DİYARBAKIR - Gazeteci Mehmet Erol, haber takibi sırasında çekim yapmasını engelleyip, kendisini tehdit eden polisler hakkında suç duyurusunda bulundu.

Diyarbakır’da 10 Mart günü cezaevlerinde devam eden açlık grevi eylemi ile ilgili Koşuyolu Parkı'nda yapılan basın açıklamasını takip ettiği sırada çekim yapması polislerce engellenip, tehdit edilen Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Mehmet Erol, sorumlu polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. 

Maruz kaldığı engelleme ve tehdit sonrası İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi'ne başvurup, hukuki destek başvurusunda bulunan Erol, şikayet dosyasının hazırlanmasının ardından Diyarbakır Cumhuriyet 

Başsavcılığına görevli personel hakkında "tehdit" ve "kamu görevini kötüye kullanmak"tan suç duyurusunda bulundu. 

Dilekçesinde olay günü yaşananları anlatan Erol, parkta basın açıklamasında bulunmak isteyen grubun polislerce çembere alındığını, onları takip eden kendisi ve diğer basın mensuplarının da o anlarda yine polislerce gruptan uzaklaştırılmaya çalışıldığını kaydetti.

Grubu görüntülenmesinin polislerce fiziksel olarak engellendiğini söyleyen Erol, HDP milletvekili Remziye Tosun konuşurken, polislerin basın mensuplarından uzaklaşmalarını istediğini ifade etti. 

'BİR DAHA SÖYLEMEYECEĞİM' 

İtirazlarına ise tehditle karşılık verildiğini ifade eden Erol, şunları kaydetti: "Bölgeden daha fazla geriye gitmemiz durumunda çekim yapmamız mümkün değildi. Zaten polisler 'uzaklaşın, geriye çekilin, daha geriye çekilin' şeklinde baskı uyguladılar. Biz geri çekildikçe daha fazla uzaklaşmamızı istiyorlardı. Biz yeterince uzaklaştığımızı söyleyince, 'Ne kadar uzaklaşacağınıza sen karar veremezsin' şeklinde konuştular. 'Çekim yapmamızı engelleyemezsiniz' şeklinde itiraz ettiğimizde ise 'Sarı basın kartınız yok, çekim yapamazsınız' dedikten sonra polisin olduğu yerde sarı basın kartının mecburi olduğunu söyleyip, kendilerine ait görüntüler çektiğimizi iddia ederek, 'Polisleri çekemezsiniz' dediler. Biz de zaten polisleri çekmediğimizi, gazeteci olarak kamu görevinde bulunduğumuzu belirttik. Polisler ise fiziki temasla bizi daha fazla uzaklaştırmaya çalışıyorlardı. Konuşan polis bize karşı bağırarak, 'Daha fazla uzaklaşın, kaldırımın karşı tarafına geçin, bir daha söylemeyeceğim' diyerek tehdit etti. Polislerin tavrı başından itibaren tehditkardı. Bizimle konuşan bir polis vardı, fakat onunla beraber bizi zorla uzaklaştırmaya çalışan başka polisler de mevcuttu. Geriye çekilmeyeceğimiz takdirde ciddi fiziki müdahaleye maruz kalacağımız belliydi. Polis zoru altında çekim yapamayacağımız bir bölgeye kadar geri çekilmeye mecbur kaldık. Biz çekildikten sonra polisler ilk çemberin dışında daha büyük bir çember daha oluşturdular."

Bu tür olaylarla sürekli karşılaştıklarını, söz konusu olaya ilişkin görüntü kaydının da bulunduğunu dilekçesinde ifade eden Erol, polisler hakkında "tehdit" ve "kamu görevini kötüye kullanmak"tan soruşturma açılmasını talep etti.

(MA)

Editör: Haber Merkezi