MERSİN- Mersin Kadın Platformu üyeleri, bugün öğle saatlerinde düzenledikleri basın açıklamasıyla SES ve Kadın Emeği Kolektifi üyesi Nadide Toker’in memuriyetten çıkarılması ve kadın mücadelesinde yer alan Cansu Esenli ile Gamze Taşçı’nın tutuklanmasının kabul edilemez olduğunu belirtti. Yapılan uygulamaların, kadınları yıpratma ve yıldırma politikası olduğu vurgusunda bulunan kadınlar, “Kadınlar OHAL de dâhil olmak üzere hiçbir koşulda mücadeleden vazgeçmeyecek” dedi.

Mersin Kadın Platformu üyeleri, İnsan Hakları Derneği’nde basın açıklaması düzenledi. Açıklamada, OHAL’in kadınlar üzerindeki baskılarına değinildi.

Platform adına konuşan Ezgi Akdağ, OHAL’in, kadınların hayatın içindeki eşitlikçi konumuna zarar verdiğini belirterek, devamında “OHAL, herhangi bir bahaneyle birileri tarafından ihbar edilebilme huzursuzluğu içinde çalışmak demek, gözaltındayken avukatla görüşüp görüşemeyeceğini, yakınlarına haber verip veremeyeceğini bilmemek demek. İşten ihraç edilip kocaya, abiye, babaya, sevgiliye bağımlı kılınmak demek. Parayı verenin kendinde daha çok hak görmesi demek, itiraz edince daha fazla şiddet görmek, ev içinde de emeğimizin daha fazla sömürülmesi demek. Dayanışma için başvurduğumuz kadın derneklerinin, belediyelerin kadın birimlerinin kapatılması demek ‘Güvenlik’ bahanesiyle dün konuştuğun, anlamaya çalıştığın tanıdıklarının, komşularının düşmanlaştırıldığına tanık olmak demek. Fetvalarla, çocuklara, kadınlara yönelik ayrımcılığın, istismarın, tacizin, tecavüzün meşrulaştırılmaya çalışılması demek. Sözümüzü, sorunlarımızı görünür kılan basın yayın organlarının kapatılması, sesimiz kısıldıkça kadın cinayetlerinin artması demek. Meclisi, seçilmiş kadınları siyasetin dışında bırakmak demek. Haklarımızın, demokratik ve siyasal kazanımlarımızın gasp edilmesi demek. Her şeyin, bugünümüzün ve geleceğimizin KHK’lerle düzenlenebilmesi demek.” ifadelerini kullandı.

“OHAL BAHANESİ İLE KADINLARA GÖZDAĞI VERİLMEK İSTENİYOR”

Kadın hareketi içerisinde yer almış arkadaşlarının OHAL bahane edilerek işten çıkarılıp, tutuklanmalarına itiraz eden platform üyeleri, yapılanları kadınlara gözdağı vermek olarak adlandırdı. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve Kadın Emeği Kolektifi üyesi Nadide Toker’in çalıştığı Mersin Üniversitesi Hastanesinde memuriyet görevinden çıkarılması ve Mersin Kadın Platformunun yürütmesinde bulunan Cansu Esenli ile Birleşik Devrimci Parti Merkez Kadın Koordinasyonu üyeliği görevini yürüten Gamze Taşçı’nın tutuklanması ile ilgili konuşan Akdağ, “Kocaeli Kadın Platformu’nun geçtiğimiz 8 Mart’ta sokakta olmasını engelleyen kolluk kuvvetlerince gözaltına alınan Nadide Toker ve kız kardeşleri, gözaltı aracında 8 Mart bildirilerini ve taleplerini sosyal medya aracı ile paylaşmışlardı. Bu durum, Nadide’nin memuriyetten çıkarılması kararına gerekçe gösterildi. Yani anayasal hakkını kullanarak 8 Mart’ta şiddete ve adaletsizliğe karşı seslerini yükselten kadınlara, OHAL bahanesi ile gözdağı verilmek istendi.” dedi.

Gözaltına alınan Gamze Taşçı ve Cansu Esenli’nin yapılmak istenen çıplak aramayı reddettikleri için fiziksel şiddete maruz kaldığını da belirten Akdağ, “Kadın arkadaşlarımız çıkarıldıkları mahkemede sosyal medya üzerindeki Nuriye ve Semih eylemine destek, Aziz Güler, Bedrettin Akdeniz, Eylem Ataş paylaşımları delil gösterilerek tutuklanıp Tarsus Cezaevine gönderildiler. Kentteki kadın mücadelesinde yan yana yürüdüğümüz yoldaşlarımızı OHAL bahanesi ile mücadeleden koparmak isteyenler amaçlarına ulaşamayacaklar.” şeklinde konuştu.

“OHAL’İN OLAĞAN HALE GELMESİNE ALIŞMAYACAĞIZ”

“Erkeklerin kadınları kolayca katlettiği bu topraklarda erkekler iyi hal, haksız tahrik indirimi diyerek cezasız bırakılıyor, kolluk ve yargı erkekleri koruyor” diyen Akdağ, tek tip kıyafet dayatmasına da değindi. Tek tip kıyafetin onur kırıcı olduğunu söyleyen Akdağ, “Anayasal suçlardan yargılananlara tek tip kıyafet zorunluluğu çıkarıldı. Biz bunların birtakım kişilere işledikleri suçlar için cezasızlık zırhı sağlarken diğerlerini tek tip kıyafet gibi haysiyet kırıcı bir cezalandırmayı yargılama sürerken uygulamak suretiyle peşin hükümle suçlu ilan edeceğini açıkça görüyoruz.”ifadelerini kullandı.

Kadınlar olarak çatışmayı derinleştiren, yoksulluğu, eşitsizliği, adaletsizliği büyüten, şiddeti ve nefreti meşrulaştıran KHK düzeninin sona ermesini, bu süreçte demokratik şekilde yapılmamış yasal düzenlemeler iptal edilmesini istediklerini vurgulayan Akdağ, sözlerine “Biz kadınlar, hep birlikte OHAL kaldırılsın diyoruz. Olağanüstü Hal’in “olağan” hale gelmesine alışmayacağız” şeklinde son verdi. (kilikyahaber.com)
Editör: Haber Merkezi