'Seracılık işsizler için bir alternatif olabilir'

VAN-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: Van'da daha önce bekçiliğini yaptığını boş arazide belediyeden aldığı destekle sera kurarak organik tarıma başlayan Fırat Namaz, maliyeti düşük olan seracılığın işsizler için bir alternatif olabileceğini söyledi.

MA'nın haberine göre; Van’ın İpekyolu ilçesine bağlı Halilağa Mahallesi’nde boş bir arsada kurduğu iki serada organik tarım yapan Fırat Namaz, ilkbahardan sonbahara kadar domates, salatalık, biber, domates ve soğan; kışın ise lahana, turp, roka, kişniş, dereotu ve marul üretimi yapıyor. 7 yıldır ekim yapan Namaz, maliyeti düşük olan seracılığın işsizler için bir alternatif olabileceğini söyledi.

Dış mahallelerde neredeyse her evin önünde boş bir arsanın bulunduğunu dile getiren Namaz, bu arsaların değerlendirilebileceğini belirtti. Kurumların destek vermesi durumunda kentte seracılığın gelişeceğini söyleyen Namaz, yüzlerce kişinin çalışabileceği seraların kurulmasının çok da zor olmadığını dile getirdi.

Serasını kurduğu Kale Yolu üzerinde bulunan boş arsanın önce bekçiliğini yaptığını paylaşan Namaz, 2012 yılında belediyeden aldığı destekle mevcut serayı kurduğunu belirtti. Organik tarımın önemine işaret eden Namaz, "2012 yıllından beridir seracılık ile uğraşıyorum. Mayıs ayından ağustosa kadar domates, salatalık, biber, maydanoz, roka, soğan gibi sebzeler yetiştiriyorum. Bir iki ay toprağı dinlendirip tekrar yeşillik ekiyorum. Kendi imkânlarımızla yapıyoruz. Her şeyimizi topraktan alıyoruz. İlk seramızı açtığımızda mahalle sakinlerine ücretsiz verdik sebzeyi. Kendi ektiğimizi biçip ayakta duruyoruz. Yaptığımız bu iki serayla yetinmeyi düşünmüyorum. Eğer destek verseler sayısını daha çok artıracağım” dedi.

Kentin sera için çok uygun olduğunu söyleyen Namaz, "Eğer sayısını artırırsak, insanlara büyük bir iş kapısı açılmış olur. Toprağın ve üretimin yabancı değiliz. Dedelerimiz eskiden büyük büyük bostanları ekerdi. Şimdi artık o bostanlar yok. Toprağa değer verirsek ve uğraşırsak aç kalmayız. Bir zamanlar Van’da bu işi yapan çoktu. Artık toprakla bağımız kesildiği için yabancı geliyor insanlara. Oysa topraktan besleniyorduk bir zamanlar. Zahmetli bir iş; ama bir o kadar da keyifli” diye konuştu.

Her sebze ve meyvenin yetişme sürelerinin farklı olduğuna dikkati çeken Namaz, "Mersin’den, Alanya’dan getiriyoruz sebze fidesini. Daha sonra bu fideleri ekiyoruz. Bir ay sonra ürün almaya başlıyoruz. Salatalık erken ürün veriyor; ama biber ve domates biraz daha uzun zamanda yetişiyor. 3 ve 4 ay sebze satıyoruz. Çevremiz doğal ve organik sebze yetiştirdiğimiz için çok memnun.  Mahalle sakinleri bazen buraya geliyor ve kendi elleriyle sebzesini dalından koparıyor. Gördüğünüz lahanaları deneme amaçlı ektim. Gelecek yıl bunu daha fazla ekeceğim. Lahana soğuğu seven bir bitki ve burada rahat yetişiyor. Turp da çabuk yetişen bir sebze. Ama diğer sebzeler biraz zaman istiyor. Emek vermeden bazı şeylerin meyvesin yiyemezsin işte bizimki de tam olarak böyle. Ektiğimiz sebzeleri topluyoruz daha sonra desteliyoruz. Perakende olarak satıyoruz. Dereotu, kişniş, maydanoz ve turp en çok yetiştirdiğimiz sebzeler. Bunun yanında kavun da ektik; ama soğuk vurduğu için fazla verim alamadık. Isıtma sistemi olmadığı için don vurduğunda ürünlere çok zarar veriyor. Isıtma sistemi çok masraf isteyen bir şey. Ondan dolayı kışın en iyi ürün yeşillik. Bizlerde yeşillik ekimine daha fazla önem veriyoruz. En fazla verimi domates ve biberden alıyoruz” diye anlattı.

Destek verilmesi durumunda kentte büyük bir iş alanının açılacağını söyleyen Namaz, "Bu işi yapan insanlara gerekli destek verilmeli. Ve sera sayısı arttırılmalı. İşsizlik ancak bu şeklide azalır. İnsanlar kendi ekmeğini topraktan kazanabilir. Bu anlamda ilgili kurumlar üstüne düşeni yapmalı ve destek olmalı” dedi.