MARAŞ - Elbistan’da yaşayan Kürt Alevilerin kültürlerini yaşatma noktasında duyarlılığının yüksek olduğunu söyleyen HDP’li Nesimi Aday, “Bundan rahatsız olanlar, geride kalan Maraş Kürt Alevileri göçertmek, depremi buna vesile kılmak istiyor” dedi.

Mereş merkezli depremlerin ardından Elbistan’da birçok bina yıkıldı. Kentlerin yanı sıra birçok köyde de ağır yıkımlar yaşandı. Evlerin ve ahırların çöktüğü köylerde yardım dağıtımı ve arama kurtarma sürecinde birçok ayrımcılık yaşandı. Yolu dahi olmayan Kürt Alevi köylerine arama kurtarma çalışması yapılmazken, devlet kurumları tarafından da yardım ulaştırılmadı. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Halklar ve İnançlar Komisyonu Alevi Masası üyeleri, depremin ilk gününden itibaren Alevilerin yoğunluklu yaşadığı bölgelerde çalışma yürüttü. HDP Alevi Masası Eş Sözcüsü Nesimi Aday, deprem bölgesinde Kürt Alevi yurttaşlara yönelik ayrımcı tutumlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ PROJESİ BAŞARISIZLIĞI

Elbistan’da da Kürt Alevi köylerine yönelik bir ayrımcılığın söz konusu olduğunu belirten Aday, bu nedenle Kürt Alevi köylerinde yoğunluklu olarak çalışma yürüttüklerini söyledi. Ayrımcılığı yerinden deneyimleyen Aday, “Bunun sadece sözel bir şey olmadığını deneyimledik. Orada bulunan halklarla görüştük. Bu bölgede 1978 yılında Maraş Katliamı yaşanmıştı. Bu katliamdan sonra Maraş Kürtlerine yönelik demografik operasyon yapıldı ve Maraş'taki Kürtlerin büyük kısmı dünyanın çeşitli ülkelerine göçertildi. Bu bir toplum mühendisliği projesiydi ve başarılı oldular. Ancak Maraş Kürtleri gittikleri yerlere kimliklerini, kültürlerini, etnik, dinsel ve ulusal kimliklerini korudu ve politikleşti. Politikleşen Maraşlılar, köylerine dönüş yaptı. Dönemeyenler bile burada evler, Cemevleri, kültür merkezleri yaptı ve buradaki bağlarını hiç koparmadı. Burada kalanlar ana dilini konuşuyor, yaşatıyor. Bu derin odakları rahatsız ettiği için kalan nüfusu göçertmek istiyorlar. Biz köylerde bunu deneyimledik. Bu halkın duyarlılığı çok yüksek. Bundan rahatsız olanlar geride kalan Maraş Kürtlerine göçertmek, depremi buna vesile kılmak istiyor” diye konuştu.

‘YARDIMLARIN GEÇ GELMESİ GÖÇERTİLMEYE SEBEP OLACAK’

Mereş bölgesinde toplumsal muhalefeti domine eden ozanların olduğuna dikkat çeken Aday, buradaki Kürdistani Alevi dinamiğinin parçalanmak istediğinin altını çizdi. Mereş bölgesindeki dinamik Kürt Alevilerin tekçi devlet, tekçi millet ve tekçi din paradigması karşısında sıkıntı yaratan bir toplumsal katman oluşturduğunu söyleyen Aday, “1919’dan beri İç Toros Kürtlerine yönelik bir saldırı, göçertme politikası var. 1925’te Şark Islahat planında net olarak ‘Fırat’ın batısında meskun bulunan Kızılbaş Kürtler’ der. Koçgiri, Maraş bölgesi Kürtleri sürekli olarak demografik operasyona tabi tutulmuştur ancak bunu başaramadılar. Buradaki nüfusu yavaş yavaş elimine etmeye çalışıyorlar. 1978 Maraş katliamında insanlar göçsün diye nasıl ki bir haftada ya da 3-5 günde bir pasaport dağıtılıyorsa şu anda da burada pasaport daireleri çalışıyor. Sınırda insanları pasaportsuz geçiren şebekeler çalışıyor. Kalan nüfusu batı ülkelerine taşımak için dinamik bir el devrede. İnsanların gitmesi teşvik ediliyor, Maraş Kürtlerinin nüfusu seyreltilmeye çalışılıyor. Maraş katliamında nasıl ki nüfus göçertildi, bu deprem de buna bahane edilmiş gözüküyor. Hatay’a, Maraş’a, Adıyaman’a ilk günlerde müdahale edilmedi ve yardım gitmedi. Hatay Arap Alevilerin, Maraş, Elbistan, Pazarcık, Narlı Adıyaman ise Kürt Alevilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerdir. Bu Kürt Alevi bölgelerine farklı bir yaklaşım olduğunu görüyor, yardımların geç gelmesinin buna sebep olacağını düşünüyoruz" ifadelerini kullandı. 

KÜRT ALEVİLERE ÇAĞRI:  KÖYLERİNİZE DÖNÜN

Alevi inanç önderlerinin, duyarlı insanların dayanışma kapsamında çalıştığına dikkat çeken Aday, Kürt Alevilere çağrıda bulunarak şunları söyledi: “İnanç önderlerimizin en yakın sürede burada olmayanları, gurbetteki insanların geride kalan anne babalarına sahip çıkması, onlarla dayanışmasını göstermeleri gerekiyor. Duygusal kırılmalar, bir travma yaşanıyor buralarda. Doğa da bir travma yaşıyor. Dün bir köyde kuzuların oğlakların kalp krizinden öldüğünü gördük. Alevilik, ekosistemin inancı olduğu için bu ekosisteme canlılar ile birlikte sahip çıkmak gerekiyor. Biz alevi masası üyeleri, bu yolun hizmetkarları olarak alanlardayız. Şu anda da göçüp gidenler var. Geri döneceklerini düşünüyoruz. Acılı günlerden geçiliyor. Burada kalan yakınlarınızı, bu travmaları atlatacakları yerlere götürdünüz ama köylerinizi terk etmeyin, dönüş yapın.”

MA / Yüsra Batıhan

Editör: Haber Merkezi