DİYARBAKIR-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: Uluslararası Güzellik Ödülleri International The Beauty Awards 1 Aralık 2019’da En Trend Sağlıklı Yemek Restaurantı  Samuel Beckett Ödülü Şimel Restaurant işletmeci iş kadını Şimel Beğik Gazeteci Hatice Bozkoç’un sorularını yanıtladı.



Şîmel Beğik’i herkes Şîmel Abla olarak zaten tanıyor ama biz bir de sizden dinlemek istiyoruz Şîmel Beğik kimdir, hayata nasıl bakar, kendini hayatın neresinde görür?

Batman’ın Sason ilçesinde doğdum. Doksanlarda zorunlu göç dolayısıyla Diyarbakır’a taşınmak zorunda kaldık ailecek. O dönemden bugüne hem maddi imkânsızlık hem de kadın olmaktan kaynaklı, maddi manevi bir mücadele içinde olmam gerekti. Bu sürecin bana öğrettiği ders felaketin olan bir sürecin, seni aynı zamanda kimliği, yaşamı ve varlığı için savaşan güçlü bir kadına dönüştürdüğü gerçeği oldu. İşletme’nin bulunduğu yer itibariyle başta üniversite öğrencileri olmak üzere birçok insana hizmet vermekteyiz. Hem çalışanlarla olan ilişkimiz hem de misafirlerle kurmuş olduğumuz samimi temas, beni bir abla bir arkadaş olarak görmelerini sağladı.

Şîmel Yemek Evi & Kafe’yi açmaya nasıl karar verdiniz? Açarken ne tür zorluklar yaşadınız? Ne tür tepkiler aldınız? Çevreniz sizi destekledi mi? Bize bu sürecinizi anlatır mısınız?

Bu kararı almadan evvel bir süre işsiz kaldım. Bu süreçte bir başkasına bağımlı olmadan, kendi ayaklarımın üzerinde durmanın zorunluluk olduğunu deneyimlemiş oldum. Daha sonra kendi işimi yapacak yeteneğin, azmin ve sabrın bende olduğuna karar verdim. Tabi zor zamanlarınızda sizlere destek olmayan birçok insanın, ayağa kalkmak için adım atmaya karar verdiğiniz anda sizleri kararınızdan vazgeçirmek için kendilerinde söz hakkı görmelerini şaşırarak izliyorsunuz. Sık sık ‘’yapamazsın, başaramazsın’’ sözlerini duymak zorunda kaldım. Özellikle ticareti sadece erkeğe ait bir alan olarak kabul eden insanlar tarafından. Tabi bununla birlikte bu işi başaracağıma inanan, inanmak isteyen birçok kadının gözündeki ışığı görmek bana güç verdi. Onlar olmasaydı, devam edemeyebilirdim.

Toplum olarak daha çok kadınlar için kendi evinin mutfağının aşçısı olarak biliniyor. Aşçılık sektöründe daha çok ön planda erkekler var. İşletme sahipleri de çoğunlukla erkektir. Ancak bu algıyı kıran kendi öz gücüyle kendini var eden başarılı kadınlardan biri de sizsiniz. Üstelik önemli bir ödüle layık görüldünüz bunu nasıl başardınız?

Gün içerisinde sık sık duyabileceğiniz bir ifade bu. ‘’En iyi aşçılar erkeklerdir’’ diye. Bu duymaktan hiç hoşlanmadığım bir ifade. Açık açık, yemek yapıyor olmak sizin görevinizken bunu bile erkekler sizden daha iyi yapıyor demenin başka bir ifade biçimi. Çok iyi yemek yapıyor olabilmek kadın-erkek arasındaki biyolojik farklılıkla alakalı değil, kadın ve erkeğin günümüze kadar mutfakla kurmuş olduğu ilişkiyle alakalı. Yemek yapmak eylemi, kadının gün içerisinde yapmak zorunda olduğu bir eylem. Yemek yapmayı seviyor olmanız ya da olmamanız önemli değil. Sizlere verilen kısıtlı malzemeyle ortaya bir şeyler çıkarmak zorundasınız. Ama erkeğin mutfakla olan ilişkisi daha çok keyifle, zevk alarak yaptığı bir eylem üzerine. Güzel yemek yapmadığı için hakarete maruz kalma hatta şiddet görme olasılığı yok. Her halükarda başarılı bulunuyor, takdir ediliyor. Birçok kadın yemeğin tuzu az ya da fazla diye öldürülürken, mutfakta yaratıcı olmak adına çok da cesur davranamıyor. Ya da dışarıda aşçılık yapan birçok kadın eve döndüğünde, işi dışında zorunlu olarak yemek yapmak zorunda kalıyor. Bugün dünya çapında başarılı olan aşçıların birçoğu erkek. Ama bu başarıları anneannelerinden, babaannelerinden edindikleri o özel tariflerine özgürce yenilik katabilmeleriyle alakalı. Aşçılık eğitimi almadığım halde ekibimle birlikte ‘’International Beauty Award 2019, En Trend Sağlıklı Yemek Restorantı’’ ödülüne layık görüldük. Yemek yapmayı seven bir insan olarak ben de, birçok kadın da başarılı aşçıların aldığı eğitimi aldıktan sonra dünyanın en iyi aşçıları olabiliriz.

Ekonomik sıkıntıların yaşandığı bu süreçte işletmeler kepenklerini kapatmakta sizde durumlar nasıl gıda fiyatları sizi etkiliyor mu önlemlerinizi nasıl alıyorsunuz?

Ülke olarak maalesef büyük bir ekonomik sıkıntı içerisindeyiz. Ekonomik krizden kaynaklı intihar olayları gün geçtikçe gündemde daha fazla yer almaya başladı. En temel ihtiyaç olan beslenme birçok insan için lüks artık. Gıda topraktan mutfağa girinceye kadar fahiş zamlar alıyor. Bu durum bizleri de direkt olarak etkilemekte. Eskiden halden alabildiğimiz ürünün, bugün ancak üçte birini aynı fiyatla alabiliyoruz. Burada başta üniversite öğrencilerine hitap etmekteyiz. Birçoğu ailesinden uzakta olan, daha çok hazır ve işlenmiş gıdalar tüketmek zorunda kalan gençlerimizin, bütçelerine uygun sağlıklı yemekler yiyebilmeleri için hem günün yemeğini cüzi bir fiyatla veriyoruz hem de kışa hazırlık yapıyoruz. Konserveler, turşular, kurutmalıklar hazırladık. Böylelikle kışın hem fiyatlarımızı yükseltmek zorunda kalmadık hem de daha organik yemekler pişirebiliyoruz.

Şîmel Yemek Evi & Kafe sizin hayatınızda ne tür değişiklikler yaşattı öncesinde nasıl bir hayatınız vardı şimdi kendinizi nerede görüyorsunuz hedeflerinizin arasında başka şubelerini açma planlarınız var mı?

Daha önce çalıştığım kurumda kadın çalışmaları yapıyorduk. Kadının bilinçlenmesi ve kendi ayakları üzerinde durabilmesi adına köy köy, semt eğitimler vermekteydik. Kadınlara güçlü olduklarını anlatmaya çalışırken, benim de kendim için bağımsız bir girişimde bulunmam gerektiğini göstermem gereken vakit gelmişti. Uzun bir işsizlik döneminden geçiyordum, parasızdım, başkalarına bağımlı olmaktan çok korkuyordum. O an bir şeyler yapmalıyım dedim. Bu işe başlarken cebimde para yoktu diyebilirim. Büyük bir borcun altına girmek zorunda kaldım ve buna rağmen verdiğim en doğru kararlardan biri olduğunu gördüm. Başarısız olabilirdim ama önemli değildi çünkü kendime inandığımı ve güçlü olduğumu kanıtlamıştım. Bu anlamda, Şîmel Yemek Evi çok para kazanmak amacıyla kurulmuş bir işletme değil.  Bu sebeple daha başka şubeler açmak gibi bir planım yok.

Gördüğüm kadarıyla müşterileriniz gelirken size selam vermeden geçmiyor. Ayrıca size hitap ederken sevgiyle Şîmel Abla diye hitap ediyorlar. Resmen Dicle Üniversitesi’nin Şîmel Ablası olmuşsunuz sizi burada tanımayan yok herhalde sevilen saygı duyulan biri olmuşsunuz bunu nasıl başardınız?

Üniversite öğrencileriyle aramızdaki yaş ve samimiyet itibariyle abla demeyi tercih ediyorlar. Kimileri de Şîmel Hanım diyor. Ama tabi bu tür hitapları pek sevdiğim söylenemez. Sadece Şîmel denmesini tercih ederim Abla diyebilecekleri bir seviyeye gelmek samimiyetle alakalı. Gelen insanları müşterilerimiz gibi değil, evimize gelen misafirlerimiz gibi ağırlıyoruz. Samimiyet ve gülümseme paylaşıldıkça yayılır. Misafirlerimiz gelmekten mutluluk duyarken, biz de onların gelişinden mutluluk duyuyoruz. Bu işimizi daha büyük bir sevgiyle yapmamızı sağlıyor.

Menülerinizde geleneksel yemekleri tercih etmişsiniz ancak fazlasıyla ayaküstü ürünlerini satan başka meslektaşınız var. Kendi menüleriniz hakkında neler söylemek istersiniz. Neden tercih ediliyorsunuz yâda tercih edilmelisiniz sizce?

Bunun birçok sebebi var aslında. İlki, tüm gün sağlıksız ve lezzetsiz yiyecekler yemekten sıkılmaya başladı insanlar. İkincisi, zaten kısıtlı bir bütçesi olan öğrenciler için, onları çok zorlamadan hem sağlıklı beslenebilecekleri hem de daha uzun süre tok kalabilecekleri bir yeriz. Anne yemeğine hasret bu gençlerimiz için iyi bir alternatifiz. Tabi sadece öğrencilere değil, aynı zamanda birçok çalışan, eğitmen ya da dışarıdan insanlar Diyarbakır’da başka yerde bulamayacakları temizlikte ve lezzette yöresel yemekler yiyebiliyorlar. Kibe Bumbar, Mantarlı İçli Köfte, Taze Kavurma, Kuru dolma, Soğan Dolması, İçli köfte, ev yapımı Mantı, Çöp Şiş Köfte, Pilavlı Patlıcan Kaplama, Yuvarlama, Çömlekte Nohut, Püreli Tas Kebabı, Çömlekte Güveç, Kuru Fasulye, Tavuklu Saksı Kebabı, Van’ının meşhur yemeği ve yapımı zor olan Keledoş, kendi özel tarifimiz olan İskender Sarması(etsiz) ve Paknokîn, vejetaryen dostlarımız için Zeytinyağlı Fasulye, Zeytinyağlı Pırasa, Brüksel Lahanası, Sebze yemekleri, Fırında Karnabahar,  çorba çeşitleri; Brokoli Çorbası, Tarhana Çorbası, Yayla Çorbası, Kabak Çorbası, ev yapımı tatlılar; Saray Sarması, Kabak Tatlısı, Kadayıflı Muhallebi, Fırında Sütlaç, Güllaç, Haşhaşlı Revani Tatlısı, Kıbrıs Tatlısı ve daha birçok yiyecek ikram etmekteyiz. Yazın ev yapımı Reyhan Şerbeti ve Limonatamız da var.

Bu sektörde başarılı bir Kadın Girişimci olarak girişimci olmak isteyen özelde kadınlar için ne tür önerileriniz olabilir? Nelere dikkat etmeliler?

Hayatınız buyunca mücadele etmek zorunda kaldığınız şeyleri düşünün. Bugüne kadar başardıklarınız ne kadar muazzam ve güçlü olduğunuzu gösteriyor. Kendinize inanmaya devam edin ve cesur olun. Sizi yıldırmak, eleştirmek isteyenler, asla yapacaklarınıza cesaret edemeyecek korkaklardır. Sana vazgeç diyen insanlara inat, ‘’bir kere daha dene’’ de kendine. Samuel Beckett’ın dediği gibi "hep denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil. Daha iyi yenil."

Bu sektörde yaşadığınız sıkıntılar nelerdir? Bu sıkıntılar nasıl giderilebilir?

Durmaksızın yapılan zamlarla birlikte, alım gücünün düşmesi ve iş dolayısıyla temasta bulunmak zorunda kaldığım insanların kadın olmamdan ötürü beni ciddiye almamaları. Ticaret erkek işidir, kadın anlamaz mantığıyla hareket eden birçok insanla mücadele etmek zorunda kaldım maalesef. Bu sıkıntılar, çoğunlukla toplumsal algıdan kaynaklı birçok kadının maruz kaldığı sıkıntılar.  Şimel Yemek Evi olarak iş yapmak durumunda kaldığım birçok insan zamanla yaptığımız işi ciddiye almak zorunda kaldı. Bu sabır ve azim gerektiren zorlu bir süreçti. İnsanların bilinçlenmesi ve fikirlerini değiştirmeleri için çok yönlü eğitim ve toplumsal bilinçlenmeye gidilmesi gerekmektedir. Bu sıkıntıların giderilmesi için daha fazla kadının iş hayatına dâhil olması ve o çirkin algıyı yıkması gerekmektedir.

Genelde yemek sektöründe arta kalan yemekler çöp olduğu, fazla yemek bırakıldığı bundan kaynaklı büyük israfların olduğu söylenir buna karşın sizin duruşunuz nasıl? Arta kalan yemekleri ne yapıyorsunuz?

 



Gün içerisinde kalan yemekleri biriktirip çevremizdeki hayvan dostlarımıza veriyoruz. Gün içerisinde de masalarımızın etrafında dolanan, kendini sevdirmeye bayılan bir sürü dostumuzu görebilirsiniz. Ayrıca maddi durumu iyi olmayan öğrencilerimize akşama doğru ya indirimli ya da ücretsiz olarak yemeklerimizden ikram ediyoruz, çalışanlarımız gün içerisinde istedikleri gibi, istedikleri yemekten yiyebiliyorlar. Kalan yemeklerden de ben dâhil tüm çalışanlar evlerine götürebiliyor.  Ayrıca maddi durumu iyi olmayan birkaç aileye de düzenli olarak yemek veriyoruz.

  Zaman ayırıp, sorularımıza yanıt verdiğiniz teşekkür ediyoruz.
Editör: Haber Merkezi