Söyleşi: İsmail Bardakçı

DİYARBAKIR ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ- Gazeteci İsmail Bardakçı'ya konuşan Kürt sanatçı Kadir Çat, " Türkiye'de ya yeni bir oluşum olduğu zaman ya da bitmeye yakın olduklarında Diyarbakır yolu akıllarına gelir. Hiçbiri gerçek bir Barış yolunu kullanamadı. Diyarbakır yolu hakikatin yoludur" dedi. 

 Son Zamanlarada Kürtçe şarkı söyleyen sokak sanatçılarına yönelik ırkçı söylemlerle zorluk çıkarılmaktadır sizce ne amaclaniyor ?

Mesela sokakta söylenen şarkılar değil mesela politik olan bir dilin her alanda kendini göstermesi şarkı söylemek yasak değil toplum artık öyle bir kutuplaştırılmış ki buna devletin içindeki kademeler dahil kendi içlerinde bir çıkmazdalar. bazen bir vali bir konsere izin verebiliyor bazen bir kaymakam keyfi iptal edebiliyor Bu da kendi içlerinde yaşadıkları çıkmazı açığa çıkarıyor son 2 yıldır biliyorsunuz İstanbul'da Kürtçe tiyatro yasaklandı Mezopotamya Kültür merkezi'nin 30'uncu yıl dönümü konseri yasaklandı,meselenin sadece Kürtçe olması ya da Kürt dilinin olması değil mesele o dilin o fikrin o düşüncenin ideolojik yapısıdır. mesele sadece dil olsa TRT şeş zaten Kürtçe yayın yapıyor ben buna bu şekilde bakıyorum, devlet içindeki bazı kademelerin kendi içlerinde anlaşamadığıni düşünüyorum. Nitekim ülke gündeminde seçimler varken hele hele HDP bu kadar gündem iken, mevcut hükümet daha da çok yanlış yaparak Kürtlerin Kürtçe dilinin yasaklanması konusunda bir tavır takılacağını düşünmüyorum Bu tamamen bazı zihniyetlerin bazı düşüncelerin bazı derin güçlerin işidir... 
Bunun üzerinden rant elde etmeye çalışanlar kürdün dilini yasaklamaya çalışanlar var.
Asimilasyona karşı en büyük silah kültür sanattır, kültürün en derin öznesi dildir hele hele gündemde anadilde eğitim Kürtçe'nin seçmeli dil olması tartışması yapılırken böyle bir yasaklamanın keyfi olduğunu düşünüyorum....

Son yılarda Kürt sanatina tarihine kültürüne yönelik bir asımilasyon politikası yörütülmektedir sizce ne amaçlanıyor?

Evet son yıllarda ülkede gün geçtikçe  Kürt sanatına tarihine Kürt kültürüne Kürt coğrafyasının Kürdün tarihine ciddi ciddi saldırılar gerçekleşiyor, bunu devlet bunu hükümet kabul etmese de maalesef ki son yıllarda bu gittikçe artmıştır. Buna en bariz örnek Kayyum atılan belediyelere bakmak gerekir belediyelerde Kürtçe tabelalar Kürtçe dili ile hizmet Kürtçe dersler verilirken kayyumla beraber önce Kürtçe tabelalar söküldü sonra şehirlerde Kürtçe olan birçok isimler değiştirildi Kürdün tarihi olan ünlü edebiyatçılar parklara isimleri verilmişti ,onlar değiştirildi biliyorsunuz 2016'da Kürt Kültür merkezlerinin Kürtçe dergiler Kürtçe gazeteler Kürtçe televizyonlar Kürt dernekleri özellikle Kurdi-der kapatıldi...
Bir halkın dili kulağa gözü yasaklanması asimilasyon politikası olarak ele alınır.
Maalesef ki hangi hükümet başa geldiyse bunu yasaklamaya çalıştı. Peki ne oldu yasaklanınca bir halkın dili bir halkın kültürü bir halkın sanatı bitmiş mi oldu? mesela sadece dil olduğunu düşünmüyorum mesela o dilin ideolojik yapısıdır, o dilin ne söylediği dir, o dilin hangi şarkıyı söylediği dir,o dilin hangi öykü'yü söylediği dir o dilin hangi siyaseti yaptığıdir.
Maalesef ki Türkiye'de hangi hükümet başa geldiyse bir kere bunu yapmaya çalışmıştır, ama sonunda bu gerçeklik ile karşı karşıya kalıp ya çözüme ya da bitme gitmiştir, asimilasyon politikası sadece son yılların sorunu değil onlarca yıldır sadece Kürt halkı için değil tüm etnik halklar için etnik diller etnik kültürler için çok tehlikeli olmuştur. oysa Bir Dilii yaşatmak bir kültürü yaşatmak o dilin sanatını yapmak en onurlu insani anlayıştır...

Mamoste  malum son bir kaç aydir ülke genelinde inanılmaz bir zamlar ve  elektiriğe doğalgaza soygun deninecek düzeyde zamlar yapıliyor ve halkın tepkisi çig gibi büyumekte?

Evet son zamanlarda  Türkiye'de üretimin olmadığı  sorunların çıg gibi büyüyüp toplumun karşısına çıkması. Üretimin olmadığı bir yerde tüketimin hızla gelişmesi ciddi krizlerin açığa çıkacağı belirtisiydi zaten.
Kimse bunun politik olmadığını kimse bunun siyasi bir kriz den kaynaklı gelişmediğini inkar edemez ,siyaset ne kadar şeffaf siyaset ne kadar açık ve dürüst yapılırsa krizler o kadar erken önlenebilir, ama maalesef ki Türkiye'de siyaset şeffaf değil ve gittikçe derin bir karanlığa doğru sürükleniyor hiçbir geliri olmayan hiçbir geleceği olmayan bir toplum bu siyasi krizin cefasını şu an çekiyor yanlış seçimler, sorgulanmayan bir yapı ,sırf dini değerler ön planda diye,sırf devletçe anlayış ön planda diye bir parti seçmek kendi geleceğini belirlemek aslında kendi kaderini belirlemektir. Nitekim  sorgulama yetisini kaybetmiş Bir toplumun kendi geleceğini inşa etmesi imkânsızdır ,evet Türkiye'de kriz var ekonomik siyasi toplumsal birçok kriz ile karşı karşıyadır pandemi sürecini hepimiz çok iyi hatırlıyoruz esnaf kan ağlıyorken işsizlik her gün artıyorken insanlara pandemi sürecini atlatmak için IBAN gönderildi. Aslında buradan belliydi zaten toplumumn cebinden besleniyor.


          Bunun tek bir çözümü var. Gerçeklik ile yüzleşmek.


Maalesef ki Türkiye'de henüz bunu yapabilecek bir irade yok insanlar sokağa dökülüyor insanlar işsiz intihar ediyor insanlar krizlerden dengeleri bozuluyor hiçbir aile mutlu değil, hiçbir yaşlı mutlu değil,hiçbir genç mutlu değil ,hiçbir anne mutlu değil ,hiçbir Baba mutlu değil, hiçbir çocuk mutlu değil, hiçbir memur mutlu değil. Peki kimler mutlu?
Orta sınıf diye bir sınıf kalmadı,, zengin daha çok zengin fakir daha çok fakir oldu bana göre bu krizlerin dünyayı sarsan bu krizlerin en büyük sebebi savaşlardır şu an 3. Dünya Savaşı'nın merkezi Suriye dir Bu yüzden en gelişmiş ülkeler dahil bir kriz içerisindedir herkes kendi iç sorunlarını dönmek zorundadır. içten Barış içten huzur içten kardeşlik olursa bütün krizler çözülebilir....

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Demokrasinin yolu  Diyarbakırdan  geçer ve Diyarbakır  halkina samimi gelmemistir  bu açıklama  sizce ne kadar samimi görüyorsunuz CHP liderinin bu açiklamasini?

 Öncelikle bu söylemi daha önce Türkiye'de birçok parti lideri tekrarlanmıştır, tekrar siyaset, yerinde sayan siyaset, aynı sorunları aynı çözümlerle çözmeye çalışmak aynı dili kullanmak aynı zihniyet ile sorunları çözmeye çalışmak tekrarın tekrarıdır. Türkiye'de Diyarbakır'a giden hiçbir partinin yani bölgede oy almaya çalışan klasik partilerin bu cümleyi kullanması artık trajikomedidir bahsedilen cümlenin yani demokrasinin yolu Diyarbakır'dan geçer söylemi bize göre gerçektir. demokrasi  Diyarbakır'dan geçer yani demokrasinin yolu Diyarbakır'dan geçer ,barışın yolu Diyarbakır'dan geçer, bunu bu şekilde kabul etmeleri gerekiyor Bu gerçekliktir bu hakikattir öz itibariyle gerçek olan ve dönüp dolaşacaklari yer Diyarbakırdir.
Onları bu söylemi söyleten bitmişliklerinin göstergesidir. Türkiye'de ya yeni bir oluşum olduğu zaman Diyarbakır akıllarına gelir ya da bitmeye yakın oldukları zaman Diyarbakır yolu akıllarına gelir...
 B
u sudan çok kişi içti, çok parti içti ,bu cümleyi çok parti kullandı, ama hiçbiri gerçek bir Barış yolunu kullanamadı. Diyarbakır yolu hakikatin yoludur

Ben Türkiye'de CHP zihniyeti ile aslında mevcut zihniyet ile mevcut cumhuriyet ile Türkiye'de Kürt sorunu çözecek bir irade görmüyorum...
 çünkü içi boşaltılmış Cumhuriyetin içine doldurmadan yani Cumhuriyeti demokratikleştirmeden bir adım atabileceklerini düşünmüyorum. zaten Kürdün inkarı, kültürünün inkarı cumhuriyetin içi boşaltıldığı zaman asimilasyon politikasının tohumları atılmıştı .
CHP'nin Kürt sorununda bir irade olacağına mevcut haliyle Türkiye'de tüm halkları kapsayacağını düşünmüyorum
Ne ekonomik olarak ne siyasi olarak bir güçleri bir çözüm politikaları başta Kürt sorunu olmak üzere özgürlükler sorunlarının çözümü için bir irade olduklarını ve bu irade ile adım atacaklarını an düşünmüyorum...

Bundan kaynaklı millet ittifakı'nın mevcut hal ile değişmeden Türkiye'de bir değişim olacağına kestiremiyorum.
Son seçimlerde HDP nin oyları ile birçok yerin belediyelerini kazanmaları onların şu anki duruşlarını belirliyor HDP den korkan isminden bile korkan beceriksiz bir zihniyet ile karşı karşıyayız
CHP Türkiye'deki başlı sorunların ismini koymaya korkan milliyetçiliği ve devletçiliği esas alan bir zihniyet ile yoluna devam edemez.
HDP nin çaresiz olduğunu düşünüp millet ittifakı oy vereceğini düşünenler tarihi bir yanılgı içerisindedirler
Son yıllarda krizlere de çözüm arayan topyekün sorunlara çözüm bulan ülkede barışı eşitliği ortak vatan'da ortak yaşama esas alan tüm renkleri ile Ortadoğu ve dünyaya örnek olan demokratik bir siyasi parti olan HDP gerçekliği vardır, bunu AKP de CHP de tüm partiler çok iyi biliyorlar
Kürt sorununa demokratik yaklaşan Kürt sorununa anayasal haklar temelinde yaklaşan barışçıl çözümler esas alan anayasal güvence ile bu köklü soruna el atan hangi parti olursa olsun birleşmelidirler...
Son olarak CHP'nin Türkiye için bir şans değil parlamenter sistem adı altında tekrardan inkârcı bir zihniyetin gündeme geleceği kaygısı taşıyorum...
Bu temelden Türkiye'de biz sanatçılar olarak Özgür bir ülkede demokratik bir ülkede özgürce sanatımızı yapmak toplumun aydınlık yüzü olmak toplumun değerlerini korumak onları öğütmek ve topluma sunmak gibi bir tarihi sorumluluğumuz vardır
Bu yüzden de krizlerinde savaşlarında karşısında olarak toplumun yanında olacağımızı bir kez daha buradan söylemek istiyoruz. Sanatçılar barışın ve kardeşliğin türkülerini ezgilerini şarkılarına özgürce söyleye bilmelidir.
Sanat ve sanatçının yasaklandıgı dilin ve kültürün yasaklandıgı bir coğrafyada kalkınma olmaz, aydınlanma olmaz, demokratikleşme olmaz ,daha çok zulüm daha çok baskı daha çok köreltilmiş Bir toplumun açığa çıkar.
Barış'la kalın...

Editör: Haber Merkezi