CHP ANKARA MİLLETVEKİLİ YILDIRIM KAYA TBMM Genel Kurulu Milli Eğitim Bakanlığı 2021 Bütçe görüşmelerinde kurul konuşmasında; Anayasa ve yasaları ayaklar altına aldığınız, için şu an aramızda olamayan İstanbul Milletvekilimiz Enis Berberoğlu’na Halkın bütçesini bu kürsüden konuşacağı özgür günleri getirme sözü veriyoruz…

Selam olsun Enis yoldaşımıza…

Selam olsun halkın oyları ile seçilip, hukuk darbesiyle Milletvekilliği ellerinden alınan halkın vekillerine…

Değerli Milletvekilleri

Bugün 13 Aralık, 17 yaşındaki Erdal Eren’in 12 Eylül askeri faşist darbesinde yaşı büyüterek idam edildiği gün. Erdal Eren’i unutmadık. Bir kez daha saygıyla anıyorum.

Babil Kralı Hammurabi M.Ö. 1754 yılında “Hammurabi Kanunları”ni taş üzerine kazıtarak günümüze ulaştırmıştır.

3 bin 800 yıl önce tahtını asla bırakmayacağını düşünen Hammurabi’nin adalet anlayışı, 21. yüzyılda AKP’nin adalet anlayışından daha adil!

Günümüzde adalet dağıtmak bir yana, adaleti gasp eden yargıçlar korunuyor, onları koruyan yöneticiler koltuklarında oturmaya devam ediyor.

Değerli Milletvekilleri

Yıllardır yapılan yanlışları ve eksiklikleri bir bir anlatıyoruz.

Neyin nasıl yapılması gerektiğini söylüyoruz…

Ancak söylenenlerin tersini yapmaktan geri durmuyorsunuz…

2019 ve 2020 bütçe görüşmelerinde de Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerine konuştum ve madde madde yapmadıklarınızı anlattım…

Biz artık anlatmaktan bıktık, ama siz yanlış yapmaktan bıkmadınız.

Bugün öğrencilere, öğretmenlere, velilere ve eğitim dünyasına seslenmek istiyorum. 

Sevgili öğrenciler

Değerli öğretmenlerim

Kıymetli veliler

Saygı değer eğitimciler

AKP’nin 18 yıllık iktidarında eğitimin geldiği nokta; Mutlu bir öğretmen, mutlu bir öğrenci, mutlu bir veli, bulan olursa seve seve tanışmak isterim.

Bugün size tüm olumsuzluklara rağmen bu düzeni değiştirebileceğimiz, umut dolu planlarımızı anlatmak istiyorum.

Umut her zaman var!

Umut var oldukça gelecek günler aydınlık yarınlara gebe…

Eğitimde çözülemeyecek sorun yok!

Yeter ki sizler umudunuzu kaybetmeyin, her türlü sorunla başa çıkacak azmimiz, bilgi ve birikimimiz var.

150 yıl önce İtalya’nın ilk kadın doktoru, pedagog ve antropoloji Profesörü Maria Montessori her çocuğun bireyselliğine azami ölçüde uyan bir pedagoji geliştirerek, 1899’da eğittiği zeka geriliği olan çocukların, zihinsel engellerine rağmen uyguladığı eğitim metoduyla velilerin umudu olmuştur.

İşte bu umut dolu eğitim sistemini Mustafa Kemal Atatürk İtalya’dan alarak; Sakarya meydan savaşı sırasında Ankara’da 15-21 Temmuz 1921 yılında toplanan Muallimler Şurasına katılır ve Cumhuriyetin kurulması ile birlikte eğitimde uygulayacakları EĞİTİM MODELİ olarak Maria Montessori’nin bu kitabını öğretmenlere dağıtır.

1924 yılında ise; Dünyanın önde gelen eğitim bilimcilerini Türkiye’ye davet ederek;

Çağdaş eğitim sisteminin, evrensel ilkeler doğrultusunda ülkemizde hayata geçirilmesinin temelleri yokluk içerisinde atılır.

Cumhuriyetin ilk yıllarında okuma-yazma oranı %5 bile değilken ve nüfusun %80’inin köylerde yaşadığı bir dönemde 1937 yılında “Köy Eğitmenler Yasası” çıkarılmış, 1940 yılında ise 21 yerde Köy Enstitüleri kurulmuştur.

Dünyaya örnek olan bu model, birçok eğitimci tarafından desteklenmiş ve kabul görmüştür.

Başöğretmen Atatürk ve Türk Devriminin aydınlanmacı öğretmenlerinden

Mustafa Necati,

Hasan Ali Yücel,

İsmail Hakkı Tonguç,

Fakir Baykurt ve daha nicelerini yetiştiren Cumhuriyetimizin Bilimsel ve Çağdaş Eğitim anlayışıdır.

Geçmişte TÖS’ten TÖBDER’e dünyanın en önemli öğretmen örgütlülüğüne sahip olan öğretmenlerimiz, bugün yandaş sendikalara mahkûm edilmekte, örgütlü hareket etmesi engellenmekte, söz söylemesi dahi istenmemektedir.

Oysa biz Fakir Baykurt’lardan biliyoruz ki “Öğretmen yalvarmaz, öğretmen boyun eğmez, öğretmen el açmaz, öğretmen ders verir!

Geçmişte yaptık, yine yaparız!

Sevgili öğretmenlerim umutsuzluğu sınıflarınızdan içeri almayın…

Hep birlikte umudu iktidara taşıyacağız…

Tıpkı Cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi eğitimde çağdaş ve evrensel ilkeleri benimseyerek çocuklarımıza umut olacağız.

Buradan AKP’nin yapmadıklarını değil, CHP olarak yapacaklarımızı anlatmak istiyorum…

Değerli halkımız

Yapılacak ilk seçimde halkın iktidarını kuracağız…

Eğitimi yapboz tahtası olmaktan çıkartacağız.

Siyasal iktidarlara göre şekillenen eğitim değil, milli bir eğitim sistemini kuracağız.

Öğretmen Meslek Kanunu’nu çıkaracağız.

Öğretmenlerin toplumsal itibarını yeniden kazandıracağız.

Bütün öğretmenler kadrolu çalışacak, ücretli ve sözleşmeli öğretmen uygulamalarına son vereceğiz.

Öğretmen tayinlerinde adil olacağız ve ayrı kalan eşleri birleştireceğiz.

24 Kasım öğretmenler gününde birer maaş ikramiye vereceğiz.

Öğretmenlere 3600 ek gösterge vereceğiz.

2002’de AKP iktidara geldiğinde bütçeden eğitim yatırımlarına ayrılan pay yüzde 17,18 iken, 18 yılın sonunda bu pay yüzde 7,36’ya düşürüldü.

Biz bu payı en az yüzde 18’e çıkaracağız.

Köy okulları yeniden açılacak.

Nerede öğrenci varsa, orada öğretmen ve okul olacak.

Her okulun ayrı bir bütçesi olacak.

Okul Aile Birlikleri işlevsel hale getirilecek.

Eğitimin bileşenleri ile işbirliği içinde olarak, eğitim politikalarını birlikte belirleyeceğiz.

EĞİTİM- ÜRETİM İLİŞKİSİNİ YENİDEN KURACAĞIZ

Eğitim olmadan üretim olmaz, üretim olmadan da eğitim olmaz.

Köy Enstitülerinde olduğu gibi okul kooperatiflerini yeniden kuracağız.

Kırsal kalkınmada birer eğitim kurumu olarak kooperatifleri canlandıracağız.

Organize sanayi bölgelerinde Teknoloji Liseleri kuracağız.

Katma değeri yüksek ürünler üretecek bilgi ve birikime sahip insan yetiştireceğiz.

Eğitim hakkından yararlanmanın önündeki en büyük engellerden biri olan 4+4+4 ucube eğitim sistemi yerine bilimsel temellere dayalı olarak okul öncesi eğitimi de içeren kesintisiz zorunlu eğitim sistemini getireceğiz.

Ders kitaplarının içeriğini 21. yüzyıl dünyasına, akla ve bilime uygun hale getirerek, öğrencilere ücretsiz dağıtacağız.

Devlet okullarında Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olan nitelikli okul, niteliksiz okul ayrımını ortadan kaldıracağız.

Eğitimde fırsat eşitliğini sağlayacağız.

Eğitim parasız olacak, öğrenciden ve veliden para toplanmayacak.

Taşımalı eğitime son verilerek, gerekirse öğretmenleri taşıyacağız.

Birleştirilmiş sınıflar ve ikili eğitime son vererek, Normal eğitime geçeceğiz.

Öğretmen yetiştirme programı yeniden düzenlenecek, eğitim fakülteleri ihtiyaca göre öğrenci alacak.

Çalışan öğretmenlerin tamamı yeni müfredata göre hizmet içi eğitimden geçirilecek.

Yönetici atamaları liyakate göre yapılacak.

İlk bir yıl içinde 250 bin öğretmen ataması yapılacak.

Mesleki teknik öğretmenleri, edebiyat öğretmenleri, felsefe grubu öğretmenleri, beden eğitimi, müzik ve resim öğretmenleri gibi branş öğretmenlerinden ihtiyacı karşılayacak sayıda atama yapılacak.

Yasanın öngördüğü sayıda engelli öğretmen ataması yapılacak.

AKP iktidara geldiğinde atanmayan öğretmen sayısı 72 bin iken, şimdi bu sayı 600 bini geçti.

Bizim iktidarımızda atanmayan öğretmen kalmayacak.

Değerli Milletvekilleri

1933’te “Üniversite Reformu”nu gerçekleştiren Türkiye, dönemin Nazi Almanya’sından kaçan bilim insanlarını kabul ederken, 17 Kasım 1933’te Atatürk’e bir mektup yazan Albert Einstein, başka bilim insanlarının da ülkemize kabul edilmesini rica etmektedir. Bugün ise ülkemizdeki bilim insanları Türkiye’yi terk etmekte, gençlerin yüzde 76’sı yurtdışında okumak istemektedir. 1933 Üniversite Reformunu yok edenlerden bugün reform beklemek nafiledir.

Anayasal garanti altında olan akademik özerklik ve bilimsel özgürlükler üniversite fikrinin, kültürünün ve işleyişinin temel ayaklarından olup bu ilkelere uygun şekilde üniversiteler yeniden yapılandırılacaktır.

 YÖK’ü kaldıracağız!

Üniversitelerde tarikat ve cemaat yapılanmalarına son verilecek, rektörler bizzat üniversite hocaları, öğrenci temsilcileri ve çalışanlar tarafından seçilecektir.

Ulusal düzeyde üniversitelerde aşağıdan yukarıya;karar, yürütme, denetim ve değerlendirme sistemleri oluşturulacak.

KYK borçları silinecek, ihtiyacı olan her öğrenciye karşılıksız burs vereceğiz.

KHK ile işten atılanların adil yargılanma sonucunda suçsuzluğu ispat edilenleri, geriye dönük haklarını vererek görevlerine iade edeceğiz.

Uzaktan eğitimde, altyapı eksikliklerini gidererek, öğrencilerin eğitime erişimindeki tüm engelleri ortadan kaldıracağız.

Bilgisayarı ve ücretsiz internet bağlantısı olmayan öğrenci ve öğretmen kalmayacak.

Uzaktan eğitim sürecinde çalışan velilere dönüşümlü eğitim izni vereceğiz.

Öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin üzerine örttüğünüz o karanlık örtüyü milletimizle birlikte, her birimiz bir yerinden tutarak kaldıracağız.

Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da belirttiği gibi; “iyilik bulaşıcıdır.”

Bunun için insan yetiştirmenin temelinde iyi insan olmak birinci önceliğimiz olacak.

MÖ 322-384 yılları arasında yaşamış ünlü filozof Aristoteles, “Yoksulluk devrimin ve suçun atasıdır”  der.

Siz 2 bin 400 yıl sonra hala bu sözü hayata geçirmek için uğraşıyorsunuz.

İnsanları açlıkla, yoksullukla imtihan etmeye kalkıyorsunuz.

Ancak unutmayın ki insanlık zulme karşı adaleti, insan haklarını ve eşitliği sağlamak için tarihte büyük devrimler gerçekleştirmiştir.

Demokrasi Devrimini gerçekleştirmek için yolumuz açık olsun…

( Kaynak: https://www.habereguven.com/yildirim-kaya-egitim-uretim-iliskisini-yeniden-kuracagiz/ )

Editör: Haber Merkezi