"20 SORU KÖŞEMİZE DAİR"

Merhabalar, "Ötekilerin Gündemi" olarak sanatçılarımıza, yazarlarımıza, duruşlarıyla dünyayı güzelleştirmeye çalışanlar için "20 soru" adlı bir köşe hazırladık.

Bir ülkenin gerçek gelişmişliğini o ülkenin yazarları, sanatçıları ve filozofları belirler. Savaşlar biter, devri devran değişir, geriye yazı kalır ve yazılan romanlar, şiirler ve öyküler ve resimler toplumların gerçek tarihini oluşturur.

Hep klasikleşen “20 soru” gibi bir köşede ısrarcı olmamızın nedeni, yazarlarımıza ve sanatçılarımıza, dünyayı güzelleştirmek için emek harcayanlara ve direnenlere selam ederek, onların soluğunu duyurmak, kelimelerle onların dünyasını anlayabilmek ve anlatabilmek. Birbirinden değerli sanatçılarımızla, gazeteci, politikacı ve aktivistlerimizle yüreklerinize ve bilinçlerinize dokunmak istiyoruz. Bu köşeyi seveceğinizi umuyoruz.

Her anlamıyla tarihsel ve zorlu bir süreçten geçerken, heyecanı, ilgiyi, dahası umudu artırmak için, desteğinize ihtiyacımız var.

Hepinize sevgi ve saygılarımızla…

Ötekilerin Gündemi

SANATÇILARIMIZ VE YAZARLARIMIZLA 20 SORU

Varlık sözcüğü sizde neyi çağrıştırır?

Üretimi çağrıştırır. Çünkü ancak üreterek dünyaya kalıcı eser bırakabilir ya da bir şeylere dokunuruz.

Geçmiş, şimdi ve gelecek dersek…

Geçmiş: Kadim bilgi, deneyim, ders…

Şimdi: Çalışma, inanç, olgunlaşma…

Gelecek: Umut, çalışmanın meyvesi…

En çok etkilendiğiniz roman, film ve tiyatro.

Roman: Mitka Grıpçeva’nın Seni Halk Adına Ölüme Mahkum Ediyorum’u.

Film: Leon

Tiyatro: Fosforlu Cevriye

İlk gençliğinizde kime öykündünüz, kahramanınız kimdi?

Halide Edip Adıvar’a öykündüm. Ortaokulda Agatha Christie çok okudum. Ayrıca Charlotte Bronte’nin Jane Eyre karakteri kahramanımdı.

Nerede yaşamak isterdiniz? Coğrafya kader midir?

Ülkemi seviyorum. Coğrafya elbette kaderdir.

Yeniden doğsaydınız hangi mesleği seçmek isterdiniz?

Yazarlığın dışında gönlümdeki tek meslek öğretmenliktir.

En sevmediğiniz ve en sevdiğiniz yanınız?

Jetonum geç düşer. En sevdiğim yanım ise mazluma sahip çıkışım.

Aşka inanır mısınız? Aşk mı özgürlük mü?

Aşka inanırım. Aşk ile özgürlüğün karşıt olduğunu düşünmüyorum. İlle de seçmek zorunda kalırsam tabii ki özgürlük derim. Ama ben özgürlüğü, içinde vicdan ve sorumluluk bulunan bir kavram olarak ele alıyorum; yoksa herkesin her istediğini yapabilmesi olarak değil.

İnsan sözcüğü sizde neyi çağrıştırır?

Vicdan, sevgi, neşe…

-Dayanamadığınız insan tipi?

Fesat, sinsi, dangalak insanları sevmem.

-Koku dersek; kentlerin kokusu nedir sizin için?

Kentlerin kokusu yaşamıyla ve coğrafi özellikleriyle özdeştir. Örneğin İzmir deniz kokar, Diyarbakır baharat…

- Şimdinin kokusu?

Ağır bataklık kokusuna karışmış hafif nilüfer kokusu.

-En çok dinlediğiniz müzik?

Türk sanat müziği...

Şu an neler okuyorsunuz?

Mültecilerle ilgili kitaplar okuyorum.

Pişmanlıklarınızdan üçü…

Üniversiteyi bitirmemek. Bazen eşimi seçmeyi de düşünüyorum ama iyisiyle kötüsüyle yaşadık işte.

Ölümden ve yaşlılıktan korkar mısınız?

Hayır. Ölüm olmazsa yaşam olmazdı. Hem bugüne kadar dünyaya gelen insanların hepsi hâlâ yaşasaydı dünyada kaos artardı ve yer kalmazdı. Yaşlılık, yaşamış olmak demek. Ne mutlu ki doğmuşum, yaşıyorum. Şanslıyım.

Yalnızlık?

Yalnızlığı seviyorum. Keyfime göre yaşıyorum ve rahat rahat çalışıyorum. Ama zaman zaman ilerisi için korkuyorum. En iyisi çocuklara yakın oturmak.

En büyük hayaliniz?

Dünyada barış ve huzur olması.

Hayatınızda olmazsa olmaz dediğiniz üç şey!

Çocuklarım, kitaplarım, bilgisayarım.

Evrene neyi fısıldamak istersiniz?

Vicdan.

Editör: Haber Merkezi