''Dersim coğrafyasının müziğe, şiire yansıması hep başkadır. Orada kalp kırıkları, orada acılar, orada isyanlar vardır. Doğa'nın çığlığı müzisyenin ses tınısına işler. Dersimli müzisyen Murat Akar'dan bahsedeceğiz. Bağlamasıyla sesinin bütünlüğü müziğine daha bir coşku ve hüzün vermektedir.''

Kimdir Murat Akar; 1984 yılında Dersim Ovacık'ta doğmuş evli 3 çocuk babası. Ovacık'a bağlı küçük bir Köy de toprak evde ailesi ile yaşamaktadır.

Hayatını arıcılık ve tarım uğraşarak kazanmaktadır.

Müzik sevdası, 1992 Erzincan depreminde Köy de ki evlerinin duvarında asılı dedesine ait bağlamanın kırılmasıyla başlar.

O günden sonra Bağlamayı çalmaya çalışır ama o bildiği ses gelmez bir türlü kulağına. Tel ister, akord ister, sağlam bir gövde ister.

Bağlama uhdedir Murat'ın içinde. Hep bir bağlaması olsun ister. Ama buna imkanı elvermez. Çalışır para biriktirir ve bir zaman sonra orta halli bir bağlamaya kavuşur. Ancak bağlamaya tezeneyi vurunca o sihirli ses gelmez, karışık bir tıngırtıdır duyduğu.

Ama o inatla hergün bağlamayı kucaklar ve onda en anlamlı sesi bulmaya çalışır. Ve bağlamadan düzgün bir ses çıkarmanın kuralı akort'dur. İnternetten akordun nasıl yapıldığını bulur uğraşır didinir ve bir süre sonra akord yapmayı da öğrenir. Geriye bağlama eşliğinde söyleyeceği ezgiler eklenir kalır. Ve inatla aşkla çala çala ellerini tellere , gövdesini bağlamaya uydurur. Nihayetinde artık bir şeyler çıkarmaya başlar.

Bağlamayı öğrendikten sonra daha çok müziğin içine girmek için çabaladı ve ileri ki zamanlarda müzik çevrelerinden arkadaşlar edinir. Bağlama çalmak artık Murat'a yetmemeye başlar ve daha çok enstrümanla tanışmak ister. Bir zaman gitar kursuna katılır onu da öğrenir. Ancak onun müzik coşkusu küçük bir köy sınırına sığmaz. Gözünü her imkan sunan İstanbul'a diker. Alır bağlamasını yanına İstanbul'a gider. Ne de olsa orada daha geniş bir müzik kitlesi ve müzik etkinlikleri vardır. İstanbul bu iki yakası bir araya gelemeyen koca bir şehir. Burada kaybolmak da var. Bir süre maddi sıkıntılar çeker ama bu uzun sürmez iş bulur çalışmaya başlar. Büyük şehir de yaşamanın koşulları zor olsa da bağlama ve gitarını her fırsatta elinden düşürmez.

Bir süre sonra İstanbul'da müzisyen gruplarla tanışır, kaynaşır. Tanıştığı arkadaşlarıyla müzik grubu kurarlar. Ve gittikçe daha da gelişir müzik bilgisi, enstrüman pratiği.

Coğrafyasından aldığı yanık sesi, bir farklılıktır müzikte. İlgi görür yer bulur.

Artık bağlama ve gitar çalmanın, söylemenin de ötesine geçerek beste yapmaya başlar. Konserlere katılır. Yeni deneyimlere yolculuk eder ve İstanbul'dan tekrar Ovacık'ta ki Köyüne gider, orda arıcılık ve tarımcılığa devam eder. Ovacığın büyüleyici doğasına gitarı ile bağlaması ile ıslık eşliğinde şarkılar söyler. Eşinin ve çocuklarının da beğenisiyle ıslıklı şarkılar söyleme cesartini sahnelerde icra eder ve oralardan da beğeni alır.

Zaten teknolojinin bunca geliştiği yerde müzik her alanda icra edilebiliyor ve sosyal medya aracılığıyla da dünyanın her yerine sesini ulaştırıp Ülke sınırları dışına taşırıyor. Murat'ın da Avrupa'da dinleyici kitleleri vardır artık. Bu vesileyle Almanya'da yaşayan Hüseyin Çulbanla tanışır ve Hüseyin'in desteğiyle Munzur Sevdam adlı bir single çalışmasıyla profosyonelliğe adım atar.

Sosyal medya üzerinden konserlere de katılır. SMA'lı çocuklara destek için çalışmalar yapar.

Kafasında bir çok projesi olduğunu ama bunların maddi imkansızlıkardan hayata geçiremediğini söylüyor Murat Akar. En büyük hayalinin ise bir çocuk korosu kurmak ve onlarla bir çok eser seslendirmek ister...

: https://instagram.com/ozannmurattzeryam?utm_medium=copy_link
 https://www.facebook.com/ozanmuratzeryam
https://youtube.com/c/MuratAkarOzanMuratZeryam