlar bu kadar iyi değildi. Bu meralarda ortalama 60 gün boyunca tırpan ve şalok (orak) ile ot biçerdik. Başka köylerden tırpancı getirtirdik. O dönemden beri birbirimize yardım etmek için Zibare (İmece) yapardık. O günden beri köyde işi olan ve imkanları kısıtlı olan akrabalarımıza yardım etmek için yardımlaşırız. Bu bizim için bir yaşam tarzı olmuştur. Bununla birlikte ekonomik durumu kötü olana ya da hastası olana da yardımlaşmak amacıyla bir araya gelir gereken desteği veririz. Bu bölgede sürekli böyle yaparak birbirimizle olan akrabalık ve komşuluk bağlarımızı güçlü tutuyoruz. Yanı başımızda birisinin mağdur olmasına ve öyle kamasına müsaade etmeyiz” dedi.


Emine Pala da, “Bugün bizim Zibare günümüz. Bütün köylü akrabalarımız bizim için ot biçmeye gelmişler. Bizler de her işte birlikte çalışıyoruz” dedi.


Temmuz ayında biçtikleri otları, Eylül ayında araçlarla köy merkezine taşıyacak olan köylüler, ardından bir kısmı bağ olarak bir kısmı ise saman olarak satacak.


Kaynak. MA / Hamza Gündüz
Editör: Haber Merkezi