DİYARBAKIR ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ-ÖTEKİ TV’de Pozitif Dil Programında Gazeteci Hamza ÖZKAN’ın konuğu olan CHP Diyarbakır İl Başkanı Gönül ÖZEL, HDP Amed İl Eş Başkanı Zeyyat CEYLAN, Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Abdurrahman ERGİN, Gelecek Partisi Diyarbakır il Başkanı Aydın ALTAÇ ve Deva Partisi Diyarbakır İl Başkanı Cihan ÜLSEN, Covid_19 ve Aşı dair aktarımlarda bulundular.

HDP Diyarbakır İl Eş Başkanı Zeyyat CEYLAN: Biyolojik silahların varlığı bilinen bir gerçektir. Covid-19 bir biyolojik silah mıdır yoksa doğayı tahrip ederek mi önümüze çıktı? Bunu şimdi tahlil edemeyiz. Ancak insanlık doğa ile bu kadar oynarsa en sonunda doğa da intikamını bizden alır. Biz bunu (Covid’i) doğa-insan ilişkisi üzerinden tahlil ediyoruz. Doğa intikamını bizden virüs şeklinde aldı. Geleceğimiz için çocuklarımız için tüm insanlık için doğayı korumamız gerekiyor. Çok insan yitirdik, çok acılar yaşandı, bizce hükümet ya da devletin ilgili organları süreci doğru yürütmedi. Olması gereken, büyük felaketler karşısında herkesin elele verip mücadele etme sorumluluğu ile yaklaşmalıydı. Ne sağlık örgütlerinin taleplerini dinledi ne de yardım önerilerini dinledi. STK’lar ile güçlü bir istişare olmadı, siyasi partileri görmezlikten geldi. Maddi ve manevi büyük mağduriyetler oldu. STK’lar ile partilerle, sağlık kuruluşları ile ortak hareket etseydi bu kadar can kaybı olmaz, yoksunluklar, yolsuzluklar yaşanmazdı. Gücümüz yeter dediler güçleri yetmedi. Yanlış politikaların acısını çektik ve devam ediyoruz. Sürecin dürüst bir yönetimi de olmadı, dürüst samimi yürütülmedi, korku imparatorluğu yaratıldı. Pandemiden yararlanılarak toplum zapturapt altına alınmaya çalışıldı. Sonradan vaka sayılarının doğru olmadığı, tv programlarında algı yönetimi yapıldığı ortaya çıktı. Halk süreci kötü yöneten bürokrasiye tepkilidir. Güçlü dünya devletlerinin de süreci çok iyi yönettiğini söyleyemesek de en azından süreci halkından saklamadılar, daha şeffaf yürüttüler. Maddi güçlerini halklarına sunma noktasında tam layıkıyla olmasa da kıyasa gittiğimizde farklı bir tablo olduğunu gördük. Aşı sürecini başlatma ve sürdürmede, bilgilendirmede özellikle sürecin sağlıksız olduğunu sonraki günlerde hep beraber yaşadık.

Aşı sürecine dair:

CEYLAN: Tüm sağlık otoriteleri aşılamanın bu virüse karşı koruma yöntemi olduğunu ifade ediyor. Bizlerin de bu düşünceyi toplumsallaştırma görevimiz var, halkımızı, kendimizi, ailemizi korumamız için. Bilim otoriteleri toplumu ikna etmeniz, motive etmeniz için güçlü bir iletişim olması lazım diyor. Herhangi bir dilden konuşan bir insan ülkeye geldiğinde onun diliyle ona hizmet etmemiz insanlık görevidir. Ne acıdır ki bu coğrafyanın sahibi olan on milyonlarca Kürt, kendi diliyle sağlık hizmeti almaktan yoksundur. İngiliz ile İngilizce, Arap ile Arapça iletişim kuruyoruz, dil bilmeyen Kürt ile neden farklı bir dille iletişim kurmaya çalışıyoruz? Kürtler de bu ülkenin sahibidir, yurttaşıdır. Anadiliyle hizmet sunmak ülkeye devlete ne zarar verir? Diğer bir nokta; elbette iktidarı, ilgili bürokrasiyi eleştirdik ama bu bizlerin hiç bir sorumluğu olmadığı anlamına gelmiyor. STK’lar, sağlık kuruluşları ellerinden geleni yaptı, bazıları fazlasıyla bunu, burada toplumsal bir emek vardı. Partiler olarak bizim de sorumluklarımız var: halkımızı sağlıklı bir şekilde bilgilendirmek, motive etmek, aşının en önemli koruyucu önlem olduğunu ifade etmek. Mevcut virüs veya yeni varyantlarla bu süreç devam ediyor. Hem maddi hem manevi anlamda daha ciddi sürece yüklenmemiz, ilgili organlara baskı kurmamız, tüm eleştirilere rağmen iktidarı topluma saygılı olma noktasına getirmemiz lazım -ta ki onları gönderene kadar. Halkımızı bu virüs illetinden ancak böyle koruyabiliriz. Tüm bağımsız sağlık otoritelerinin ve sağlık kuruluşlarının çağrısı olarak; bize aşının gerekli ve önemli olduğu, mutlaka aşı yaptırmamız gerektiği ifade ediliyor. Tüm halkımız bu konuya dikkat etmeli, kaygılarını gidermelidir. Biz parti olarak her toplantı ve buluşmamızda aşının gerekliliğini ifade ediyoruz , önemini anlatıyoruz. Aşı olmamanın zararlarını anlatmaya çalışıyoruz. Diyarbakır’da aşılanma düzeyi hala yeterli değildir. Aşı değil aşı olmamak öldürür.

Gelecek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Aydın ALTAÇ: Pandemi süreci Türkiye ve dünya açısından çok vahim sonuçları olan ve ne zaman ne kadar süreceği belli olmayan bir süreç. Çünkü yeni varyantlar ortaya çıkmakta ve bunlarla mücadele için yeni yöntem, aşı ve ilaçların ortaya çıkmasını beklemek gerekiyor. Tüm dünyada etkileri ağır oldu ama Türkiye’de istikrarsız şekilde hükümetin yanlış, zamansız uygulamaları ve hükümetin bizzat kendisi tarafından açıklanan tedbirlerin, sağlık bakanının tavsiyelerinin tersine durumları gördük. Ciddiyetsizlik ve tedbirlerin halk nezdinde kabul görmediği durumlar bilançoyu ağırlaştırdı. Son 3 yılda ekonomide, sağlık, eğitim ve birçok alanda hükümetin gerçek bilgileri toplumdan sakladığı, manipülatif yöntemlerle toplumu yönlendirmeye çalıştığına defaatle şahit olduk. Hangi konuyla ilgili toplumda bir rahatsızlık varsa hükümetin hemen vatan-millet, dini duygular, bekaa gibi gerçekçi olmayan yaklaşımlarla sorunu örtme ve ötelemeye çalıştığına şahit olduk. 16 Mart 2020’de Genel Başkanımızın kamuoyu ile paylaştığı tedbir paketi vardı. Maalesef hükümet pandemi süreci ile ilgili gerek bizden gerek diğer partilerden gerçekçi yaklaşımlara prim tanımadı. Önleyici birkaç maddeye uyabilselerdi kayıplarımız çok daha az seviyede atlatabilirdik, toplum olarak hepimiz ağır bedeller ödedik. Sağlık çalışanları özellikle ciddi bir emek ve gayret ortaya koydular. Sağlık bakanının açıklamalarına karşın iç işleri bakanının tam tersi tutum alması, iç işleri bakanı kararının Cumhurbaşkanı tarafından uygulamaya alınmaması, aşılarla ilgili birkaç defa tarih ve zaman belirtilmesine rağmen gelmeyen aşılar, bunların hepsi hükümetin son 3 -4 yılda ortaya koyduğu performansın toplumu ne kadar ağır sonuçlara tabi tuttuğunu ortaya koymaktadır. Hükümet pandemi sürecinde belirsiz, istikrasız, kamuoyunu yanıltıcı açıklamaları ve yanıltıcı bilgileri hiç sıkılmadan gocunmadan farklı gerekçelerle topluma sunması hükümetin ve ortağı olan partilerin toplum nezdindeki inandırıcılıklarının kalmadığını ve bu anlamda vatandaşların biraz da kendi inisiyatifleri ile pandemiye karşı tedbir mücadelesi ortaya koyduğunu belirtmek isterim. Yerel yöneticilerin, mülki amirlerin ,belediye, il sağlık md, bölgesel ve il bazındaki durum da gözeterek daha etkili önleyici tedbirler alması gerekirdi. Etkili tüm aktörlerin sürece dahil edilmesi, işbirliği ve eşgüdüm ile panikletmeden hareket etmesi gerektiğini çok dillendirdik. Gerek merkezi gerek yerel idareciler bu tavrı göstermediler. Herşeye rağmen toplumun çok sağduyulu davrandığını, birçok yanlış karara rağmen kendi doğrularını uygulamaya koyduklarını gördük.

Aşı sürecine dair:

ALTAÇ: Geçen hafta STK, partiler, Diyarbakır dinamiklerinin katıldığı ortak basın açıklamasına bizler de katıldık. Aşıya olumsuz tutumumuz olması mümkün değil çünkü bilimsel çalışmaların kıymetini önemini hepimizin bilmesi gerekiyor. Aşıların bir emek sonucu ortaya çıktığını ve hastalığa yönelik nokta atışı niteliğinde olduğuna inanıyoruz. Bu hastalığa yakalanmış, atlatmış veya ağır atlatmış bir çok vatandaş ile yapılan görüşmelerde ya da sağlık kuruluşları ile yapılan görüşmelerde aşı olanların bu süreci daha hafif, hayati tehlikesi olmadan atlattıkları yönünde bilgiler aldık. Bu bilgilerden sonra yaptığımız tüm faaliyetlerimizde pandemi süreci çalışmalarımıza dahil ettik. Bölgede hükümetin yapmış olduğu, sağlık alanı dışında bir çok alanda, vatandaşı yanlış yönlendiren açıklama ve uygulamalar vatandaşın inancını ve güvenini ortadan kaldırdığı için aşıda da bir tepki gelişmiş. Özellikle bölgede aşılanma oranının düşük olması ile birlikte STK, parti ve kanaat önderlerinin sürece dahil olmasıyla buna yönelik algıların yavaş yavaş kırıldığını görmekteyiz. Çağrımız; bilim insanlarının yaptığı çalışmalara itibar etmeliyiz. DSÖ’nün referans bilgilerine tavsiyelerine itibar etmemiz gerekiyor. Aşının önemini ve önleyici niteliğini göz ardı etmeden. Çocuklarımız nasıl daha önce aşılıyorsak pandemi sürecinin etkisini kırabilecek en etkili yöntemin aşı olduğunu bilmemiz gerekiyor. Sağlık bakanı yeni varyantın ortaya çıktığı 1 2 ili söylemedi, bu belirsiz bir durumu getiriyor. Aslında önerimiz olur ki bu varyantların insan sağlığını tehdit edici boyutu yüksek olsa bile hangi illerde rastlandığını somut olarak paylaşılmasında yarar var. O şehirlerde tedbirler en üst seviyeye çıkarılmalı, hükümet şeffaf olmalı. Varyantın yaşandığı bölgede bir çok yurttaşımız bulunabilir, saklanarak değil paylaşılarak etkin ve etkili mücadele edilerek önlenebileceği ve toplumda panik havası dağılarak güven ortamı oluşacağına inanıyoruz. Son 1.5 yılda hükümetin benzer durumlarda TTB’ni başta açık sert eleştirmesi, kapatılması için yapılan siyasi çıkışları, sonrasında bu verilerin bakanlık düzeyinde teyit edilmiş olması sürecin nasıl yanlış yönetildiğinin açık göstergesidir. Etkin mücadele yöntemi yöntemi sağlıklı bilgi paylaşımıdır. Demokrasinin gereği, bir toplumsal mesela varsa uzmanların ilgili kişilerin fikir ve düşüncelerini paylaşması, genel menfaat kamu yararı için eyleme geçip desteklemek gerekiyor.

Deva Partisi Diyarbakır İl Başkanı Cihan ÜLSEN: Ülkede iktidarın geldiği noktada bütün alanlarda bütün bir kibre sahip olduğu görülüyor. Birşeyler söylemeye, siyaset üretmeye çalışsanız, vatandaş adına iktidarla paylaşmaya çalışsanız o kibre çarpıyoruz. Pandemi sürecinde bu kibrin en üst seviyeye çıktığını gördük. Acı ve korkutucu olan tüm toplumu ilgilendiren sağlık gibi bir mesele dahi olsa bu kibri ellerinden bırakmamış olmaları. Halkı kendi kaderine terk eden bir politika uygulandı iktidar tarafından. Aslında bir politikasızlık. 2017-1018’den başlayan, bir şekilde kötü makyajla kapatılmaya çalışılan ekonomik kriz pandemi süreciyle ortaya çıktı. Bu durum iktidarı ne yapacağı nasıl davranacağı konusunda bir ikileme sevk etti. Sivil toplumla bağını kesme diğer partilerle bağını kesme sürecini de bir gizleme ve yok etme politikası olduğunu düşünüyorum. Duvara çarpmış oldular. Genel tabloya bakınca 1.5 yılda vatandaşından işçisine memuru esnafına iş insanına kadar maddi manevi anlamda iktidarın topyekün bir desteği söz konusu olmadı, küçük küçük desteklerle bunu örtmeye çalıştılar. Daha sonra gelen diğer zamlarla kaşıkla verilenleri kepçeyle aldılar. Belki iktidar bu süreçte hiç bir şey yapmasaydı bu toplum pandemide yaşadığı maddi manevi zorlukları daha rahat aşabilirdi. Bu sürecin en büyük yansımalarından biri; iktidarın şeffaf ve hesap veren bir iktidar olmadığını gözler önüne serdi. Maske, aşı veya vaka sayıları konusunda iktidarın nasıl yalpaladığı ve manipülatif bilgilerle toplumu nasıl oyaladığı ve gerçeği gizlediği çok rahat görünür, basın tarandığında. İnsanların gözünün içine baka baka yalan söylediler ve bunu da bir siyasi maharet gibi sundular. Bu nedenle bu salgının iyi yönetilmediğini açık bir şekilde söyleyebiliriz. Bilim insanlarını, stk’ları hedef gösterildiler ve toplumun önüne atıldılar. Daha sonra bu bilim insanlarını ve stk’ların doğruluğu, haklılığı ortaya çıkınca özür dileme gereği de duymadılar. Pandeminin yönetimsel krizini aslında Türkiye’nin yönetimsel krizinin yansıması olarak okumamız lazım. Kapanma, kısıtlama meselelerinde net bir politika ortaya konulmayınca ekonomik hayatlar at üst oldu. Yasaklarda kurumların kişilerin durumlarına göre farklıklar oluştu. Sağlık çalışanları ihmal edildi, ya istifalar ya da rapor ile işe gitmeme durumları oluyor. Çünkü sağlık çalışanları bıktırıldı, aileleri, kendileri korunmadı özlük hakları iyileştirilmedi, koruyucu ekipman kaliteleri düşüktü başlarda ve ölüme terk edildiler. Yer bulma soruları ve kayıplar yaşandı. Sağlık çalışanlarının psikolojileri bozuldu ve rehabilitasyon yapılmadı. Medikal sektöründekilerin ödemeleri yapılmadı, bir çok kamu kurumu ödemelerin bir kısmını affedilmesi koşulu ile ödemeler yaptılar ve bir çok şirketin iflasına ön ayak oldular. Hala eğitimin nasıl gideceğine dair MEB’in politikası yok. Farklı varyantların tekrar süreci tetikleme durumu var ancak devletin kurumları nasıl çalışacak süreç nasıl gidecek toplum hiç bir şey bilmiyor.

Aşı sürecine dair:

ÜLSEN: Eskiden beri devletin aşılarına güvenmeme bölgede hakimdir. Topluma sirayet eden bu anlayışı anlamamız ve buna göre hareket etmemiz gerekir. Virüsün doğal bir virüs mü biyolojik silah mı olduğuna dair hala soru işaretleri var. Sebeplerin üzerine düşen gölgeleri kaldırma yönünde toplumu bilinçlendirmemiz lazım. Bunu anlatırken topyekün herkesin bu konuda görev ve sorumluk düşüyor. Bu aşının gerekliliği üzerinde toplumu ikna etmeliyiz. Bilim insanları %70 aşılanması gereğini söylüyor, pandeminin hafif atlatılması için bu oran gerrkli. Diyabakır’da şu anda oran %22. Virüs bitmiş gibi bir hava oluşmuş durumda. Maske, mesafe ve hijyen meselesini de bir kenara atmamamız lazım. İktidar bazı ekonomik kaygılar ve turizmin canlanması için böyle hareket ediyor olabilir ama biz dikkat etmeliyiz. Söylentileri ortadan kaldıracak güven atmosferini oluşturmak hükümetin görevi. Aşı bireysel korunma değil sadece, toplumsal bir tarafı da var. Aşı olduğumuzda başkasını da koruyoruz bunu iyi anlatmalıyız. Bilimin vaaz ettiği doğrulanmış gerçekleri anlatmamız lazım. Ek olarak; Pandemi ve özgürlükler meselesi de önemli. İktidarın pandemiyi bahane ederek insanların yaşayış tarzına müdahale etme, değiştirme gibi bir tavır gözlemledik. Sanatçılarla ilgili, gece 12’den sonra mekan kapanması gibi. Pandemi koşullarının ortadan kalkması için çaba sarf etmeli ama insanların yaşamlarını, özgürlüklerini teminat altına almalı korumalıyız bunu yaparken.

Saadet Partisi İl Başkanı Abdurrahman ERGİN: En önemli konulardan birisi de sağlık yönetiminin gerçek manada icra edilememesinden kaynaklı sorunlar. Bunların sebebi liyakatsiz idarecilerin göreve getirilmesinden. Parti güdümündeki insanları göreve getirince, liyakata dikkat edilmediğinde birçok sorun çıkıyor. Aşı ile ilgi konuyu gündemde tutuyoruz. Aşılama oranının bölgemizde çok düşük olduğu görünüyor. Öncelikle toplumdaki güven sorunu giderilmeli. Aslında insanımız hükümete duyamadığı güveni aşıya da duyamıyor, onunla da bağdaştırıyor. Hükümet süreci sağlıklı yürütemedi, veriler şeffaf bir şekilde ortaya konulamadı, gerekli önlemler alınmadı doğru sonuçlar alacak şekilde. Halkın ekonomik kaygıları giderilmeden “evde kal” denildi. İnsanımız çok ağır badireler atlattı, birçok esnafın işyeri kapandı, işlerinden ayrılanlar oldu. Hazineyi boşaltmışsanız kimseye aktaracağınız bir şey kalmaz. Ekonomi güclü ile mağduriyetleri giderebilirsiniz. Ülkenin çok önemli kurum ve kuruluşlarının, üretime dayalı fabrikalarının kapandığını gördük. Diyarbakır’da Erkaban Hoca zamanında yapılan fabrikalar kapandı. Güven ortamı olmadığı için yatırımcı da yatırım yapamadı. Fabrikaları kapatıp borçlanırsak hazineden sürekli para aktarılır ve esnafa destek verecek kaynak kalmaz.

Aşı sürecine dair:

ERGİN: Bilim adamlarının sözleri araştırmalar sonunda aşıların son derece güvenli olduğunu ortaya koydu. İnsanlarımız aşıya olan güvesizikten vazgeçmeli ve bir an önce aşıya yönelmeleri gerekli. Yan etkilerle ilgili tedirginlik içinde olabilirler ama aşı olanlara baktığımızda hastalığı önlediği net görülüyor. Aşı olursak hastalanıp bulaştırma sorumluluğunu da hissetmeyeceğiz. Aşı olmazsak gelecek kaygımız artacak. Ekonomik problemler artarak devam edecek. Hasta olmasa bile ekonomik sebeplerden hayatlarına mal olacak. Çok sayıda insan aşılanırsa bağışıklığın yükseleceği de söyleniyor. Varyantların çıkışını önlediğini de bilimsel yayınlar ortaya koyuyor. Burada bir müzakere gerçekleştirdik, aynı zamanda siyasi partilerin bir araya gelerek toplumsal konularda birbirinin fikirlerine saygı duyarak konuşabilmelerinin bir örneğini ortaya koyduk. Kamplaştırma, kutuplaştırma, kendisi gibi düşünmeyeni yok sayma gibi düşünceleri ortadan kaldırmaya vesile olmasını diliyorum.

ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ

ÖTEKİ TV Youtube kanalında ülkenin sıcak gündemini ötekilerin sesinden ekrana taşıyoruz.

ÖTEKİ TV Resmi Web Sitesi ► https://www.otekileringundemi.com/

ÖTEKİ TV Sosyal Medya Hesapları:

Twitter ► https://twitter.com/OtekilerinG

Facebook ►https://www.facebook.com/otekileringundemii

Instagram ► https://www.instagram.com/otekilerin_gundemi/

YouTubehttps://www.youtube.com/channel/UCmKlsa826_a9G30R7r884Xw

Sizler de kanalımıza abone olabilir ve arkadaşlarınıza önerebilirsiniz!

Editör: Haber Merkezi