ANKARA-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, hasta tutukluların ölüm döşeğinde tahliye edildiklerine dikkati çekerek, “Yaşananlar cinayet, fail ise devlettir” dedi. Gergerlioğlu, 6 aydır hastaneye gidemeyen tutukluların da olduğunu kaydetti.


Cezaevlerindeki hasta ve ağır hasta tutukluların ağırlaşan durumlarına rağmen yetkililer sessizliklerini koruyor. Koronavirüs (Kovid-19) salgını için en tehlikeli yerlerin başında ise cezaevleri geliyor. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) açıkladığı son verilere göre, cezaevlerinde tespit edilebilen 604’ü ağır olmak üzere; bin 605 hasta tutuklu bulunmakta. Bu tutukluların birçoğu Adli Tıp Kurumu (ATK) ve hastane raporlarına rağmen serbest bırakılmıyor.


İnfaz Yasası'nda 2013'te yapılan değişikliğe göre, ağır hastalık nedeniyle hayatını yalnız sürdüremeyen tutukluların cezasının infazının ertelenmesi gerekiyor. Ancak tutukluların ağır hastalıklarına rağmen, “Toplum güvenliği için tehlike oluşturmamak” gerekçesiyle tutuklular serbest bırakılmıyor. Söz konusu yasanın gerekçe gösterilmesiyle birlikte, sadece 2020 yılının ilk sekiz ayında beş hasta tutuklu, tahliye edildikten kısa bir süre sonra yaşamını yitirdi.


SON BİR HAFTADA İKİ ÖLÜM


Mahkemelerin “Toplum güvenliği için tehlike oluşturmamak” gerekçesiyle gerçekleştirmediği tahliyeler sonucu son bir hafta da iki kişi hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerden biri de Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Cihan Haber Ajansı’nın Uşak muhabiri Mevlüt Öztaş. Cezaevinde kansere yakalanan Öztaş, ATK raporu üzerine 26 Haziran'da tahliye edildi. Böbrek yetmezliği olan Öztaş’ın tahliyesinin gecikmesi ve zamanında müdahale edilmemesi nedeniyle kanseri son evreye kadar ilerledi. Öztaş geç tahliye edilmesinden dolayı, 19 Ağustos Çarşamba günü yaşamını yitirdi. Cezaevinde yakalandığı mide kanserinin ilerlemesine rağmen uzun süre tahliye edilmeyen yönetmen Fatih Terzioğlu da Öztaş ile aynı kaderi paylaştı. Öztaş’tan dört gün sonra yaşamını yitiren Terzioğlu ise 11 Temmuz'da tahliye edilmişti.


3 BENZER ÖLÜM


Osmaniye 2 No'lu T Tipi Kapalı Cezaevin’de tutulan, kalbi yüzde 25 çalışan ve iki kez bağırsak kanaması geçiren hasta tutuklu Sabri Kaya da öleceği anlaşılınca tahliye edilmişti. Sabri Kaya tahliye kararından birkaç saat sonra 22 Mayıs'ta yaşamını yitirdi.  Bitlis E Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutukluyken kansere yakalanan ve ATK’nın infazın ertelenmesi yönündeki kararına rağmen hastalığının son evresinde tahliye edilen Erdinç Tülay da diğer hasta tutukluların kaderini paylaşıp, 4 Temmuz'da yaşamını yitirdi.  Cezaevinde hastalanan ve tedavi süreci geciktirilen böbrek kanseri hastası Medeni Arifoğlu da geç tahliye edildiği için yaşamını yitirdi. Arifoğlu 25 Ocak'ta yaşamını yitirdi.


'ÖLÜMLER BİRER CİNAYET'


Meclis’te sürekli hasta tutukluların durumunu gündeme getiren Hakların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili ve Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu yaşanan ölümlerin sebebi olarak geç tahliyelerin olduğunu söylüyor. “Yaşanan ölümler cinayet, fail ise devlet” diyen Gergerlioğlu, salgın ile birlikte hak ihlallerin zirve yaptığını ve şu anda bile hasta olmasına rağmen altı aydır hastaneye gidemeyen tutukluların olduğu bilgisini verdi. Gergerlioğlu, ayrıca sorunun sistemsel olduğuna da dikkati çekti.


EN FAZLA BAŞVURU TUTUKLULARDAN


Hasta tutukluların ölüm döşeğinde tahliye edildiklerinin altını çizen Gergerlioğlu, “Cezaevlerinde bu tür sorunlar hep vardı ama 2016 yılında ilan edilen Olağanüstü Hal’den (OHAL) sonra bu çok fazla arttı” dedi. Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nda, insan hakları ihlallerine ilişkin yapılan başvurulara değinen Gergerlioğlu, toplam 5 bin 665 başvurunun 4 bin 518’inin tutuklu ve hükümlüler tarafından yapıldığını bilgisini verdi. Gergerlioğlu, tutuklular tarafından yapılan başvuruların nedenlerini ise, şöyle sıraladı: “Koşullarının iyileştirilmesi, kötü muamele, sevk talebi, sağlık hizmetlerine erişim ve temel ihtiyaçlar.”


GÖZ GÖRE GÖRE ÖLÜYORLAR


Hasta tutuklulara dair Meclis’e verilen binlerce soru önergesine rağmen, bakanlığın tedbir almadığını söyleyen Gergerlioğlu, ayrıca cezaevlerinde de yeterli sağlık ekipmanları ile doktor olmadığını belirtti.  Gergerlioğlu, “İnsanlar göz göre göre ölüyorlar. Bu insan değerinin olmadığını gösteriyor.  Bizi en çok kahreden durum da bu. Siyasi kararlar ile tutuklular bırakılmıyor. Hasta tutukluların durumu cezaevi müdürlerinin keyfine bırakılmış durumda ve kimse sorgulamıyor. Bunların hepsi cinayettir” diye konuştu.


GEREKÇE 'TOPLUM GÜVENLİĞİ’


ATK’nin cezaevinde kalamaz raporlarına rağmen hasta tutukluların cezaevinde tutulduğuna değinen İHD Merkezi Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Nuray Çevirmen ise yaşanan ölümlerin sebebinin 24 Ocak 2013 tarihinde 6411 sayılı yasanın 16’ncı maddesinde yapılan değişiklik olduğunu belirtti. Çevirmen, yapılan değişiklikle birlikte “Toplum güvenliği için tehlikeli olmama” şartı getirildiğini böylece tahliyelerin önünde engel oluşturulduğunu kaydetti. Çevirmen “Hastanelerde, ATK’den cezaevinde kalamaz raporu alınsa bile bu gerekçe ile mahpuslar cezaevinde tutuluyor” dedi.


ÖLÜMLERE GÖZ YUMULUYOR


Hasta tutukluların tahliye edilmeyerek ölümlerine göz yumulduğunu söyleyen Çevirmen, cezaevlerinde ATK raporuna rağmen bırakılamayan onlarca tutuklunun olduğunu ancak kesin sayının yetkililer tarafından paylaşılmadığı için bilinmediğini söyledi. Çevirmen, şöyle devam etti: “Cezaevlerinde kimi tutukluların durumu çok ağır olmasına rağmen ATK’den rapor alamıyor, kimi tutuklular ise çeşitli hastanelerden ‘cezaevinde kalamaz’ yönünde rapor alsa bile ATK’nin o raporu onaylaması gerekiyor. Böyle olduğundan dolayı ATK engeli aşılsa bile; hala cezaevinde tutulan hastalar var. Biz defalarca bu konu ile ilgili taleplerimizi dile getirdik, herkeste bu konunun farkında ama bir ilerleme kaydedilmiyor.”


Çevirmen, ayrıca yetkililere çağrı da bulunarak, “Cezaevlerinde hak ihlalleri sonlandırılmalı ve hasta mahpuslar bir an önce serbest bırakılmalı” diye konuştu.


MA / Emrullah Acar
Editör: Haber Merkezi