SANATÇILARIMIZ VE YAZARLARIMIZLA 20 SORU

1- Varlık sözcüğü sizde neyi çağrıştırır?

Kendinde varlığın ötesine geçmek. İnsan, doğa, öz ve bilinç.

2- Geçmiş, şimdi ve gelecek dersek…

Geçmiş: Big Bang, kutsal kitaplar, savaşlar, Rönesans ve devrimler.

Şimdi: Edebiyat, sinema, farkındalık, çelişki, başkaldırı ve arayış.

Gelecek: Uyanış, yüksek bilinç, uzay ve dinginlik.

3- En çok etkilendiğiniz roman, film ve tiyatro.

O kadar çok var ki…

Roman: Herta Müller’in “Tek Bacaklı Yolcu”su, Yaşar Kemal’in Ortadirek üçlüsü, Faulkner’in Döşeğimde Ölürken’i, Simone de Beauvoir’ın Bir Genç Kızın Anıları ve Mandarinler romanı. Kazancakis’in Zorba’sı. EhmedêXanî’nin Mem û Zîn’i

Tiyatro: Steinbeck’in Fareler ve İnsanlar’ı, Slawomir Mrozek’in Sığıntılar’ı, Samuel Beckett’in Godot’yu Beklerken’i.

Film: Bergman’dan Skammen-Utanç, M. Kakoyannis’in Zorba’sı, Luis Bunuel’in Belle de Jour-Gündüz Güzeli, Yılmaz Güney’in Yol filmi.

4- İlk gençliğinizde kime öykündünüz, kahramanınız kimdi?

Simone de Beauvoir bana çok şey öğretti.

5- Nerede yaşamak isterdiniz? Coğrafya kader midir?

Diyarbakır’ı çok seviyorum. İnsan anılarının ve çocukluğunun toplamıdır, dense de, kitapların olduğu ve üretebildiğim her yerde yaşayabilirim. Coğrafya hem kaderdir hem de değildir! Geçmiş ve şimdi, birbirini bütünleyip yenilerse her şey kader olmaktan çıkabilir gerçeğine inanıyorum.

6- Yeniden doğsaydınız hangi mesleği seçmek isterdiniz?

Bin kez yeniden doğsam yine sanatla uğraşmak isterim.

7- En sevmediğiniz ve en sevdiğiniz yanınız?

En sevmediğim yanım: Ya hep ya hiç tutumum. Fazlasıyla mükemmeliyetçiliğim. Alışkanlıklarımdan kolayca vazgeçememek.

En sevdiğim yanım: İyimserliğim, direncim, yenilenme ve öğrenme isteğim.

8- Aşka inanır mısınız? Aşk mı özgürlük mü?

Aşk, ruhun türbülansıdır, haz ve hormonlar üzerinden yeşerir. Akılcı ve sağlam karakter bütünlüğünden doğan sevginin ve dostluğun uzun erimli olduğuna inanırım. Elbette özgürlük, özgürlüğün olmadığı yerde hiçbir şey yoktur.

9- İnsan sözcüğü sizde neyi çağrıştırır?

Erdemi, doğayla savaşmayı, kurmayı, yıkmayı ve yeniden yapmayı.

10- Dayanamadığınız insan tipi?

Maskeli, yanar döner yalakalar, “eril failler” ve de sözünde durmayanlar..

11- Koku dersek; kentlerin kokusu nedir sizin için?

Gül ve lavantanın yanı sıra, kavurucu sıcağa düşen, yağmur sonrası toprak kokusu. Kentlerin kokusu karakteridir, sosyal statüsü ve tarihidir. Diyarbakır’ın kokusu gizemlidir, içinde birçok kokuyu barındırır: Sıcak ekmek, tütsü, çiğ köfte, portakal gazı, kuru ot ve karpuz kokusu. Cenevre, hep ıslak yeşillik kokusunun yanı sıra, çikolata, vanilya ve parfüm kokar.

12- Şimdinin kokusu?

İlaç, kâğıt maske, yeni kazılmış toprak kokusu…

13- En çok dinlediğiniz müzik?

Daha çok enstrümantal müzik dinlesem de, müziğin bütünlüğüne inanırım. Benim için hiç eskimeyen Çar Newa ve Koma Amed’in yanı sıra, halk ve sanat müziği de dinlerim.

14- Şu an neler okuyorsunuz?

Kendi dillerimde okumama tatilindeyim. İki aydır ne Kürtçe ne de Türkçe okumuyorum.

Camus’nün L’étranger’si ile Susanna Tamaro’nun Va oû ton coeur te porte’unu okuyorum.

Bu arada kızıma hırka işledim, minik minik boncukları dizerken, sözcüklerle perende attım.

15- Pişmanlıklarınızdan üçü…

Pişmanlıklar yaşamın içindeki durumlardır, eser ve geçer. Olgunluğa evrilirken pişmanlıklara akılcı bakılıyor. Bazen ruhuma dokunan şeyler oluyor elbette. Odalarını posterlere boğan kızlarıma çıkıştığım için, ya da eve ikinci kedi almanıza ne gerek var diye, direttiğim için, her sabah birlikte kahvaltı yapmak için ısrar ettiğim için kendime kızıyorum.

16- Ölümden ve yaşlılıktan korkar mısınız?

Uyanık bilincim ölümden korkmadığımı, yaşlılığı ve ölümü kabullendiğimi söyler de, bilinçaltım acaba neler söyler bilemiyorum. Sanat ile uğraşmak ölüme direniş midir kim bilir!

Beynin ve ruhun yaşlılığından korkarım.

17- Yalnızlık?

Yalnızlığı karşıtım yapmayı öğrendim. Somut yalnızlığım olsa da, soyut olarak kendimi yalnız hissetmiyorum.

18- En büyük hayaliniz?

Farklı dillerin ve kültürlerin birbirine değer verdiği özgür bir atmosferde, en ücra yerlere gidip, edebiyat ve sanat atölyelerini gerçekleştirmek.

19- Hayatınızda olmazsa olmaz dediğiniz üç şey!

Kitaplar, yazmak ve yürümek.

20- Evrene neyi fısıldamak istersiniz?

Hey insanlık nereye böyle? Kendine istediğini, karşısındakine hak görmeyenler, gürültü ettikçe hiçbirimize rahat yok! Bizi biz yapan ötekiler ve farklılıklardır, derim.

 20 SORU KÖŞEMİZE DAİR

Bir ülkenin gerçek gelişmişliğini o ülkenin yazarları, sanatçıları ve filozofları belirler. Savaşlar biter,  devri devran değişir, geriye yazı kalır ve yazılan romanlar, şiirler ve öyküler ve resimler toplumların gerçek tarihini oluşturur. 

Hep klasikleşen  “20 soru” gibi bir köşede ısrarcı olmamızın nedeni, yazarlarımıza ve sanatçılarımıza, dünyayı güzelleştirmek için emek harcayanlara ve direnenlere selam ederek, onların soluğunu duyurmak, kısacık kelimelerle onların dünyasını anlayabilmek ve anlatabilmek. Birbirinden değerli sanatçılarımızla, gazeteci, politikacı ve aktivistlerimizle yüreklerinize ve bilinçlerinize dokunmak istiyoruz. Bu köşeyi seveceğinizi umuyoruz. Hepinize sevgi ve saygılarımızla

Bundan sonraki konuğumuz: Ressamı Ahmet GÜNEŞTEKİN

Editör: Haber Merkezi