ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ- Tarihsel ve zorlu bir süreçten geçiyoruz. Bu geçiş süreçlerinde, savaşlarda ve ölümcül salgınlarda kadınlara biçilen roller nelerdir? Dünyada demokratik süreçlerini tamamlamış toplumları da baz alırsak, gerçek anlamda kamusal alanlarda kadınlar yerlerini alabilmişler midir?

ÖRENCİ: Savaşlara, doğal afetlere salgın vb. olaylara baktığımızda en ağır bedelleri ödeyenler, yoksullar, işçi sınıfı, çocuklar ve kadınlar...

Fakat içinde bulunduğumuz Covid-9 Salgınında yine en çok etkilenenler kadınlar oldu. Pandemi başladığı zaman zindandaydım. Bizler de bu süreçte zorlandık olumsuz etkileri bizlere de yansıdı.

Salgın sürecinde kadınlar hem dışarıda riskli koşullarda çalışmak zorunda kaldılar yetmedi evdeki bütün yükleri omuzlamak zorunda bırakıldılar. Bu süreçte topyekûn bir kriz yaşandı. Ekonomik boyutu ile de birçok insan ücretsiz izin, kısa çalışma ödeneği ve işten atılma ile karşı karşıya kaldılar. Bu olumsuz uygulamaların sonucunda işsizliğin ve yoksulluğun yükü de kadınlara kaldı. Kadınlar bu mutfak ev ve iş yeri arasında mekik dokuma…

ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ- Siyasette, kültürde, sanatta ve bilimde kadınların ayak sesleri geç duyuldu neden? Dünyada ve Türkiye’de bunu nasıl örneklendirebilirsiniz?

ÖRENCİ: Geçmiş tarihten günümüze kadınlar her zaman her alanda vardılar aslında var olmaya da devam edecekler. Sokakta, evde, isyanda, emekte, edebiyatta, tiyatroda, siyasette...

Yalnız görünür kılınmadı. Kadınların yazdığı eserler isimsiz yayınlandı...

Kadınların o yıllarının şartlarında kaynaklı eserlerinde isimlerinin olmasını istemedi gizli tuttu şimdi ki anonimi eserler aslında bu kadınlara aittir.

Yine dengbêjlik ve yazarlıkta ilk adımları Kürt kadınlar attılar attılar. Örneğin Eyşe Şan, Meryem Xan ve dengbêj Gazın...

Dengbêjlik geleneği ile Kürt kadınları kültürlerine sahip çıkıp, yok oluşları karşı ciddi direniş sergilediler.

Eyşe Şan sürgün edilmiş Meryem xan ise dengbêjlik için o mücadele vermiştir. Dengbêj Gazin 7 yıl boyunca gizli bir şekilde dengbêji söylemiştir.

Genel olarak baktığımızda kadına biçilen rol, ev ve ev işi, kocasının yanı olarak karşımıza çıkıyor. Yine kitaplarda erkeklerin kadınlara biçtikleri roller ve ‘ideal kadın’ profilleri var. Erkeğin diliyle kadınlara bir rol biçiliyor. Buna karşı dikkatli olmak lazım. Erkeğin bu yaklaşımına karşı, kadın örgütlenmeli, okuyucu kadın yazarları desteklemeli, kadın yazarlar birbirini desteklemeli.

ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ- Son yıllarda, Türkiye’nin toplumsal yapısında kadınlar nereye doğru gidiyor? Şiddetin ve tacizlerin bu denli artması ürkütücü!68, 78 ve 80 kuşağına bakıp bugünü nasıl değerlendirirsiniz?

Kadınlar 5000 yıllık bir zihniyet ile mücadele ediyor. Bunu belli bir tarih aralığı ile sınırlı tutamayız. Kadınlar hep mücadele verdi. Katliam ve şiddetin en fazla yaşandığı dönemi yaşıyoruz. 68, 78 ve 80’lerde kadınlar geri adım atmadıkları gibi bugün de direnerek her koşulda yan yana yürüyerek ilerledi. Ve kadın mücadelesini önemli bir noktaya taşımış oldu.

ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ- Kadınlar dünyayı yönetseydi nasıl bir dünya olurdu?

Bence mesele hangi cinsiyetin yönetimde olduğu değil zihniyetle, ölümün savaşın önüne geçtiği eşitliğin sağlanması ile alakalıdır. Çünkü 90 lı dönemlerde kadın yöneticilerin de pratikleri görüldü. Ancak şunu söyleyebilirim: kadınlar köklü değişimin önünü açabilir, ölümlerin, tecavüzleri önüne geçebilir. Daha eşit yaşam için umut olabilir

Editör: Haber Merkezi