ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ; Tiyatrocu Levent Üzümcü, ilahiyatçı İhsan Eliaçık, sanatçı Servet Kocakaya ve Ayşenur Kolivar, muhalefetin 23 Haziran dayanışması değerlendirdi.



AKP’nin yapmış olduğu itirazları sonucunda yenilen İstanbul seçimlerini 23 Haziran’da CHP adayı Ekrem İmamoğlu ezici bir üstünlükle kazandı. Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) izlediği stratejinin belirleyici olduğu seçim sonuçlarına ilişkin tiyatro oyuncusu Levent Üzümcü, ilahiyatçı-yazar İhsan Eliaçık, sanatçılar Servet Kocakaya ve Ayşenur Kolivar değerlendirmelerde bulundu.

ÜZÜMCÜ: SEÇİMİN KAZANANI HDP’DİR

Seçim sonuçlarında 800 bin farkın oluşmasında birçok faktörün etkili olduğunu söyleyen oyuncu Levent Üzümcü, seçim sonuçlarında asıl faktörün Gezi direnişiyle başlayan tepkilerin toplumsallaşması olduğuna dikkat çekti. Üzümcü, “Seçmenler, İmamoğlu’na yapılan haksızlıklara 23 Haziran’da sandığa giderek cevap oldu” dedi.

HDP’nin yıllardır demokrasi mücadelesi veren bir parti olduğunu sözlerine ekleyen Üzümcü, “HDP’nin 31 Mart seçimleriyle beraber demokrasi mücadelesinin yanında olanlarla birlikte hareket edecekleri söylemesi zaten kimden yana oy kullanacaklarını belirlemişti. Yine aynı şekilde yenilenen seçimlerde de HDP son günlerde yapılan manipüle haberlere rağmen kendi renginden ve mücadelesinden taviz vermeyerek, demokrasi mücadelesinden yana tutum sergiledi. O yüzden bu seçimlerin kazananı HDP diyorum” diye konuştu.

“CHP Türkiye’de yüzde 25 civarında oy alan bir partidir” diyen Üzümcü, “CHP İstanbul seçimlerini tek başına kazanması olanaksızdı. Ama demokrasi mücadelesi yürüten partilerin desteğiyle kazanmıştır” diye belirtti. 23 Haziran seçimleriyle beraber doğan toplumsal bir ittifakın çok değerli olduğunu sözlerine ekleyen Üzümcü, “Bundan sonra yapılması gereken, bu toplumsal ittifak için herkesin elinden ne gelirse yapmasıdır. Bölgecilik, hemşerilik demenden herkesin her kesimden bu ittifakı sahiplenmesi gerekir” dedi.

ELİAÇIK: MUHALEFET BİRLİKTELİĞİ KORUMALI

İstanbul seçimlerinde büyük bir farkın ortaya çıkmasında HDP’nin etkili olduğunu belirten ilahiyatçı-yazar İhsan Eliaçık, 800 binlik farkın oluşmasında 31 Mart seçimlerinde sandığa gitmeyen seçmenlerin sandığa gittiğini söyledi. Farkın bu kadar açılmasının bir diğer nedeninin genç seçmen olduğuna dikkat çeken Eliaçık, “Genç seçmenin Ekrem İmamoğlu lehine oy kullandığını gördük. Daha önce AKP’ye oy veren fakat bu defa AKP’ye kızgın MHP’li küçük bir potansiyelin Ekrem İmamoğlu’na yöneldiğini görüyoruz. Ama AKP’den İmamoğlu’na büyük kayış söz konusu değil. Dolayısıyla buradan şu sonuç çıkıyor, henüz AKP’den kitlesel bir kopuş ve kayış söz konusu değil” diye konuştu.

Bu seçimle iktidarın yenilmeyeceği algısının yıkıldığını dile getiren Eliaçık, “Muhalifler birleşirse karşı tarafı yeneceklerini gördük. Türkiye’de muhalifler üzerinde küskünlük ve kırgınlık olmazsa, AKP bloğunu geçecek seviyedir. Seçim sonuçlarına ilişkin ‘Bu yenilmez, ne yapar ne eder kazanır, B ve C planı vardır, devlet imkanlarını kullanır rüzgarı kendi yönüne çevirir’ diyorduk. Ama bu mümkün olmadı. Örgütlü bir güçle karşılarında durulursa kazanıldığını gördük. Şimdi muhaliflerin yapması gereken bu birlikteliği her alanda korumaktır” diye ifade etti.

KOCAKAYA: SAMİMİYET BELİRLEYİCİ OLDU

Sanatçı Servet Kocakaya ise, Türkiye’de siyaseti belirleyen kentin İstanbul olduğunun altını çizerek, “Hükümetin politikaları ve ekonominin geldiği nokta kadar, muhalefetin kimsenin tahmin etmeyeceği ölçekte sergilediği dayanışma, seçimde muhalefeti başarılı kıldı. Bir diğer etken de hükümetin kurduğu tüm oyunların görünmezliğini yitirmesi, seçmenin bu oyun planlarını tüm ayrıntılarıyla görmesidir. Samimiyet sorunu, bu seçimin en belirleyici unsuru oldu. Diğer bir deyişle hükümet, seçmene hissettirmeden bir oyun kuramadı. Bu da bir içtenlik sorunu yarattı” şeklinde konuştu.

“Hem tekrarlanan İstanbul seçiminin hem de tüm belediye seçimlerinin en önemli ve kilit partisi HDP oldu” diyen Kocakaya, şöyle devam etti: “Birbirine üstünlük kuramayan iki blok için HDP’nin önemi her zamanki siyasal değerini zirveye çıkardı. Muhalefetten yana tavır alması seçimin sonucunu direkt etkiledi. Herkes Selahattin Demirtaş’ın seçime birkaç gün kala cezaevinde gönderdiği mesajın HDP seçmeni üzerinde etkili olduğunu ifade etti. Ben de bu fikre katılıyorum. Yani HDP seçmeni hükümetin kendisini ilgilendiren uygulamalarına vereceği tepki de bundan farklı olmayacaktı. Demirtaş halkını dinledi, onların derinlerde yatan reflekslerini toparlayıp bir mesaja dönüştürdü. Seçimlere üst düzeyde etki etmesinin nedeninin bu olduğuna inanıyorum.”

23 Haziran seçimleriyle birlikte halkın özgüven bulduğunu sözlerine ekleyen Kocakaya, “Kürt siyasal hareketi, ‘Demirtaş istedi biz de oy vereceğiz’ demedi. Neden oy vereceğini anlattı, tartıştı, tavrını temellendirdi. Bu önemliydi. En önemlisi de siyaseten örgütlenerek, bu ülkenin yönetiminde rol alabileceğini somut anlamda tecrübe ettiğinin hissiyatındayım” dedi.

Genel olarak hiçbir siyasi veya sosyolojik grubun tek başına Türkiye’yi yönetebileceğine inanmadığını kaydeden Kocakaya, “Sorunların üstesinden gelebileceğine inanmıyorum. Bu yüzden Türkiye bir koalisyon havzasıdır. Renklidir. Her açıdan bereketli ama bakımsız bir havzadır. HDP ile İYİ Parti bu konuda suskunluklarını korusalar da her iki partinin de sonuç almanın tek yolunun bu iki anlayışın birbirine açık kapıları olmasından geçeceğini bildiklerine eminim. Kırmızı çizgiler Türkiye’yi bakımsız kılıyor. Adil demokratik bir hukuk sistemi yaratana kadar bu kapıların kapanmaması gerektiğini biliyor ve diliyorum. Bu çelişkiler Türkiye’yi vasıfsız kadrolara mecbur etmekten başka bir sonuç üretmedi” diye belirtti.

KOLİVAR: ONURLU BARIŞIN İLK ADIMI OLSUN

Yenilenen İstanbul seçimlerinde desteklediği adayın kazanmasında memnuniyet duyduğunu belirten sanatçı Ayşenur Kolivar ise, “Ancak Türkiye’de farklı bir siyaset tarzının başarılı olmuş olmasını daha çok önemsiyorum. Ayrımcılık yapmayan, toplumsal barışa önem veren, yurttaşlarla doğrudan iletişim kurmayı tercih eden, kimliklerine saygı gösteren bu siyaset tarzının Türkiye için olumlu bir model olabileceğini düşünüyorum. Umarım bu seçimde tanık olduğumuz dayanışma Türkiye’de onurlu bir toplumsal barış sürecinin ilk adımı olur” dedi. (Mezopotamya Ajansı / Naci Kaya - Barış Ceyhan)

Editör: Haber Merkezi