Sermayeye hizmette gözleri ışıl ışıl yanan Urfalı Nebati’yi tanıyoruz. Ancak Urfalı Halil’i kimse tanımaz! Onlarla ilgili haberi okuduğum an yüreğim parçalandı. Haber, yandaş gazete ve televizyonlarda yer almadı. Almaz! Zira onlar ne açlıktan ne yoksulluktan ne enflasyondan ne de işsizlikten mustaripler! Sırtını dayadıkları sağlam yerler var. Bu sömürü ve soygun düzeninin devamından yanalar. Her şeyi toz pembe göstermekle görevlendirilmişler.

Ancak yaşam başka türlü akıyor. Onlar görmezden gelse de gerçek her yerden çıkıveriyor karşımıza. Her gün iç burkan haberlerle sarsılıyoruz. Yoksulluk derinleştikçe yansımaları da yaygınlaşıyor. İntiharlar, cinayetler, şiddet, açlık, sefalet dört bir yanı sardı. Bir avuç zengin, birkaç çete semirdikçe milyonlar daha da yoksullaşıyor.

Urfalı Halil’in ve eşi Ayşe’nin dramı da AKP iktidarındaki gelişmelerin bir sonucu. Haberi Evrensel’den okudum. İşçilerin, emekçilerin, ezilen ve sömürülen halkların durumunu Evrensel ve birkaç gazete yazıyor, birkaç televizyon gündem yapıyor. Haberi Mezopotamya Ajansından Emrullah Acar yapmış. Emeğine sağlık. Bu tür haberleri daha çok yapmalı. Zira yoksulluk bölgede daha derin, çok daha kaygı verici boyutta yaşanıyor. Ne yazık ki Bölgede de bir avuç tuzu kuru dışında Kürtler, Araplar, Türkler, Süryaniler, Ermeniler, Êzidîler ve tüm halklar işsizlik ve açlığın pençesinde kıvranıyor.

Yeniden habere dönecek olursak; “Tek geçim kaynağı aldığı 1300 TL engelli maaşı olan Halil Çalışkan (59), ev kirasını ödeyemediği için eşiyle birlikte sokakta kaldı.” Gözleri göremez haldeki Halil Çalışkan ve tüm yoksulluğu gözlerinden dökülen eşi Ayşe birkaç parça eşyasıyla atıldıkları parkta görüntülenmiş. İnsanı yüreğinden vuruyor, içi sızlıyor; öfkesi büyüyor.

Bir patron olan Urfalı Nebati bunlardan habersiz olamaz. O, “Dar gelirliler hariç sistemden herkes memnun!” diyor. Urfalı Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin ışıl ışıl gözleri keşke bir de hemşehrisi Ayşe Çalışkan ile eşi Halil çalışkanı görse. Ama nerede!

Ayşe ve Halil çifti yoksulun da yoksulu. “Daha önce aldığı engelli maaşı ile miktar olarak az olmasına rağmen geçimini sağlayabildiğini belirten Çalışkan, “Maaşım 1300 TL. Eskiden daha az idi ancak yetiyordu. Şimdi bir ekmek 3 TL olmuş. İki kişiyiz, her öğün iki tane yesek, günde 6 tane, nasıl geçimimizi sağlayalım? Geçen sene aynı eve yıllık 5 bin TL kira ödedim, şimdi benden 8 bin 500 TL istiyor. Biz dışarıda kaldık.”

Alacaklılar, Halil Çalışkan’ın maaş kartına el koymuş. Maaşını onlar çekiyor. Borcu ne kadar derseniz; 17 bin lira. Yani Erdoğan’ın maaşına istediği zammın yarısı bile değil. Erdoğan’ın TBMM Başkanlığına sunduğu ek bütçeyle maaşına yüzde 40.4 oranında zam yapılacağını ve bu artışla birlikte maaşının 141 bin 453 TL’ye yükselteceği açıklanmıştı. Yaklaşık 100 bin TL maaş alan Erdoğan’ın artış çabası büyük tepki çekince şimdilik geri çekildi.

Yandaş gazeteciler, Erdoğan’ın maaşa ihtiyacı olmadığını yazdılar. Doğru söylüyorlar. Yıllar önce bir yüzükle siyasete başladığını söyleyen Erdoğan artık çok zengin. Erdoğan ve mahdumları zenginlikte dünya sırlamasında üstlerde yer alıyorlar. Servetlerine paha biçileceğini sanmıyorum. Devletin tüm olanakları Saray’ın hizmetine sunulmuş bulunuyor. Örtülü ödeneklerden diledikleri gibi harcama yapıyorlar. Ama yine de maaşına zam yapılması için çaba gösterdi.

Asgari ücretin 4 bin 253 TL olduğu ülkede ne Cumhurbaşkanı maaşından memnun ne de milletvekilleri. Daha önce gerekirse “Ayda iki kilo değil yarım kilo et yeriz” diyen AKP Elâzığ Milletvekili şimdi bu maaşla geçinemediğini söylüyor.

Peki açlık sınırının 6 bin 391 TL’ye çıktığı bu koşullarda işçiler, emekçiler, emekliler, işsizler, yoksullar ne yapacak. Kirasını ödeyemediğinden dolayı sokağa atılan yüzde 90 görme engelli Halil Çalışkan ne yiyip ne içecek!

Urfalı Nebati’nin bu soruya bir yanıtı var mı?

Bu sorunun yanıtını da haberden okuyoruz. Bakın AKP iktidarı bu sorunu nasıl çözmüş!  “Kira bedelini peşin isteyen ev sahibi, ödememeleri durumunda Çalışkan çiftinin evi boşaltması için kendilerine 3 gün süre tanıdı. 3 günde söz konusu parayı ödeyemeyen Çalışkan çifti, evden çıkarıldığı için mahallede bulunan parkta kaldı. Çiftin eşyaları ile birlikte parkta kaldığına dair fotoğraf ve videoların sanal medyada paylaşılmasının ardından Eyyübiye Kaymakamlığına bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, çifti parktan çıkararak sorunlarına çözüm olacaklarını dair söz verdi. Vakıf, geçici bir süreliğine aileyi komşuları olan kızlarının evine yerleştirdi. Ancak, günler geçmesine rağmen Vakıftan henüz çifti arayan olmadı.”

İşte böyle!

Ensar’a, TÜRGEV’e akan paralar akıllardadır. Ancak devlet ve Urfalı Nureddin Nebati’nin o keskin gözleri her nedense yüzde 90 görme engelli Urfalı Halil’in ve eşi Ayşe Çalışkan’ın yaşadıklarını görmüyor. Saray medyası da bu yoksulluğu ve daha da derinleşen yoksulluğu görmedi!

Ne diyelim: Bu düzen bir an önce değişmeli, değiştirilmeli…