ANKARA - Meclis’te kabul edilen “yeni seçim yasası”yla daha adaletsiz bir sisteme geçildiğini, seçim süreci ve sandık güvenliğinin darbe aldığını belirten Adil Seçim İçin Seçim Güvenliği Platformu, değişikliğin AYM’ye götürülmesi çağrısında bulundu.

Adil Seçim İçin Seçim Güvenliği Platformu, Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilen “Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ne dair yazılı açıklama yaptı. Söz konusu kanun teklifiyle 32 saat 28 dakikalık kısıtlı bir tartışmanın ardından ülkenin seçim sisteminin değiştirildiğine dikkat çekilen açıklamada, Genel Kurul’a dair yapılan gözlemler şöyle aktarıldı: 

“Teklifin, Komisyon ve Meclis görüşmelerinde muhalefet sözcüleri önemli açıklamalar yaptı. Ancak, bu açıklamaların kamuoyu ile paylaşılması ve seçmen tabanına ulaştırılması için çaba harcanmadı. Muhtarlarla ilgili maddenin çıkartılması, seçmen kütük işlemlerinin bir yıl önceki kayıtlar üzerinden alınmak yerine üç ay öncesine çekilmesi Meclis’te bir şeylerin değişebildiğinin göstergesi idi. Bunlar dikkate alınıp teklif iyileştirilebilir, partilerin tam katılım sağlaması ve ortak hareket etmesi ile bu antidemokratik teklifin demokratik hale getirilebilmesi için çaba gösterilebilirdi.”

MUHALETEFET ÖNEMSEMEDİ 

Genel Kurul tutanakları ve basına yapılan açıklamalar incelendiğinde muhalefet cephesinde “iktidarın zaten gideceği” havasının yaygın olduğu, bu nedenle değişikliklerin önemsenmediğinin görüldüğü kaydedilen açıklamada,  “Kanun tekliflerinin açık oylandığı TBMM Genel Kurulu’nda bu teklif açık olarak oylanmadı ve bir madde hariç vekillerin elektronik oy kullanması sağlanmadı. Böylesi bir değişikliğe neden olanlar kayıtlara geçmemiş oldu. Komisyon aşamasında 14 partinin 8’inin katılmamasına ek olarak, Genel Kurul aşamasına katılan muhalif milletvekili sayısının azlığı dikkat çekti. Bu önemli kanunda yapılacak olan değişiklikler sırasında parti genel başkanlarının Genel Kurul’da bulunmaları ve oylamaya katılmaları kamuoyunun bilgilendirilmesi açısından son derece yararlı olurdu” diye belirtildi.

SEÇİM GÜVENLİĞİ DARBE ALDI

Söz konusu kanun teklifinin kabulüyle daha adaletsiz bir seçim sistemine geçildiğinin altı çizilen açıklamada, “Seçim süreci güvenliği ve sandık güvenliğinin ciddi olarak darbe aldığını belirtmek istiyoruz. İl barajı görevi görecek ve birinci partiye imtiyaz sağlayarak, diğerlerinin temsil hakkına el koyacak bir düzenlemenin getirildiğini, kıdemli hakimlerin tasfiye edileceği, daha önce bakanlar ve Başbakan’a getirilen seçim yasaklarından Cumhurbaşkanı’nın muaf tutulduğunu ve Cumhurbaşkanı’nın geçen seçimlerde suistimal ettiği her şeyin böylece kanuni hakkı haline getirilmesini adil ve güvenli bir seçim açısından son derece tehlikeli buluyoruz. 2018 seçimlerinde Cumhurbaşkanı’nın kampanya bütçesi, hazine yardımı, TRT’ye çıkma süreleri, TV reklamları, kamu kaynaklarının kullanımı gibi pek çok konuda eşitsizliği bizzat uyguladığını hatırlatmak istiyoruz” ifadeleri yer aldı.

AYM’YE GÖTÜRME ÇAĞRISI

Muhalif siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine ve yurttaşlara önemli görevlerin düştüğü hatırlatılan açıklamada, “Daha önce Başbakan ve bakanlara getirilen seçim yasaklarının bu değişiklikle Cumhurbaşkanı’na getirilmemesi Anayasa’ya aykırıdır” denildi. Bu nedenle teklifin Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) götürülmesi gerektiğine vurgu yapılan açıklamada, şöyle devam edildi: “Başvurunun tek parti tarafından değil, adil bir seçimin herkesin çıkarına olacağı düşüncesi ile bütün partilerin ortak imzası ile AYM’ye iletilmesinin çok daha değerli olacağını düşünüyoruz. Yurttaşlar ve sivil toplum kuruluşları süreci yakından izlemeli ve görüşlerini siyasi partilere iletmelidirler. TBMM’den geçen kanun, seçim güvenliği çalışmalarının yerele indirilmesinin ve muhalif tüm siyasi partilerin yerelde birlikte hareket etmelerinin hayati önemini ortaya koyuyor. Platform olarak seçimlerin adil ve eşit koşullarda yapılması için, sorunların çözümüne dönük yurttaş seferberliği yaklaşımıyla hareket edeceğimizi duyururuz.  Seçmenlerin seçime katılımını artıracak önlemleri ortaya koymaya, kamuoyu ve siyasi partilerle veri paylaşımı başta olmak üzere iş birliğini geliştirmeye, sandıklara giren oyun aynı şekilde çıktığı, sonuçta halkın iradesinin sandığa yansıdığı bir seçim için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz.”  ( MA )