banner9

banner8

Bağlanmanın Kişisel Gelişim Üzerindeki Etkisi / klinik psikolog Mahmut Pakdemir

Canlıların birçoğunun yavrusu kısa bir süre içinde kendi anne babalarıyla neredeyse aynı gelişmişliğe ve yeteneğe sahip olurlarken, insan yavrusu bu canlılar arasında hemen hemen en uzun sürede büyüyen canlı türüdür.

Psikiyatri Çalışmaları 23.02.2021, 22:57 23.02.2021, 23:13
86
Bağlanmanın Kişisel Gelişim Üzerindeki Etkisi / klinik psikolog Mahmut Pakdemir

Canlıların birçoğunun yavrusu kısa bir süre içinde kendi anne babalarıyla neredeyse aynı gelişmişliğe ve yeteneğe sahip olurlarken, insan yavrusu bu canlılar arasında hemen hemen en uzun sürede büyüyen canlı türüdür. Büyüme zamanının bu denli uzun olması ister istemez bakıma muhtaç olan ile bakımı veren kişi arasında bir bağa neden olur. Biz bu duruma bağlanma diyoruz yada bebeklikteki bağlanma diye de adlandırabiliriz. Bağlanma ihtiyaçların dışında zamanın çoğunu o kişiyle (anne veya bebeğin temel ihtiyaçlarını gideren her kimse) geçirme, korku ve benzeri durumlarda o kişiyi arama, çoğu zaman o kişinin yanında rahatlama hissi vb. durumlar gibi birçok şeyin yaşandığı tüm duygu ve davranışlara denir. Bu davranışlar ve duygular arasında özellikle anne memesi birçok kuramcıya göre önemli bir yer tutar. Örneğin Öğrenme kuramcılarına göre (Soysal ve ark.2005) bağlanma kavramı bebeğin birincil gereksinimler karşılanması ile gelen rahatlama duygusu kendisine bakan bakıcısı arasında bir bağ oluşturur ve bunu öğrenir. Bazı bağlanma kuramcıları ise anne ve bebek arasındaki bağlanmanın salt annenin bebeğe verdiği sütten veya ona verdiği bakımla ilgili olmadığını söylemektedir.

Bu kuramcılardan ikisi Schrier ve Harlow’dur, Schrier ve Harlow’a göre sadece beslenmenin bağlanmayı yetersiz kılacağı yönündeydi. Schrier ve Harlow’un bu hipotezi desteklemek adına bir dizi deney yapmışlardır. 1958 yılında maymunlarla yaptıkları bir deneyde (https://www.youtube.com/watch?v=lp4J3N9eqIA) annelerinden ayrılmış yavru maymunların altlarına konulan yumuşak çarşafların sadece bir gün sonra altlarından alındığında, yavru maymunların stres belirtileri gösterdikleri görülmüştür. Schrier ve Harlow’un ayrıca yaptıkları diğer deneylerde ise biri tel ve metalden yapılma, soğuk, sert, metal tek bir göğse sahip, ancak bu tek göğsünden süt verebilen bir anne; diğeri ise süt vermeyen ama yumuşak pelüşten yapılmış, “sıcak anne” olarak maymun bebeğin kendi annesi yerine koyabileceği iki ayrı ‘’vekil anne’’ tasarlamıştır. Yeni doğmuş maymunlar biyolojik annelerinden ayrılarak bu iki yapay annenin olduğu kafese konularak hangi anneyi seçecekleri düşünülmüştür. O dönem yaygın görüş olan ve kabul görmüş teorilere göre yukarıda öğrenme kuramcılarının da belirttiği gibi yavrular süt verebilen anneyi kendi anneleri gibi görmeliydi, ne de olsa anne-bebek bağı açlık-susuzluk dürtüsünden kaynaklanan bir ihtiyaçtan doğuyordu. Başlangıçta yeni doğan maymunlar her iki vekil anneyle de ilgilenmeyerek çığlık çığlığa ve çaresizlik içinde gerçek annelerini aradıkları görülmüştür. Ancak bir süre sonra maymunların acıktıkları ve metalden yapılma, süt veren anneye sokularak karınlarını doyurdukları gözlemlenmiştir. Bir süre sonra bu bebek maymunlar, süt veren “vekil anne” ile bağ kuramadıkları ve süt emme ile kuruların bu bağın kısa sürdüğü görüldü, çünkü uyumak için, ya da sadece kucağına oturmak için pelüşten yapılma vekil anneye sokulmuşlardır. Schrier ve Harlow burada anne-bebek ilişkisinde fiziksel temasın ne denli önemli olduğunu vurgulamıştır.

Schrier ve Harlow’un yaptığı bu deneyler bağlanma konusunda neredeyse başka bir dönemin başlangıcıydı. Schrier ve Harlow’un yaptığı bu deneylerin uzun dönem etkilerini görmek için Bowly’nin 1950 yılında Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) çağırması üzerine sunduğu bildiriye bakmakta yarar görülmektedir. Bowly bu bildiride erken yaşta annelerinden ayrılan erkek çocukların ergenlik ve ileri yaşlardaki suç oranlarını arttırdığını belirtiyordu. Bowly bu bildiriden sonra yaptığı çalışmalarda gördü ki devlet kurumlarında annesi olmayan ve bir bakıcı tarafından ihtiyaçları giderilen bebeklerin sıkıntılı ve kaygılarının geçmediğiydi. Bowly bu çalışmalar sonucunda insanların erişkinlikte yakın ilişkiler kurma eğilimlerinin daha bebeklikte başladığını gördü.

Bu çerçevede düşünüldüğünde erken dönem bağlanma figürlerinin yetişkinlik bağlanma figürleri arasındaki ilişkinin yüksek olabileceği ve bebeklik çağında anne ile kurulan bağlanma figürünün yetişkinlikteki ortaya çıkabilecek sorunlarla baş etmede temel kavram olabileceği söylenebilmektedir. Çalışır’ın (2009) yetişkin bağlanma kuramı ve duygulanım düzenleme stratejilerinin depresyonla ilişkisi adlı çalışmasında da bebeklik döneminde anne veya bakıcı ile kurulan bağlanma ilişkisinin duygulanım düzenlenmesinde etkili olduğunu ve özellikle en belirgin özelliklerinden bireyin kendini ve diğerlerini algılayış biçimi ve bu doğrultuda sosyal ve kişilerarası ilişkilerindeki bozulma olan majör depresyon tanısı alanlarda etkili olduğunu göstermektedir.

Görüleceği üzerine bebeklik çağındaki bağlanma hem kişilerin psikopatolojik durumunu hem de sorun ileriki yıllarda kendilerini güvende görmedikleri için bulaştıkları olaylarda hayatlarını etkilemektedir. Özellikle Bowly’nin yaptığı çalışmalar bebeklik döneminde anne ile eksik kurulan bağlanmanın ileriki dönemlerde karşılarına çıkan sorunları insanların daha fazla suça bulaşarak çözmek eğiliminde olduğunu söylenebilir. Anne ile kurulan güvensiz ve eksik bağlanmanın sorunları çözmede sürekli çatışmacı (Kantarcı 2009) bir yol izleyerek ilerlediği görülmektedir. Ülkemizde var olan suç oranın yüksekliği konusunda sanırım bu konu gerekli kurumlar tarafından dikkate alınması gerekmektedir. Gelecekte baş etme çabalarını geliştirecek bu ufak detayın bebekleriyle olan bağlanmalarını etkilediği vurgulanması hem bireyin kişilik gelişimde hem de genel bağlamda toplumun içeriğini daha iyi konuma getirmede gerekli olduğu söylenebilir.

Bunun yanı sıra bildiğiniz üzere kapital hayatın gerekliliği yönünde ilerleyen dünyada artık çalışan kadınların çoğu bebekleriyle dolu bir zaman geçirememekte ve olması gereken anne-bebek arasındaki güvenli iletişim (Hazan ve Shaver 1987, Hortaçsu 1991) eksik kalmaktadır. Çoğu bebek belirli bir döneme kadar alıştığı bir bağlanma türünden bir anda kopmakta (Kaplan ve ark. 1994), karşısında gündüzleri bakıcı geceleri annenin olduğu iki türlü bağlanma örüntüsünün içinde kalmaktadır. Bunun içinde yine özellikle çalışan anneler için yeni programlar geliştirilebileceği söylenebilir. Örneğin televizyonlarda sürekli ‘’ilk altı aylık dönemde çocuğunuzu emzirin’’ kamu spotunun yanında annelerin bebekleriyle dokunmanın ve bakıcıyla geçirilen zamanın bebeğe pek bir faydasının dokunmadığının da önemi anlatılmalıdır. Devlet politikası olarak bebeklik çağında anneye daha fazla zaman tanımalı ve bu zamanı sadece annenin bebeğin karnını doyurduğu bir düşünceyle değil, cidden bebeğin tüm öz bakımlarını yerine getirecek verimli bir zamana evirmelidir.

KAYNAKÇA

Bowlby J (1988) A Secure Base: Clinical Applications of Attachment Theory. London, Routledge.

Çalışır M (2009) Yetişkin Bağlanma Kuramı ve Duygulanım Düzenleme Stratejilerinin Depresyonla İlişkisi. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar; 1:240-255.

Hazan C, Shaver P (1987) Romantic love conceptualized as an attachment process. J Pers Soc Psychol, 52: 511-524.

Hortaçsu N (1991) İnsan İlişkileri. Ankara, İmge Kitapevi.

Kantarcı D (2009) Evli Bireylerin Bağlanma Stillerine Göre Aldatma Eğilimleri ve Çatışma Yönetimi Biçimlerinin İncelenmesi. Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi.

Kaplan HI, Sadock BJ, Grebb JA (1994) Synopsis of Psychiatry. Baltimore Maryland. s.161-165.

Schrier AM, Harlow HF (1958) Effect of reserpine on avoidance of humans by Rhesus monkeys. J Gen Psychol, 59(2):149-55.

Soysal AŞ, Bodur Ş, İşleri E, Şenol S (2005) Bebeklik Dönemindeki Bağlanma Sürecine Genel Bir Bakış. Klinik Psikiyatri, 8:88-99.

Uzm.Psk.Mahmut PAKDEMİR

BİREYSEL PSİKOTERAPİ

Belirli bir ekolde gereken eğitimi almış bir klinik psikolog/psikiyatr ile "psikiyatrik hastalık/psikolojik temelli" sorunlarının çözümü için kendisine başvuran danışan, hasta, çift, aile ve gruplar arasında gerçekleşen "tedavi amaçlı işbirliği-iletişim" sürecidir. Psikoterapide "belirli bir teori ya da paradigmaya dayanan, planlanmış bir tedavi yaklaşımı" vardır ve bu yaklaşımın eğitimini almış kişiye psikoterapist denmektedir.

ÇOCUK VE ERGEN PSİKOTERAPİSİ

Çocuk ve ergenlerin gelişim sürecinde ortaya çıkan psikolojik/ psikiyatrik temelli davranış problemlerinin bir psikoterapi ekolü eğitimine dayanarak klinik psikolog /çocuk ve ergen psikiyatrların aile ile işbirliği yaparak var olan problemin çözümlenmesi sürecine denmektedir.

AİLE VE ÇİFT TERAPİSİ

Aile üyeleri arasında yaşanan iletişim, psikolojik, aldatma, boşanma, cinsellik, evlilik aşamasında olma vb. sorunların üstesinden gelinmesi ve aile bireyleri arasındaki iletişimin kalitesini arttırmak için planlanmış terapi sürecidir.

UZMAN PSİKOLOG MAHMUT PAKDEMİR KİMDİR?

2007 yılında Ankara Üniversitesi Psikoloji Bölümünden mezun oldu. Daha sonra 2 yıl kadar özel kurumlarda engelli bireylerle çalıştı. 2011'de Maltepe Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisansımı tamamladı. Yaklaşık 12 yıldır psikoloji bilimini hem deneyimleyip hem icra etmeye çalışıyor. Çalışmaları sürekli eğitim ve süpervizyonlarla zenginleştirme çabası içinde. Şuan Aktarım Odaklı Psikoterapi ve EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma) ile yetişkin ve ergen bireylerle çalışmakta.

Yorumlar (0)
banner44
Günün Anketi Tümü
HDP cumhurbaşkanı adayı çıkarma kararı aldı. Peki siz bu adayın kim olmasını istersiniz?
HDP cumhurbaşkanı adayı çıkarma kararı aldı. Peki siz bu adayın kim olmasını istersiniz?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 25 60
2. Fenerbahçe 24 54
3. Beşiktaş 25 49
4. A.Demirspor 25 45
5. Trabzonspor 25 44
6. Başakşehir 24 41
7. Kayserispor 25 38
8. Konyaspor 25 34
9. Karagümrük 24 31
10. Antalyaspor 25 28
11. Alanyaspor 25 28
12. Sivasspor 25 27
13. Kasımpaşa 25 26
14. Gaziantep FK 25 25
15. Ankaragücü 24 25
16. İstanbulspor 24 24
17. Giresunspor 24 23
18. Hatayspor 24 23
19. Ümraniye 25 22
Takımlar O P
1. Samsunspor 27 57
2. Eyüpspor 27 53
3. Rizespor 26 49
4. Sakaryaspor 27 49
5. Pendikspor 26 47
6. Keçiörengücü 27 47
7. Bodrumspor 27 42
8. Manisa FK 26 42
9. Boluspor 26 41
10. Bandırmaspor 26 40
11. Göztepe 26 38
12. Tuzlaspor 27 28
13. Erzurumspor 26 25
14. Altay 27 25
15. Adanaspor 27 25
16. Altınordu 26 20
17. Gençlerbirliği 26 18
18. Denizlispor 27 17
19. Yeni Malatyaspor 27 16
Takımlar O P
1. Arsenal 28 69
2. M.City 27 61
3. M. United 26 50
4. Tottenham 28 49
5. Newcastle 26 47
6. Liverpool 26 42
7. Brighton 25 42
8. Brentford 27 42
9. Fulham 27 39
10. Chelsea 27 38
11. Aston Villa 27 38
12. Crystal Palace 28 27
13. Wolves 28 27
14. Leeds United 27 26
15. Everton 28 26
16. Nottingham Forest 27 26
17. Leicester City 27 25
18. West Ham United 26 24
19. Bournemouth 27 24
20. Southampton 28 23
Takımlar O P
1. Barcelona 26 68
2. Real Madrid 26 56
3. Atletico Madrid 26 51
4. Real Sociedad 26 48
5. Real Betis 26 45
6. Villarreal 26 41
7. Athletic Bilbao 26 36
8. Rayo Vallecano 26 36
9. Osasuna 26 34
10. Celta Vigo 26 34
11. Mallorca 26 32
12. Girona 26 31
13. Getafe 26 29
14. Sevilla 26 28
15. Cadiz 26 28
16. Real Valladolid 26 28
17. Espanyol 26 27
18. Valencia 26 26
19. Almeria 26 26
20. Elche 26 13
Günün Karikatürü Tümü