ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ-HABER DİLAN KARACAN: ÖZÜMÜZÜ ÖZÜMÜZLE İŞLEMEK: BİYODİNAMİK ORGANİK TARIM

Kimyasal tarıma alternatif olarak geliştirilen ilk ekolojik tarım sistemi olan Biyodinamik Organik Tarım 19.yüzyılın ikinci yarısında Avusturya’da doğan filozof, bilim adamı, eğitimci, sanatçı ve antropozofi ekolünün kurucusu Rudolf Steiner tarafından 1924 yılında hayat bulmuştur. Biyodinamik tarım Steiner’in doğa ve insana dair holistik (bütünsel) ve sipiritüel (tinsel, duyu üstü) yaklaşımını esas alan dünya görüşünden kaynaklanan araştırmalarına dayanmaktadır.



Biyodinamik organik tarımın temel ekolojik prensibi, çiftliği bir organizma ve kendi kendine yeten bir varlık olarak düşünmesidir. Her çiftliğin kendine özgü özelliklere yani bir bireyselliğe sahip olduğu kabul edilir. Çiftlik arazisinde üretilen her şeyi geri dönüştürme, toprağın sürdürülebilirliği, çıkan mahsullerin ve barınan hayvanların sağlıklı olarak devamlılığı hedeflenir. Çiftçiler de bu bütünün bir parçasıdır. Çiftçinin ekosistemindeki etkileşimleri göz önüne alarak hareket etmesi neticesinde, çiftliğin çevresel, sosyal ve finansal yönleri ön plana çıkarılır ve bütüncül bir yönetim uygulanır. Çiftçi en düşük düzeyde tutulan dış girdi ile üretimini yapar ve mümkün olduğunda kendi çiftliğindeki malzemeleri kullanır. Bu özelliği ile biyodinamik organik tarım, çiftçiler için sürdürülmesi en ekonomik üretim ve işleme yöntemidir. Bu tarım sisteminin amacı, yapılan uygulamalar neticesinde yetişen sağlıklı bitkiler ve hayvanların dönüşüme katkısı sonucu toprağın yenilenmesini ve canlanmasını sağlayarak dünyayı iyileştirmektir.

Uygun ekim, dikim ve hasat tarihlerini belirlemek için ayın hareketlerini izleyen astronomi takviminden yararlanılır. Ay, dünya çevresinde yaptığı 28 buçuk günlük yolculuğu sırasında bedenimizde, bitkilerde, hayvanlarda, toprakta, havada, suda bir çekim yaratmaktadır. Buna göre de ay takviminde, bitkinin yaprağı, kökü, çiçeği veya meyvesi gibi bölümlerinden hangisinden faydalanacaksa ona uygun bir ekim dikim zamanı bulunur.

Biyodinamik tarım, organik tarım konusundaki en eski yaklaşımlardan biri ve en fazla sürdürülebilir niteliğe sahip tarım yöntemidir. Gıda kalitesini toprak sağlığı ile birlikte hedeflemesi dolayısıyla günümüzde giderek artan bir biçimde ilgi görmektedir. Organik tarım ile biyodinamik organik tarım arasında önemli farklar vardır. Biyodinamik yöntem hem mahsulün kalitesinde, hem toprağın verimliliğini korumada, hem de çiftliklerin ekonomik olarak hayatta kalma hedeflerinde organik yöntemin de ötesinde faydalıdır ve çevrecidir.

ORGANİK TARIMDAN FARKI

Organik tarım nöbetleşe ekim, yeşil gübre ve hayvan gübresinin kullanıldığı, toprağın verimliliğini koruyabilmesi ve bitkilerin gereksinimleri olan besin maddelerini topraktan alabilmeleri , yabani ot ,haşere ve diğer zararlıların mücadele amacıyla mekanik işleme yöntemi kullanılarak toprağın işlendiği bir tarım türüdür.

Organik tarımda toprak ve su gibi doğal çevrenin tarım eliyle kirletilmesini engellemek, temiz malzeme ve teknikler kullanılarak üretilen tarım ürünleri ile insan, hayvan ve çevrenin sağlığı üzerinde olumlu katkı sağlamak amaçlanır.

Ancak organik tarım topraktaki organizmaları güçlendirmeye odaklanırken , çiftliğe dışarıdan temin edilen girdilerin kaynağı gibi bazı diğer bazı unsurları göz ardı etmektedir.

Biyodinamik tarımda tıpkı organik tarımda olduğu gibi sentetik gübre, hormon, pestisit, herbisit, genetiği değiştirilmiş organizmalar ,hayvan yemine katkı maddeleri vb. kullanılmaz, ürün rotasyonu esastır. Hibrid tohumların ve türlerin kullanımı da kesinlikle yasaktır. Her biyodinamik çiftlik kompost, gübre ve hayvan yemi konusunda kendi kendine yeterli olmayı amaçlar ve dış girdilerin minimum düzeyde tutulması hedeflenir. Tamamıyla kendi arazisinde mevcut üretim ve hayvanlar sayesinde tam bir dönüşüm sağlanarak kendi kendine yeter hale gelmesi ve devamlılığı esastır.

NE TÜR PREPARATLAR KULLANILIYOR?

Biyodinamik tarımda tamamen doğal bazı arazi ve kompost preparatlarının kullanılması zorunludur. Bu preparatlar toprakta humus oluşumunu yönetmek, bitki gelişimini canlandırmak ve arazinin yakın ve uzak çevreyle uyumunu güçlendirmek amacıyla kullanılan özel şekilde fermente edilmiş doğal ve organik maddelerdir.Doğal gübre ve kuvars minerali içeren bu preparatlarla ürün kalitesi geliştirilir. Komposta özel bitki bazlı preparatlar verilir. Bu preparatların mümkünse çiftliğin bünyesinden temini ve çiftlik arazisinde hazırlanması gerekir.

Preparatlar insan müdahalesi olmadan doğada kendiliğinden bulunmazlar ve üç tane bileşenden oluşurlar:

  1. Bitki kısımları, genelde çiçekler,

  2. Preparatın hazırlanmasında hayvansal kökenli kap,

  3. Güneş yılında, toprakta ve preparatların uygulandığı toprak üzerinde çevresel etkiler.


Preparatlar arazi (field sprays) ve kompost preparatları olmak üzere iki kısımdır. Kompost preparatlarında tıbbi bitkilerden olan civanperçemi, papatya, ısırgan otu, meşe kabuğu, karahindiba ve kediotu kullanılır. Bunların topraktaki özel fermentasyon işlevine yardımcı olması amacıyla bazı hayvan organları da beraberinde katalizör olarak kullanılır. Hazır olduğunda bu humus benzeri maddeler kompost materyaline çok küçük miktarlarda ilave edilirler. Bu hazırlıklar toprakta çözünmeye ve humus oluşum sürecine yardımcı olarak bitki besleyici elementlerin (kükürt, potas, nitrojen, kalsiyum, silis, fosfor) sağlıklı bir bitki gelişmine yeterki düzeyde olacak şekilde toprakta bulunmasını sağlar.


Arazi sprey preparatları boynuz gübresi (Horn manure) ve beyaz tozdur (Horn Silica). Boynuz gübresi kış boyunca inek boynuzu içerisinde toprak altında fermente edilen inek gübresidir. Beyaz toz ise yaz boyunca inek boynuzu içinde toprak altında kalarak hazırlanan kuvars tozudur. Boynuz gübresi ekim dikim işleminden önce akşam saatlerine doğru doğrudan toprak üzerine püskürtülür. Bitkinin topraktan ihtiyacı olanları temin etmesine, toprağın canlılık kazanmasına ve bitkide sağlıklı kök gelişimine yardımcı olur. Beyaz toz ise sabah saatlerinde bir sis bulutu gibi büyümekte olan bitkinin üzerine püskürtülür ve bitki metobolizmasının düzenlenmesine ve ürünün niteliksel gelişimine katkı sağlar.

EKİM VE DİKİM TAKVİMİ NEYE GÖRE BELİRLENİYOR?

Biyodinamik organik tarım sistemine göre ay, dünya çevresinde yaptığı 28 buçuk günlük yolculuğu sırasında bedenimizde, bitkilerde, hayvanlarda, toprakta, havada, suda bir çekim yaratmaktadır. Buna göre de ay takviminde, bitkinin yaprağı, kökü, çiçeği veya meyvesi gibi bölümlerinden hangisinden faydalanacaksa ona uygun bir ekim dikim zamanı bulunur. Eski Anadolu insanı bunu gözlem ve deneyimle keşfetmiş ve üretimde yüksek verim almak için kullanmıştır. Bugün bu bilgilerin Avrupa’da daha sistematik bir hale getirilmiş biçimde Biyodinamik tarımın temelinde uyguladığını görüyoruz. Biodinamik Ekim-Dikim takvimi her yıl Maria and Matthias Thun tarafından yayınlanan bir yayındır. Ayın, gezegenlerin ve takım yıldızların bitki gelişimine etkilerini inceleyen 40 yıldır süre gelen araştırmalara dayanır. Her ürün için uygun ekim, dikim ve hasat tarihleri bu takvim rehberliğinde belirlenir.



Biyodinamik tarım batı astrolojisinin kullandığı tropikal* takvim yerine, gökyüzü döngülerinin gerçek zamanlarının kullanıldığı ve doğrudan gözlem yoluyla kolayca okunabilen sidereal bir takvim kullanır. Sideral ay, arka plandaki yıldızlara göre ayın dünya çevreindeki tam bir tur yapma zamanıdır. Ancak dünyanın Güneşin yörüngesinde hareket ediyor olması nedeniyle bir yeniaydan diğerine geçerken ayın 360 dereceden biraz daha fazla seyahat etmesi gerekmektedir. Dolayısı ile Synodic ay (kameri ay), sideral aydan daha uzundur. Sideral ay 27.322 gün iken, Synodic ay 29,531 gün sürmektedir.

SONUÇ OLARAK BİYODİNAMİK ORGANİK TARIM

Sağlıklı toprak ve hayvanlardan elde edilen gıdalar sağlıklı insanı yaratır. “Ne yersen, osun” şeklinde çevirebileceğimiz bir İngiliz deyimi konuyu açıkça ifade etmektedir. Araştırmalar biyodinamik ürünlerin daha uzun süre taze kaldığına, daha lezzetli olduklarına, kuru madde içeriğinin daha yüksek olduğuna, nitrat içeriğinin daha düşük olduğuna işaret etmektedir. Ayrıca biyodinamik gıda tüketiminin insanlarda canlılığı artırdığı, alerjik reaksiyonları azalttığı ve genel olarak sağlığın iyi gelişimine neden olduğuna dair birçok anekdot kanıt sunulmaktadır.

Biyodinamik tarımda uygulamalar oldukça katı prensiplere bağlı ve özel bir uzmanlık gerektirmektedir.Dolayısıyla maliyetlerinin biraz daha yüksek olması, biyodinamik tarımla uğraşan çiftçilerin konuya sadece ticari olarak değil de bir felsefe ve yaşam biçimi olarak da yaklaşmaları ve benimsemeleri gerekmektedir denebilir. Ama yapılan her şeyin sürdürülebilir bir çevre ve yaşam koşulları uğruna olduğunu görmek bu tarım sistemine harcanan çabanın ne denli faydacıl olduğunu gözler önüne seriyor.



İZ TV’de belgesel yapım asistanlığı, Cumhuriyet’te stajyer muhabirlik, Artı Bir TV’de editörlük, Star TV’de muhabirlik ve Kanal D’de prodüksiyon asistanlığı yaptı. Freelance olarak röportaj, araştırma ve söyleşi gibi içerikler üretiyor.
Editör: Haber Merkezi