DİYARBAKIR ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ RÖPORTAJ; Diyarbakır Özel Englishaddress Yabancı Dil kursunun hem Diclekent hem de Ofis Şubesinde iki ayrı seminer de sunum yapan Psiklog Sadık Sun Gazeteci Hamza Özkan’ın sorularını yanıtladı;

Söyleşimize sizi tanıyarak başlayalım...

Dicle Üniversitesi Psikoloji bölümünü bitirdikten sonra, Hasan Kalyoncu Üniversitesinde Klinik Psikoloji Yüksek Lisansını bitirmek üzereyim. Mesleki anlamda çalışmalarımı şu an Diyarbakır merkezli olmak üzere daha çok aile, çift, yetişkin ve ergen danışmanlığı, bireysel ve grup psikoterapileri alanlarında sürdürmekteyim. Evli ve 2 çocuk babasıyım.

Kaygı nedir? Sınav kaygısı nedir?

Kaygı diğer adıyla anksiyete, bireyin içsel ya da dışsal olarak yaşadığı bazı uyaranları tehlikeli veya tehdit verici olarak algılamasının sonucu olarak; kontrol etmekte zorlandığı ellerde ve ayaklarda uyuşma, çarpıntı, terleme, karın ağrısı, ağız kuruluğu gibi bedensel belirtilerin eşlik ettiği ruh halidir. Her ne kadar kaygı duygusu kişide daha çok olumsuzluğu çağrıştırsa da, yerinde ve dozajında bu duygunun varlığı günümüz insanının hayatını sürdürürken hayatta kalması, sorumluluklarını gerektiği gibi yerine getirebilmesi için en gerekli duygularından biridir.



Sınav kaygısı ise sınava dair bazı yanlış inanç ve düşüncelerden kaynaklı kişinin sınavın sonucuna yönelik felaketvari bazı senaryoları düşünsel ya da görüntüsel olarak aklından geçirterek, sınav öncesi öğrenmiş olduğu bilgi ve becerilerini sınavdaki performansına yansıtamamasıdır.

Üniversite sınavına bir ay kaldı, öğrenciler sınav kaygısını nasıl aşabilir?

Sınav kaygısı öğrencinin sınavı geçememesi halinde, rezil olurum, ailemin yüzüne nasıl bakarım, hayatım mahvolur, çevrem benim yetersiz ve işe yaramaz biri olduğumu düşünür… Gibi düşüncelerin daha çok sonucu olarak ortaya çıkan huzursuzluk, üzüntü, panik ve endişe duygularına eşlik eden sınav anında kalbinin hızlı hızlı atması,  bulantı hissi, ishal ya da kabızlık gibi mide şikâyetleri, titreme. Gibi bazı bedensel belirtiler ile kendini göstermektedir.

Özel Englishaddress Yabancı Dil ursunun hem Diclekent hem de Ofis Şubesinde iki ayrı seminer düzenlediniz. Biri sınav kaygısı diğeri ebeveynler arası iletişimin dil öğrenimine etkisi. Bir dil kursunun öğrencilerine bu tarzda seminerler vermesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sunumların içeriğinden kısaca söz eder misiniz?

Evet, hem öğrencilere yönelik hem de velilere yönelik iki ayrı oturumun kurum tarafından yapılmış olmasını isabetli ve çok önemli buluyorum. Çünkü sınava yönelik olumsuz bazı inanç ve düşüncelerin kimi zaman öğrencinin ailesinin yanlış tutumları sebebiyle tetiklenebildiği su götürmez bir gerçektir.  Bu sebeple ailelere yönelik yapılan seminerde ailelerin de kendilerine ayna tutmaları ve farkında olmadan çocuklarına verdikleri olumsuz mesajları fark edip doğru tutum ve davranışlar ile çocuklarına nasıl destek olabileceklerini görmelerini sağlamaya yönelik bir vesile oluşturarak çocuğun sınava yönelik başarısını olumlu yönde etkileyecektir.

Englishaddress’te yaptığınız sunumda “duygu bulaşıcıdır” dediniz, bu ne demek?

Bulaşıcı bazı hastalıklar gibi, duygularımızda bulaşıcıdır. Farzımuhal çevremiz sürekli karamsar ve depresif kişilerden oluşuyorsa, ne kadar neşeli ve mutlu olursak olalım, bir süre sonra Sosyolojik bir konu olan “sosyal etki ve uyma” kanununun da etkisiyle çoğunluk gibi mutsuz biri haline evirilmemiz kaçınılmaz olabilmektedir. Bu sebeple kişinin en sık takıldığı ortamları, arkadaşlık yaptığı kişileri doğru seçmesi gerekmektedir. Hele de sınava çalışan biriyse, sınav ile ilgili olumsuz düşüncelere sahip olan bireylerden uzak durarak tam tersi kendisini motive edecek, aralarında tatlı rekabet oluşturacak arkadaş seçiminin de sınav başarı üzerinde etkisi vardır. Hele de sınava yönelik çalışan ergenlik dönemindeyse ve ergenlik döneminde kişinin daha çok çevrenin ve arkadaşlarının etkisi altında kalabileceğini göz önüne alırsak arkadaş seçiminin bu dönemde ne kadar etkili olabileceğini tahmin edebiliriz.

Aynı şekilde “akıl kandırılabilir bir organdır” dediniz. Bunu biraz açar mısınız?

Zihin kandırılabilir derken zihnimiz gerçek ile gerçek olmayanı düşünsel olarak ayırt edemeyebiliyor. Örneğin izlediğimiz bir filmin gerçek olmadığını bilmemize rağmen etkisinde kalabiliyoruz. Bu sebeple yapmaktan korktuğumuz, cesaret edemediğimiz ne varsa hayalimizde canlandırarak üstesinden geldiğimizi ve geldikten sonra nasıl bir mutluluğa ulaşacağımızın zihinsel canlandırmasını zihnimiz sahte olarak algılamıyor, gerçek zannetmekle beraber bu hayali bir emir gibi algılayarak, bize bu hayali gerçekleştirmemiz için gerekli olan enerjiyi, gücü ve sabrı bize temin edebiliyor. Seçimlerimizin büyük bir kısmı hayal etmekle başlamıyor mu zaten…

Englishaddress Dicle kent şubesinde verdiğiniz “iletişim ve dil” seminerinde neyi hedeflediniz?

Hem öğrencilerin hem de ailelerin beden dilleri, jest ve mimiklerinden yola çıkarak anlatımım içerisindeki bazı ipuçlarını zihinlerine kaydettiklerini görebiliyordum. Umarım elde ettikleri bu farkındalıklarının hem kendilerine hem de çocuklarına faydası dokunur. Küçük de olsa bir katkım oluştuysa ne mutlu bana…

Her psikolog sosyal sorumluluk bünyesinde sizin yaptığınız sunumları yapmıyor. Sizin bu alandaki çabanız takdire değer. Neden bu alanda sunumlar yapma ihtiyacı duyuyorsunuz?

Mesleğim gereği zaman zaman Etkili iletişim teknikleri, Sınav kaygısı, Öfke kontrolü, şiddete yönelik korunma, Cinsel istismar ve korunma yöntemleri, ergenlik dönemi özellikleri, ikna yöntemleri… Gibi konularda seminerler, söyleşiler, TV ve radyo programları yapmaktayım. Bilginin paylaşıldıkça arttığına kendi tecrübelerimden biliyorum. Geliştirdikçe gelişirsiniz, çünkü geliştirmek için kendinizi geliştirmek zorundasınız. Verdiğim hem seminerde gönüllere dokunabilmek, küçük de olsa bir değişime vesile olmak beni ziyadesiyle memnun etmektedir.

Son olarak 17 Haziranda sınava girecek öğrencilere ve velilerine ne tavsiye edersiniz?



  • Hayatımızla ilgili birçok kez sınanma duygusunu yaşayacağız, gireceğimiz tüm sınavlar için ortak bir söylemde bulunursam sınavların sonucunun bizi hayatımızla ilgili rezil yâda vezir edecek bir kesinliğe sahip olmayacağını, sınavı geçememiş çok başarılı olmuş bireyler olduğu gibi, sınavı geçmiş ama istediği başarıyı tutturmamış nice insanımız bulunabilmektedir. Bu sebeple sınavın sonucunun başarısız olması kişinin başarısız bir insan olduğunu göstermez. Sadece sınava çalışma yöntemlerinin başarısız olduğunu gösterir. Bundan da kendimize gerekli dersleri çıkarabildiysek, tecrübe ettiysek bu bir başarısızlıktan ziyade bir kazançtır birey için.

  • Sınav öncesi bol bol pozitif hayal kuracağız

  • Motivasyonumuzu kırabilecek, çok karamsar duyguları olan bireyleri en azından sınav öncesi kendimizden uzak tutacağız

  • Beslenmemize, uykumuza, kısacası sağlığımıza dikkat edeceğiz. Ne de olsa sağlam kafa sağlam vücuda bulunur.

  • Sınava yönelik deneme sınavlarına katılarak bol sınav pratiği yapmalıyız.

  • Sınava gireceğimiz yeri önceden gidip görerek sınav ortamının yabancılığını tanınır hale getirerek daha rahat bir duyguyla sınava girebiliriz.

  • Sınava 2 gün kala ders çalışmayı bırakıp, deşarj olabileceğimiz etkinlikleri gerçekleştirelim.

  • Ailelere yönelik de son olarak şunu ifade etmek isterim. Çocuklarınız sizin için her daim değerli olsun, kendilerini başkalarıyla kıyaslamayın, koşulsuz olumlu olarak kabul edin ve sevin, sınava evinizin gündemdeki konusu olmasın, çocuğunuza nasihat etmeyin, bunun yerine doğru aktif bir dinlemeyle anlamaya çalışarak duygularını dile getirmelerini sağlasınlar…


Ötekilerin Gündemi olarak teşekkür ederiz...

 
Editör: Haber Merkezi