DİYARBAKIR ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ- "Bir İnsan Hakları Savunucusu olarak Avukat Tahir Elçi" isimli yüksek lisans çalışmasını yazan ve Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfında yönetim kurulu başkan yardımcısı  Avukat Neşet Girasun Gazeteci Hamza Özkan'ın sorularını yanıtladı;



Öncelikli sizi tanıyarak başlayalım Neşet Girasun kimdir?

Cizreliyim. Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde, yüksek lisans eğitimini İstanbul Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku bölümünde tamamladım. 5 yıl İstanbul’da, son 6 yıl Diyarbakır’da olmak üzere 11 yıldır serbest avukatlık yapıyorum. 2016-2018 yılları arasında Diyarbakır Barosu yönetim kurulu üyesi olarak çalıştım. Nisan ayında kuruluşunu ilan eden Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfında yönetim kurulu başkan yardımcılığı görevini üstlendim.



Tahir Elçin ile uzun bir zaman birlikte aynı büro ve aynı baroda çalıştınız? Tahir Elçi kimdir Neşet Giresun’un gözünden bakınca?

Tahir Elçi Kürt dili ve kültürü ile yoğun bir şekilde etkileşim içerisinde olan, olağanüstü bir sabıka, disipline ve çalışkanlığa sahip bir entelektüel ve üst düzey bir avukattı. Liderlik özelliğinin bir yansıması olarak meselelere soğukkanlılıkla ve objektif yaklaşabilen ve çevresindeki insanlara güven veren ve rahatlık sağlayan bir karaktere sahipti.

Her insan hakları savunucusu aynı zamanda barış aktivistidir.  Sizce Tahir Elçi barışa bedenini ortaya koyacak kadar neden tutkuyla bağlıdır”

Hem Son 30 yılın şahidi, sanığı ve yaşanan birçok önemli olayın avukatı olması hem de vicdan sahibi dürüst bir aydın olması sebebiyle insan hakları ihlalleri konusundaki çalışmalarıyla örnek bir insan, toplumsal yönü ağır basan siyasal meselelere dair cesur bir şekilde görüşlerini ifade eden ve somut olarak bir şeyler yapmaya çalışan idealist bir insandı. Doğduğu ve ömrünün tamamını geçirdiği coğrafyanın yaşadıklarına kayıtsız kalmak onu rahatsız ve huzursuz ediyordu.



 

Barışı ve insan haklarını savunmak ağır bedeller ödemeyi beraberinde getiriyor, insan hakları savunucuları hangi bedelleri ödemek zorunda kalıyor, hayatları hangi zorlukların pençesinde geçiyor ve Tahir Elçi’ye bu perspektiften bakınca neler görüyoruz?

İnsan hakları savunucuları her zaman her türlü iktidar odağının hışmına maruz kalma potansiyelini taşırlar. Çünkü insan hakları savunucuları, hak ihlallerine sebebiyet verenlerin veya barış karşıtı olanların “oyun”larını bozmaya çalışırlar bazen de bozarlar. Bu sebeple insan hakları savunucuları tehdit, şantaj, yıldırma, gözaltı, tutuklama ve öldürülme gibi birçok risk ile karşılaşabilirler. Tahir Elçi 23 yıllık avukatlık ve insan hakları savunuculuğu yaşamında farklı zamanlarda bu durumların tümünü yaşadı. Bir insan hakları savunucusunun ödeyebileceği en büyük bedeli canıyla ödedi.



Siz Tahir Elçi’nin vurulmasını nasıl değerlendiriyorsunuz,  Tahir Elçi davasının ciddi bir şekilde soruşturulduğunu düşünüyor musunuz, bu dava ne aşamada?

Tahir Elçi, Diyarbakır’ın ortasında onlarca gazetecinin gözleri önünde ve ikisi emniyet birimlerine ait olan onlarca kameranın kayıtta olduğu bir anda, 30’un üzerinde polisin bulunduğu bir sokakta öldürüldü. Soruşturma makamları gerekli çabayı ortaya koysaydı bu cinayet bir kaç günde çözülecekti. Ancak Tahir Elçi cinayeti son 30 yılın en önemli siyasi cinayetlerinin başında gelmektedir. Bu sebeple bu cinayet soruşturma makamlarını da aşan bir nitelik taşıyor. Güçlü bir siyasi irade de gerekiyor.



Tahir Elçi’ye ilişkin neden akademik bir çalışma yapma ihtiyacı hissettiniz? 

Aslında tezimin  konusunu “Türk İş Hukukunda Sendikal Ayrımcılık Yasağı” olarak belirleyip epey yol kat etmiştim. Ancak Tahir Elçinin öldürülmesinden sonra “Bir İnsan Hakları Savunucusu Olarak Avukat Tahir Elçi” olarak değiştirdim. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de avukatlar insan haklarının ve insan hakları hukukunun gelişimine yürüttükleri mücadele ile büyük katkı sundular. Bu bağlamda Tahir Elçi çok özel bir yere sahiptir. Tahir Elçi’nin büyük bir fedakârlık, emek ve mücadele ile ortaya koyduğu avukatlık ve insan hakları savunuculuğu pratiğini kısmen de olsa kayıt altına almak istedim. Öte yandan birçok avukatın ve insan hakları savunucusunun bu bağlamda yaşamına ilişkin nadiren eserler kaleme alınıyor. Ama Yargıç Dr. Orhan Gazi Ertecin yazdıkları ile bu alandaki boşluğun doldurulmasına çok önemli bir katkı sunuyor.


 


Vakıf bünyesinde ne tür çalışmalar yapmayı hedefliyorsunuz. İlk çalışmanız ne olacak?

Bu vakfın öncelikli amacı Tahir Elçi ismini yaşatmak ve yaptıklarını görünür kılmaktır. İnsan haklarının gelişimine katkı sunmak için geniş bir yelpazede dil, kültür, eğitim, sanat gibi alanlarda birçok etkinlik yapmayı planlıyoruz. Tamamen Kürtçe olan DERWAZE isimli beşeri ve sosyal bilimler dergisinin 3.sayısı vakfımızın katkıları ile Mart ayında çıktı. Bundan sonraki sayılar da vakfımızın katkıları ile çıkacaktır. Vakfımızın faaliyet alanlarından biri olan sosyal çalışmalar kapsamında yaptığımız çağrı sonrasında yapılan bağışlar ile Sur İlçesinde yaşayan ihtiyaç sahibi 425 aileye gıda paketleri 22 Mayısta teslim edildi.

Ötekilerin Gündemi olarak teşekkür ederiz…

Editör: Haber Merkezi