DERSİM ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ- Dersim Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Ali Haydar Ben, Dersim’de ve birçok kentte yaşanan ekolojik yıkıma dair Ötekilerin Gündemi’ne konuştu. Ben, “Dersim’den İkizdere’ye selam olsun çevre mücadelesine” diyerek doğa için ortak mücadele edilmesi gerektiğini savundu.

Söyleşi: Hüseyin Yaşar Sezgin

Bölgede doğa tahribatının en yoğun yaşandığı bölgelerden olan Dersim, madenlerin ve baraj projelerinin kıskacında. Ovacık, Pülümür ve Hozat’ta taş ocakları, maden aram ruhsatları ve hali hazırda işletilen madenler. Ve Dersim’in birçok bölgesinde yapılan baraj ve HES projeleri.

BİR KÖYÜ SULAR ALTINDA BIRAKACAK GÖLET PROJESİ

Son süreçte de Hozat ilçesine bağlı Segedik Köyü’nde yapımı planlanan sulama göleti 2010 yılından beri gündemde. Bu göletle esas olarak Çemişgezek’e bağlı birçok köye su taşınması planlanıyor.

Bu göletle birlikte Peyik Çağlarca Köyü’nden Kinzir Ormanlarına kadar su tutulacak. Segedik köyü ve tarım arazileri ile mera alanları sular altında kalacak.

Taşkirek, Zankirek, Gevüçler, Peyik, Norşin ve Ağzunik köyleri göletin yarattığı tahribattan yoğun bir şekilde etkilenecek.

HOZAT İLÇESİNDE MERMER OCAĞI

Hozat ilçesine Altınçevre ve Yenidoğdu köyleri arasında bulunan Guggurik mezrası bölgesinde ise mermer ocağı yapımı planlanıyor. Mermer ocağının yapılması halinde tarım alanları ve meralar zarar görecek. Yöre halkı projenin köyleri tamamen bitireceğini belirterek doğa tahribatının yaşanmaması için çağrıda bulunuyor.

“TAHRİBATI DURDURMAMIZ İÇİN MÜCADELEYİ BÜTÜNLEŞTİRMEMİZ GEREKİYOR”

Konuya ilişkin Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) Genel Başkanı Ali Haydar Ben ile konuştuk.

Ben, “Madenler ve baraj projeleriyle bölgenin tarım alanları ile mera alanlarının tamamen yok edilmek istendiğini belirtti.

Önümüzdeki süreçlerde Dersim’deki dost kurumlarla birlikte doğa tahribatına karşı çalışmalarına devam edeceklerini ifade eden Ben, “Dost kurumlarımızla birlikte yerinde inceleyip ne yapabiliriz durumunu halkla birlikte hareket etmek istiyoruz. Doğa tahribatlarına izin vermememiz gerekiyor. Bu, bir kurumun yapabileceği bir şey değil, kurumlarımızın birleşik mücadele hattıyla geri püskürtebiliriz. Eskiden bir ya da iki kurum çok çalışma yürütebiliyordu ancak sermaye gücü ezilenlere, doğaya karşı bütünleşerek yok etmeye çalışıyor. Sermaye kesimi bütünleşebiliyorsa bizler de kurumlar olarak gerçekten bu çalışmaların önüne geçip tahribatı durdurmamız için bütünleşmemiz gerekiyor” diye konuştu.

“DOĞAYI SERMAYEYE TESLİM ETMEYECEĞİZ”

Gerek kurumsal anlamda gerekse hukuksal anlamda mücadelenin gerekliliğini savunan Ben, “Önümüzdeki süreçte kurumlarımızla, bölge halkıyla birlikte planlayıp çalışma yürüteceğiz. Dersim’in doğasını teslim etmeyeceğiz sermaye kesimine” dedi.

“İKİZDERE’DEKİ ÇEVRE MÜCADELESİNE SELAM OLSUN”

Rize’nin İkizdere ilçesinde bulunan İşkencedere Vadisindeki doğa tahribatına karşı yapılan doğa nöbetine değinen Ben, şunları kaydetti:

“İkizdere’de, Kaz Dağlarında ve daha birçok yerde ekoloji mücadelesi veren dostlarımızın mücadelesini selamlıyoruz.

“PANDEMİ SÜRECİNİ FIRSATA ÇEVİRİYORLAR”

Devlet pandemi sürecini, fırsata çeviriyor. Normal koşullarda bizim ve ekoloji mücadelesi veren tüm dostlarımızın örgütlenebileceklerini bildikleri için pandemi koşullarını gerekçe göstererek önümüzü kapatıyorlar.

Bunu geçen yıl Munzurlarda gördük, şimdi Rize’de görüyoruz. Pandemi nedeniyle kısıtlamalar gerekçe gösterilip çadırlarımızın kurulmasına izin vermediler. Kamp vs. birçok şeye izin verildi ancak bizim Munzur Gözeleri için yapacağımız çadır kurma yasaklandı. Dersim’de her 15 günde bir yasak ilan ediliyor. Sermayenin koşullarının rahat uygulanması için fırsat sunuluyor. Bu eylem etkinlik yasaklarından vazgeçilmesi gerekiyor.”

“DOĞA VARSA BİZ VARIZ”

Ben, Kaz Dağlarında yaşanan doğa tahribatını şöyle özetledi:

“Kaz Dağlarında yaşanan durum; doğadaki her şeyin yaşama hakkı olduğunu düşünüyoruz. Bir insanın elinin, kolunun, bacağının kesildiği, gözlerinin yok edildiği bir durum düşünün, Kaz Dağları da öyle. Bizim yaşlılarımız hep söyler ya; insanın içinden kan gidiyor.

İnsanı nasıl hastalık öldürüyorsa, sermayeye doğayı peşkeş çekenler de yaşam alanlarını bitiriyor. Biz doğayla varız. Biz varsak onlar var, onlar varsa biz varız. Korumamız gerekiyor.”

“MUNZUR GÖZELERİNDE PROJENİN İPTAL EDİLMESİ GEREKİYOR”

Munzur Gözeleri peyzaj projesine ilişkin son gelişmeleri aktaran Ben, yapılan projenin inançla alakasının olmadığını ve doğayı tahrip ettiğini belirtti.

Ben, sermayenin amacının bölgeyi düzeltmek değil ihalenin birilerinin ceplerini doldurması için yapıldığını ifade etti. Ben, ihalenin iptal kararının projenin tamamıyla iptal kararına dönüşmesini talep ettiklerini belirterek sözlerini tamamladı.

Editör: Haber Merkezi