VAN ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ SÖYLEŞİ- Ötekilerin Gündemi' ne konuşan İstihdam uzmanı, yazar Sinan Ok, "Ekonomik kriz ve derin yoksulluğa karşı toplumsal dayanışmayla mücadele etmeliyiz." dedi.

1990 Körfez Krizi

Türkiye ekonomisinin dış etkilerle şekillenen ilk krizi 1990 yılındaki Körfez Krizi'dir. Birleşmiş Milletler'in Irak ve Kuveyt'e müdahaleleri ile şekillenen Körfez Savaşı bu krizin önemli olaylarındandır.

Nisan 1994 krizi

 5 Nisan Kararları Türkiye, 90'lı yıllardaki en derin krizini 1994 yılında yaşamıştır. 1994 öncesinde kamu kesimi faiz dışı harcamaları, kamu gelirlerinden daha fazla açık vermiş, Kamu kesimi kazandığından daha fazlasını harcamıştır. Kamu borçlarının Merkez Bankası ile finanse edilmesi sonucunda Türkiye ilk defa hiper enflasyonu yaşamış, ardından yapılan kısmi; ama yeterli olmayan iyileşmeler neticesinde Türkiye krizden çıkabilmiştir.

2001 Türkiye ekonomik krizi, ya da Kara Çarşamba,

Türkiye tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden biridir. Millî Güvenlik Kurulu toplantısında cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile başbakan Bülent Ecevit arasındaki siyasi kriz bir anda tüm ülkeyi etkisi altına alan ekonomik bir krize dönüşmüştür. Türkiye'nin Şubat 2001 finansal krizi, beklenmedik ölçüde ekonomik daralmayla sonuçlanmanın ötesinde, ülkenin orta vadeli perspektifini değiştiren yeni koşulları da beraberinde getirmiştir. Ekonomik beklentilerin olumsuzlaştığı bir ortamda, Hazine'nin yüklü bir borç itfası öncesinde 19 Şubat 2001'de beklenmedik siyasi gerginlikler yaşandı. Kriz, Milli Güvenlik Kurulu toplantısında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Bülent Ecevit arasındaki tartışmayla patlak verdi. 21 Şubat 2001 tarihli toplantıda Sezer'in Ecevit'e anayasa kitapçığı fırlatması olayından hemen sonra İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda %18,1 oranında düşüş yaşandı gecelik faizler %7500’e kadar yükseldi. Daha sonra "dalgalı kur" sistemine geçilmesi yönünde karar alındı. Başbakan'ın "devlet yönetiminde kriz var" açıklamasıyla birlikte mali piyasalarda panikle başlayan süreç, yerli parayı savunmak için gecelik faizlerin çok yüksek oranlara ulaşmasına rağmen, yerleşiklerin yoğun döviz talebi nedeniyle Merkez Bankası'nın 5 milyar dolarlık döviz satışıyla sonuçlandı. Kamu bankalarının likidite ihtiyacının karşılanamaması, ödemeler sistemini kilitleyecek boyutlara ulaşmıştı. Banka sistemindeki büyük çöküşü önlemek için TL'nin yabancı para birimleri karşısındaki değeri dalgalanmaya bırakıldı. Bir gün önce 670 bin TL olan dolar 1 milyon TL'yi aştı. Bunun sonucunda yabancı bankalar vadesi gelmemiş kredilerini geri çekmeye başlayınca 21 Şubat'ta bankalar arası para piyasasında gecelik faiz %6200'e kadar çıktı.Yapılan bu örtülü devalüasyon ile, TL’nin değeri %40 civarında düştü. Devletin borcu da 29 katrilyon TL arttı. Yapılan detaylı inceleme sonucunda reel ekonomide arz ve talep yönlü daralma meydana geldiği için, krizden çıkışın Türkiye'nin eski krizlerinin aksine birkaç haftada olmayacağı görüşü yaygınlık kazandı.

2008 küresel ekonomik krizi

2008-2012 Küresel Ekonomik Kriz İzlanda borsası indeksi OMX Iceland 15'te 2008 yılında gözlenen ani düşüş 2008 Ekonomik Krizi, 2008 yılının son aylarında ortaya çıkan ve dünyanın birçok ülkelerini olumsuz yönde etkileyen ekonomik gelişmelerdir. 1929 Dünya Ekonomik Bunalımıyla kıyaslanan bu kriz özellikle Eylül 2008 ayında gözle görülür hale gelmiştir. ABD'deki taşınmaz mal piyasasının birden değer kaybetmesi ve bunun sonucu olarak tutulu satışlardaki kişisel iflasların artmasının bu krizi tetiklediği sanılmaktadır.

2018-22 döviz ve borç krizi

2018-22 Türkiye döviz ve borç krizi 2018-22 Türkiye döviz ve borç krizi, Türkiye'de devam eden ve finansal bulaşma yüzünden uluslararası yansımaları olan bir ekonomik kriz. Türk lirasının rekor değer kaybı, gelir adaletsizliği, çok yüksek enflasyon, daimi artan borç ve karşılık gelen kredi temerrütleriyle karakterize olup krizin genel olarak, Türkiye ekonomisindeki en yüksek cari açık ve yabancı para borcunun, faiz politikasına ilişkin alışılmışın dışında atılımlar ile birleştiği düşünülmektedir. Kriz, liranın dalgalanmalar hâlinde çok büyük oranda değer kaybetmesiyle görünür olmaya başladı ve sonraki aşamada ödenemeyen borçlar ve ekonomik daralma ile daha derin bir boyuta ulaştı. Enflasyon oranı çift hanelerde takılıp kalınca stagflasyon ortaya çıktı. Kriz, kolay kredi ve devlet bütçesiyle desteklenen inşaat sektörü patlamasının yarattığı geçici ekonomik büyüme döneminin sonunu getirdi. 2016 yılı itibarıyla etkisini gösteren Türkiye döviz ve borç krizi, sosyal ve ekonomik olarak en çok döviz kurları ve Merkez Bankasının döviz rezervleri üzerinde hissedilmiştir. Merkez Bankası'nın verilerine göre, 1 Ocak 2018 tarihinde 3.78 seviyesinde bulunan dolar kuru, 20 Nisan 2020 tarihi itibarıyla 6.95 seviyesine yükselmiştir. Aynı dönemde Avrupa Para birimi Euro ise, 4.54 seviyesinden 7.53 lira seviyesine yükselmiştir. Yine Merkez Bankasının piyasalar tarafından önemle takip edilen döviz rezervleri de 2018 sonrası önemli düzeyde düştü. 2018 yılı Ocak ayında Merkez Bankasının net döviz rezervi 77.9 milyar dolar iken, 2020 yılı Ocak ayı itibarıyla 33.9 milyar dolara gerilemiştir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası EVDS Çalışma Grubu verisine göre 5 Ocak 2018 tarihindeki brüt döviz rezervi 87,466 milyar dolar, 23 Ekim 2020 tarihinde 45,086 milyar dolardır. Yükselen dolar kuru, 11 Ekim 2021 itibarıyla 9₺'yi aştı ve ilerleyen aylarda gelen faiz indirimlerinin de etkisiyle 12 Kasım 2021 tarihinde 10₺ seviyesini ilk defa gördü. Yükselen dolar kuru, 18 Kasım 2021 itibarıyla 11₺‘yi geçmiştir. 23.11.2021 tarihi itibarıyla dolar gün içinde %13 artarak 13,46 değerine ulaştı.18.12.2021 tarihi itibarıyla dolar gün içinde %8 artarak 16.70 değerine ulaştı. 12 - 18 Aralık 2022 haftası Türk Lirası dolar karşısında %20.11 değer kaybetmiş oldu. 09 Mart 2022 tarihi itibarıyla dolar kuru 14,53 değerine ulaştı 16.08.2022 tarihi itibariyle dolar ay içerisinde %3.55 değer kazanarak 17,97 değerine ulaştı ve 17,96 ile işlem görmeye başladı euro 18,23 İngiliz sterlini 21,62'den işlem görmekte. Bu krizlerin en önemli nedeni ise Kürt sorunu çözümsüz bırakmasıdır.

Ok; Tarihe karışan hükümetlerin sonunu getiren krizlerdir. Nitekim 1991-1993/ DYP-SHP Koalisyonu, 1996/ ANAP-DYP Koalisyonu, 1997/ Refah Partisi-DYP Koalisyonu, 1999/ ANAP-DTP-DSP Koalisyonu, 2002/ DSP-MHP-ANAP Koalisyonu gibi. Bu dönemde AKP ve MHP sonunu getireceği kanaatindeyim  dedi. Dayanışma çağrısı yapan Ok; dayanışmada ve çözümde yana olan bizler, ekonomik krizin iyileşmesi  ve derin yoksulluğun daha derinleşmemesi için komün yaşam felsefesiyle sorunların bu çözümünü esas alarak dayanışma kültürümüzü yaygınlaştırmalıyız" diyen Ok;

Ok'la söyleşimizin devamı şöyle;

Sinan Ok

İstihdam uzmanı, yazar. Gazi Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü mezunu. Ankara Üniversitesi Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı’nda “Erkeklik Krizi ve İşsizlik” bitirme teziyle yüksek lisans yaptı. TODAİE kapsamında “Devşirme Milliyetçilik: Yurttaşlığı Değiştirilen Sporcular” master tezi ve Ankara Üniversitesi Siyaset Anabilim Dalı’nda “Ulus, Devlet ve Din İlişkileri” doktora tezine devam ediyor. İŞKUR Genel Müdürlüğü’nde İstihdam Uzmanı olarak 11 yıl görev yaptı. 6 Ocak 2017 tarihli, 679 Sayılı OHAL KHK’si kapsamında "iş bulma kurumu tarafından işsiz bırakıldı.” KESK’e Bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) işyeri temsilcisiydi.

Merhaba sevgili okur; dünden bugüne, bugünden yarına; emeğiniz, dayanışmanız ve duyarlığınız için bir kez daha teşekkür ederiz

Ötekilerin Gündemi dezavantajlı grupların sesi oluyor. Diyarbakır'da faaliyet gösteren gazete sesi ulusal medyada duyulmayan kesimlerin haberlerini yaygınlaştırıyor.

Sizler de kanalımıza abone olabilir, Sosyal Medya Hesaplarımızı takip edebilirsiniz ve arkadaşlarınıza önerebilirsiniz..
Sosyal Medya Hesapları:

WEP ► https://www.otekileringundemi.com/

Twitter ► https://twitter.com/OtekilerinG

Facebook ► https://www.facebook.com/OtekilerinG/

Instagram ► https://www.instagram.com/otekilerin_gundemi/

YouTube► https://tinyurl.com/2kjpj5w8

Linkedin► https://www.linkedin.com/feed/

E. posta ► [email protected] [email protected]

Editör: Haber Merkezi